Benlik yıkımı olarak ideal güzellik
Zozan SİMA yazdı —
- İncelmiş çene, fındık bir burun, asılmış ya da dövme ile çizilmiş kaşlar, dolgun dudaklar… uzayıp giden bir liste. Mimiksiz, ifadesiz belki biraz ağır bir tanım ama bu ölü yüze bakmakta zorlanıyorsunuz.
İncelmiş çene, fındık bir burun, asılmış ya da dövme ile çizilmiş kaşlar, dolgun dudaklar… uzayıp giden bir liste. Mimiksiz, ifadesiz belki biraz ağır bir tanım ama bu ölü yüze bakmakta zorlanıyorsunuz. Fakat gel gör ki, bakılsın diye baştan yaratılmış, para verilmiş, zaman harcanmış bir yüz karşınızdaki.
Moda mı, hastalık mı, özenti mi adına ne dersek diyelim; bunun kadınların kapitalist sistemin en ince metası ve son sömürgesi kılınmaları ile bağı var.
Kozmetik ve moda, kapitalizmin en karlı sektörleri arasında. Kadınları deri renkleri, saç biçimleri, boy ve kiloları ile sorunlu kılarak fabrika üretimi plastik çiçeklere çeviren bu estetik furyası, tüm dünyada olduğu gibi Güney Kürdistan’da daha yoğun olmakla birlikte diğer Kürdistan parçalarında da hiç de azımsanmayacak oranlarda giderek daha geniş bir pazar alanına sahip.
Güney Kürdistan’da yayın yapan tvlerde istisna birkaç kişi dışında bundan nasibini almamış bir spiker, sanatçıya rastlamak oldukça güç. Bu da bir teşvik yöntemi.
Dolayısıyla estetik işlemden geçmemiş olmak bir kadının kendini bırakmışlığı, kendini önemsememesinden kaynaklanan bir kusur gibi yansıtılıyor. Egemen güzellik normlarının dışında bir yüz ve bedene sahipseniz, bu varlığınızla problemli hale getirildiğiniz bir suçluluk hissine dönüştürülüyor.
Kozmetik ve estetik sektörü kadınları baştan yaratmayı vaat ederken bunun nasıl bir varoluş olduğu sorgulanmaya değer:
Binlerce yıl boyunca cep telefonları, kameralar, fotoğraf makinaları ya da aynalar yokken, insan insanın aynasıydı. Yüz, aynı zamanda karşınızdaki insanın duygularını, düşüncelerini çözdüğünüz, yorumladığınız içinizin dışa yansıdığı ve insanlar arasındaki iletişimi sağlayan izleri taşırdı.
Günümüzde ise yüz, ifadesiz bir maske ve felce uğramış hissizliğin genç görünmeyle takas edildiği bir gerçekliğe büründürülüyor.
İnsanların ve özelde de kadınların süslenme, bakım ve temizliğe önem vermeleri tarihsel temelleri de olan, insanın estetik olma ihtiyacının insani gereği. Fakat bakım ve süslenme, tarihin hiçbir döneminde bu düzeyde geniş bir kesim için amaç değildi.
Amaç haline gelen güzellik, kadın emeği ve bedeninin sömürüsüne yeni bir katman ekliyor. Hem de gönüllü, hırsla ve bir dinin ritüellerini yerine getirir gibi sorumlulukla. 'Güzelleşme' amaç ve çabayla kazanılacak bir karaktere bürünüyor.
Kadınların ilk vardiyası olan iş alanlarında eşit işe eşit ücret talebi, ikinci vardiyası ev emeğinin ücretsiz ve değersizliğine karşı mücadele sürerken, yazar Heather Widdows, kadınların üçüncü vardiyasının da güzel olmak, güzel kalmak için harcadıkları zaman ve emek temelinde tanımlıyor.
Bu sadece ayna karşısında geçirilen zaman, kozmetik ürünlere harcanan para, estetik cerrahi ile sınırlı kalmayan geniş bir zamanı kapsamaktadır.
Güzellik için harcanan zaman günlük sohbetlerin temel konusunu, yeme alışkanlıklarını belirleyen, okunan dergiler, internet üzerinden takip edilen site ve diğer platformlar kadar, cep telefonları ile çekilmiş resimlere montaj yapmaya, bunları yaymaya dayalı yaşamda geniş bir zamanı işgal ediyor.
Sonuç itibariyle kozmetik ve estetik sektöründe katlanarak yükselen kar oranlarına karşılık, kadınların nesneleştirilmesinin yeni bir boyutu güzellik ideali temelinde yapılandırılıyor. Bu nesneleştirme kadınların erkeklerin beğenilerine göre şekil aldıklarında ve onlar tarafından onaylandıkça bunu içselleştirdikleri derin bir yabancılaşmaya dönüşüyor.
Kadınların kendilerini 'güzel ve değerli hissedeceklerse estetik ve botox yaptırmanın sakıncası olmadığı, güzel ve bakımlı olmanın kadınları güçlendirdiği' söylemleri ile bunların bireysel tercih kapsamında ele alınması, liberal yaklaşımın temel argümanı konumunda.
Kadın özgürlük hareketlerinin bu konularda bir fikir birliğine sahip olmamaları ise dayatılan bu 'güzellik' anlayışına karşı kadınların red-kabul ölçülerini geliştirmesini önlüyor.
Güzellik, geniş ve kapsamlı tartışılmayı gerekli kılan felsefi, kültürel boyutları olan bir konu. Ancak dar anlamda fiziki güzelliği ele alacak olursak; hiçbir çağda belli ölçülerdeki güzellik bu kadar küresel bir dayatmaya dönüşmemişti.
Kadınların zaman ve enerjisini, maddi imkanlarını, sağlıklarını bozma pahasına harcamaları güzel olmanın bir takıntı haline getirilmesi ile sağlanıyor.
Kadınların kendilik bilinci biçimsel güzelliğe dayalı övülme, suçlanma, yadırganma ya da onaylama mekanizmalarıyla oluşturuluyor.
Red-kabul ölçülerimizi geliştirerek ve direnç noktaları oluşturarak bu küresel benlik yıkımına karşı kadınların donanımlı kılınması da bir özsavunma konusudur.