Çoğaldıkça halklaştılar...

Dosya Haberleri —

PKK komutanları

PKK komutanları

  • Ali Drêj... 11-12 yaşlarında ismini duymuştum. Bizim oraların efsane komutanıydı. Azime yoldaş, kadın ordulaşmasının öncü komutanlarından. Meşru savunma stratejisinin komutanı Rojhat yoldaş, tanımlaması anlatması çok zor yoldaşlardan biri de Sarı İbrahim, Botan’ın çelik iradeli komutanı Adil Amed... Şimdi aynı ruhla Adiller gün geçtikçe çoğalıyor, çoğaldıkça halklaşıyor.

İlk kurşundan günümüze-4

ANDOK RONAHİ

Bu yazı, 40 yılını tamamlayan bir hamleyi farklı bir şekilde anlatmak için yazıldı. 40 yıllık amansız bir mücadelenin pek çok kazanımı olsa da bu kazanımların en önemlilerinden biri ve bu kazanımların asıl kaynağı bu mücadelenin kahramanları. Onlar Rêber Apo’nun felsefesinin en iyi takipçileri olmayı başarmış kişilikler. Her birisinin bir roman, bir destan konusu olan yaşamlarını 15 Ağustos Atılımı vesilesiyle anmak için yazıyorum. Anmak için yazmakla birlikte yazarak daha fazla yazılıp edebiyat ve sanatla topluma mal edilmeleri içinde bir kıvılcım olmayı diliyorum.

  

Ali Drêj

11-12 yaşlarında ismini duymuştum. Bizim oraların efsane komutanıydı. Daha sonra çocukluğumun geçtiği Ağrı Dağı eteklerindeki kentte tüm duvarlara yapıştırılmış resimlerde ismini ve cenazesinin resimlerini görmüştüm. Amaçları umutları kırmaktı. Bir halkın umudu olan komutanın cenazesinin fotoğraflarını teşhir ederek halkı korkutmak istiyorlardı. Beklediklerinin tersi oldu. Öfkeler arttı. Bilendi. Binlerce genç ardılı oldu dağlara aktı. Yıllar sonra tekrardan Şehit Herekol arkadaştan dinledim. Her biri Kurdistan halkı için bir deniz feneri gibi rol oynayan öncü kişiliklerden biri olan Ali Drêj yoldaşı dinledikçe hayranlığım arttı. Ve sizinle de paylaşmak istedim. Üç çocuğu ve eşini kucaklayıp veda ettiğinde kızı 4 yaşında, büyük oğlu 3, küçük oğlu da 1 yaşındaydı. 1980’lerin ilk yarısında Şam Üniversitesi'nde tarih bölümünü okurken Özgürlük Hareketi'yle tanışmıştı. Üniversite yıllarında aktif bir şekilde çalışmalara katılmıştı. Üniversiteyi bitirip doğduğu topraklara döndüğünde de hem öğretmenlik yapıyor hem de kitle çalışmaları yürütüyordu. Günler geçtikçe bildikleri anladıklarıyla artık bu şekilde yaşayamayacağını anlıyor. Evli ve çocuklarının olması onu engellemedi. Eşine kararını bildirdi. Amcasının kızı olan eşi, Ali’nin kararlı olduğunu görünce saygı duyduğunu söyledi. Ali büyük bir heyecanla Kurdistan dağlarına yöneldi.

İlk olarak Botan ve Zagros alanlarında gerillalık yaptı. Uzun süre Xakurke alanında kaldı. Xakurke’de tabur komutanlığı görevini yürüttü. Xakurke’deki başarılı pratiğinden dolayı Serhat Eyalet Komutanlığı'na atandı. Serhat’ta kısa sürede büyük eylemlere imza attı. Sadece askeri eylemler değil halk arasında öz savunma milisleri örgütleme konusunda da büyük başarılar sağladı. Serhat Eyaleti'nde binlerce gerilla katılımını ve bir o kadar da silahlı milis örgütledi. Kısa bir sürede halk arasında efsane oldu. 1994 yılında bir grup arkadaşıyla Dersim Eyaleti'ne doğru giderken Çewlîg'de (Bingöl) şehadete ulaştı.

 

 

Komutan Azime

Komutan Azime (Mihriban Saran) Kurdistan gibi dünyanın hiçbir ülkesine benzemeyen, büyük sorunları olduğu kadar küller altında kalmış onurlu bir tarihin sahibi bir ülkede yaşıyordu. Büyük bir toplumsal kriz yaşayan bir toplumda kadın olmak çok daha krizli bir durumdu. Ve bu durumdan çıkabilmek çok büyük fedakarlıklar gerektiriyordu. Hele hele büyük umutlarla ve emekle yakaladığı öğretmenlik mesleğini bırakması, o yaşamı bırakması normal şartlarda çok da kabul edilebilir bir şey değildi. 1970’li yılların son çeyreğinde tanıdığı Apocular ona bu krizden çıkma yolu gösteriyordular. Yola çıktı. Ve yola çıktıktan sonra da hiç arkasına bakmadı. Çünkü çıktığı yol ikircilik kabul etmeyen zorlu ama büyük amaçlarla yüklü bir yoldu. Feodal toplumsal kalıpların hakim olduğu bir toplumda kadın olarak silah kuşanmak o yıllar için hiç de kolay bir şey değildi. Bu durumu aşmak zordu. Ama çıktığı bu yolda olmaz diye bir şey yoktu. Güzel yarınlara kavuşmak için zorluklarla mücadele etmek gerekiyordu.

Kadının ordulaşmasında emeği büyük

1980’lerin başında Lübnan’a geçip askeri ve siyasi eğitim almış, 1982’de Kurdistan dağlarına geri dönmüştür. 1982-1994 yılları arasında dünyanın en büyük ordularından birine sahip bir devlete karşı mücadelede en önde yer almıştı. Başarılı duruşundan dolayı 1986’da yapılan PKK 3. Kongresi'nde Merkez Komite üyesi olarak seçildi. Kurdistan tarihinde görülen en büyük savaş ve buna karşı geliştirilen direniş olan 1992 güney savaşında cephe komutanı olarak yer almıştır. Kadın komutanlaşması ve ordulaşmasında büyük emek harcayan Azime yoldaş 1994’te Botan’da Özgün Birlik Komutanı olarak savaşa katıldı. 1994’te Herekol’de şehadete ulaştı. Azime yoldaş, kadın ordulaşmasının öncü komutanlarındandır ve bugün dünyanın dört bir yanında haykırılan Jin-Jiyan-Azadi sloganlarının temelinde Azime ve yoldaşlarının mücadelesi vardır.

 

 

Milislik Rojhat yoldaşa yetmedi

Yıllar önce Adil arkadaştan dinlemiştim. Her ismini andığında büyük bir saygı ve hasret dolu bir duruş ve gözler belirirdi Adil yoldaşta. Sonradan da Cafer ve Kasım arkadaşlardan dinleme şansına kavuştum. Rojhat (Lezgin Yorgan) arkadaştan bahsedildiğinde onu tanıyan herkeste aynı duruş hakim olurdu. Saygı ve hasret. 15 Ağustos Hamlesi'nin merkezi Botan’dan katılmış bu hamlenin Botan’da kökleşmesi için en ön saflarda savaşmış komutanlardan biridir Rojhat yoldaş.

Besta’nın Biluzêri köyünde doğmuş, ismini de buradan almıştır. Parti saflarında Rojhatê Biluzeri olarak tanınmıştır. Biluzer köyü küçük ve şirin bir köy olmasına rağmen, yakınında akan Besta Meyreme suyu, Piro dağı, Herekol ve Mira yaylaları ona güzel bir yaşam fırsatı tanımıştır. Rojhat arkadaş böyle bir köyde büyümüş, evlenmiş, aile ve çocuk sahibi olmuştur. Kürt insanı nerede olursa olsun, çok çeşitli baskılara maruz kalmıştır. İşgalcilerin, sömürgeci güçlerin ulaşamadıkları yerlerde, çeşitli toplumsal baskıcı güçler-sınıflar bu görevi görmüşlerdir. Toprağın ve doğanın ona kazandırdığı özgürlük ruhunu sahiplenmiş, yapılan zulüm ve baskılara karşı çaresiz kalmayıp, gerçek yaşam yolu olan mücadele yolunu seçmiştir. Baskılara göğüs geren Rojhat arkadaş, halkın malına zorla el koymayı kendilerine hak görenlere karşı durmuş, talancılardan geri almayı da bir hak olarak bellemiştir.

Cesaretin sembolüydü

1984 Ağustos Atılımı'ndan sonra gerillanın Besta alanını merkez üslenme alanı olarak seçmesi sonucu Rojhat arkadaşın PKK'yi ve Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'ni tanıma durumu olmuştur. Rojhat arkadaş milis olarak mücadeleye oldukça büyük bir katkı sunuyordur, ama gün geçtikçe yaptıkları O'nu tatmin etmemeye başlamıştır. 1989 yılında gerilla saflarına katılmıştır. Katıldığı yıllar Kurdistan Özgürlük hareketinin en yoğun savaş yıllarıdır. Savaşta emeği ve cesaretiyle takım komutanlığı, bölük komutanlığı görevlerini üstlenmiştir. 1995 yılında Parti Merkez Okulu'nda eğitime katılmış. Önderliğin eğitiminden aldığı güçle pratik sahaya tekrar dönmüştür. 1998 yılının sonları yaşanıyordur. Çok çetin savaşın yaşandığı bir yıldır. Rojhat arkadaş yine Colemêrg Bölgesi Doğu Cephesi Komutanlığı görevi başındadır. Sonbahar hamlesini geliştirmek için eyalet yönetim toplantısına katılmak üzere bir grup arkadaşla Faraşin yaylalarından Beytüşşebap'a doğru yola çıkar. Masiro suyundan geçerken atının dengesini kaybetmesi sonucu suya düşer ve şehadete ulaşır. Rojhat yoldaş, PKK gerçeğini Önderlik gerçeğinin amansız takipçisi komutanlık tarzı, yürüttüğü savaş ve yoldaşlıkla Kurdistan devriminin yolunu aydınlatmaya devam ediyor. İsminin anıldığı her yerde aynı ruhu yaşatıyor.

 

Meşru savunma stratejisinin komutanı

Özgürlük hareketi tarihinde dört savaş stratejisi vardır: Apocu hareket ilk yıllarında ülkeye dönüş kararı alıp düşünceleri doğrultusunda kitleleri örgütlemeye başladığında bunu fark eden sömürgeci güçler ve işbirlikçileri büyük bir saldırıya başlamışlardı. Bunun üzerine Apocular ilk stratejilerini belirlemişlerdi: İşbirlikçi ajan ve kompradorlara karşı silahlı mücadele. Yıllar geçmiş Apocu hareket gün geçtikçe büyümüş halklaşmış ve partileşmişti. Kurdistan’da yaşanan büyük gelişmelere karşı TC de 12 Eylül Darbesi'yle cevap vermişti. Parti geri çekilme kararı almış, tüm kadroları yurtdışına çıkarmaya başlamıştı. Çok sayıda PKK kadrosu darbe sonrası zindanlara konulmuştu. Bir taraftan zindanlarda direniş sürerken diğer taraftan da Ortadoğu Sahası'nda darbeye karşı direnişin hazırlıkları yapılıyordu. Direnişin ancak uzun süreli halk savaşı stratejisiyle başarıya gideceği dünya devrim tarihinin deneyimlerinden esinlenerek kabul edilecektir. 15 yıl bu stratejiyle dünya tarihinde nadir rastlanan bir gerilla savaşı yürütülmüş, Kürt halkının dirilişi tamamlamış, Özgür Yaşam İnşası sürecine geçmiştir. Paradigma değişimiyle birlikte uzun süreli halk savaşı stratejisinin yerine meşru savunma stratejisi kabul edilmiştir. İşte bu stratejinin kabul edildiği süreçte HPG komutanlığına gelen Erdal (Engin Sincer) arkadaş 15 Ağustos kutlamalarında yaşanan bir kaza sonucu 2003 yılında şehadete ulaştı. HPG 15 Ağustos sonrasında yaptığı konferansta Erdal arkadaşa meşru savunma stratejisinin komutanı ünvanını verdi.

Sözü eylemi hep birdir

Şehadetinden bir süre önce Kurdistan gençlik hareketinin dört parça ve tüm dünyada örgütlenmesini hedefleyen toplantısında görmüştüm. YCK’nin ilk kurucu üyelerinden olduğu için yoğunlaşmalarını ve deneyimlerini aktarıyordu. Hitabı, sözlerinin derinliğiyle orada bulunan herkeste çok ciddi bir etki yaratmıştı. Tabii bir de PKK yoldaşlığının sıcaklığını temsil etme düzeyi de onu etkili kılan temel şeylerden biriydi. Yıllar sonra onunla farklı alanlarda kalmış arkadaşlardan da dinledim. 15 Ağustos denilince gerilla denilince, PKK’nin yarattığı yeni kişilik denilince anlatılmazsa olmayacaklardan biri olduğu için yazıyorum. Erdal arkadaş Kurdistan’dan uzakta Avrupa’da büyümüş, 1980’lerin ortalarında o dönem Avrupa’da yeni yeni örgütlenen Özgürlük Hareketi'yle tanışmış. PKK’yi tanır tanımaz aktif bir şekilde çalışmalara katılmış. Kültür ve gençlik çalışmalarında aktif rol almıştır. Gençlik örgütlenmesinin tarihi bir adımı olan YCK’nin kuruluş çalışmalarında yer almıştır. 1980’lerin son dönemlerinde Mahsum Korkmaz Akademisi'ne gitmiş oradaki eğitimden sonra Botan Sahası'na geçmiştir. 1991’den 1999 yılına kadar Botan’ın pek çok alanında gerillacılık yapmıştır. Yirmi yıla yakın mücadele yaşamında yürüttüğü her çalışmada başarılı olmuştur. Gördüğü, tanıştığı tüm insanlarda unutulmaz izler bırakmıştır. Ve düşüncesi, sözü, eylemiyle 15 Ağustos ruhunu her zaman temsil etmiştir.     

***

Bir gerilla destanı Sarı İbrahim

Tanımlaması anlatması çok zor yoldaşlardan biri de Sarı İbrahim (İbrahim Toptaş) arkadaştır. Neden mi? Çünkü Özgürlük Hareketi'nin soy ağaçlarından ve ulu çınarlarından biridir de ondan. Onun gerilla yaşamı sonu gelmeyen şiirler ve öyküler toplamıdır. Sarı İbrahim’i somut birkaç cümleyle anlatmak zordur. Egîd arkadaşın öncülük yaptığı Êlih'teki Özgürlük Hareketi örgütlenmesine 1970’lerin son çeyreğinde katılır. Yaşı 14’tür. 12 Eylül Askeri Darbesi olduğunda Ortadoğu sahasına çıkar. Ülkeye geri dönüş olduktan sonra 1983 sonu 84 başında ülkeye dönen gruplar içerisinde yer almıştır. O tarihten şehit düştüğü 1 Ağustos 2006 tarihine kadar geçen süre içerisinde, tam 23 yılı aşkın bir süre Kurdistan dağlarında gerillacılık yapmıştır. Başta Lolan, Xinêre, Heftanîn hattında şimdi ‘Medya Savunma Alanları’ dediğimiz bölgede çalışmaya başlayarak geçen 23 yıl içerisinde Bakurê Kurdistan’ın bütün eyaletlerinde görev yapan, dağdan dağa giden, bugün Kurdistan’ın bütün tepelerinde, vadilerinde ayak izleri bulunan başarılı bir gerillacı olmayı basarmıştır. 15 Ağustos Atılımı sürecinde Zagros-Colemêrg sınır alanında görev yürütmüş¸ ardından Serhat’tan Dersim’e, Amanos’tan-Amed’e Botan’a, Mêrdîn hattına kadar bütün eyaletlerde her türlü komuta düzeyinde görev yürütmüş, gerillacılık yapmış, dağdan dağa koşmuştur. Gittiği bazı eyaletlere ilk giden gerilla o olmuştur. Pek çok alanı Kurdistan gerillasına açan Sarı İbrahim’dir. Yirmi üç yıllık gerilla savaşçılığı ve komutanlığı sırasında hep Apocu öncülük özelliklerini şahsında somutlaştırmıştır. O büyük deneyim ve tecrübe gittiği bulunduğu her yerde büyük bir güven yaratmıştır. O, mütevaziliği, insan sevgisiyle dolu yüreğiyle bulunduğu her yerde bir gerilla öğretmeni olmuştur. Bir lokma bir hırka felsefesine göre yıllarca hiç taviz vermeden yaşamış bir öncüdür. Sarı İbrahim hem bir gerilla öğretmeni hem de tek başına bir gerilla ordusudur. Son yürüttüğü çalışma öz savunma güçlerini örgütleme çalışmasıydı. Bir halkın kendi kendini savunan bir konuma gelmesi için büyük bir çabayla gece gündüz demeden çalıştı. Açtığı yoldan şimdi Kurdistan’ın dört bir yanında direniş sürüyor.    

***

Botan’ın çelik iradeli komutanı Adil Amed

Severek dinlediğim Viyan Peyman arkadaş Adil arkadaşın (Ramazan Aybi) anısına yaptığı parçayla daha fazla kişi Adil arkadaşı tanıdı. Ancak bir yıldan fazla birlikte kalmış olma şansına sahip olan ne ben ne de başka birinin Adil arkadaşı yeterince tanıyıp anlatabileceğini sanmıyorum. Neden mi? Çünkü o 1987’den 2008 yılına kadar aralıksız nefes nefese bir savaşın tam ortasında ve en önünde komutanlık yapmış bir komutandı. Ve onu anlatabilmek için kaç ciltlik romanın bile yeterli olabileceğini tahmin etmek bile zor. O, 15 Ağustos Hamlesi'yle başlayan kırk yılı aşkın savaşın en önemli duraklarında en önemli yerinde görev alanlardandı. Cudi Dağı'nın kalbinde Bılıka köyünde doğmuş, 1987’yılında daha on beş yaşındayken gerilla saflarına katılmıştır. Kısa boylu ve zayıftır. Ama iradesi çok güçlüdür. Civa gibi hiç yerinde durmaz. Nerede bir iş nerede vurulması gereken bir hedef varsa en önde koşan O'dur. 1989’da Mahsum Korkmaz Akademisi'ne gider.

'Bu partiye, Önderliğe borçluyum'

Bir devre eğitim gördükten sonra bir dönem Önder Apo’nun güvenlik takımında yer alır. Daha sonra tekrardan Botan’a gider. 1987’den şahadete ulaştığı 2008 yılına kadar Botan, Behdinan ve Zagros ve Kandil dağlarında eylemden eyleme koşmuş, durmak nedir bilmemiştir.

Sadece eylemci de değildir. Apocu kişilik özelliklerini şahsında somutlaştırmıştır. Bulunduğu yerde görevi ne olursa olsun her işte en öndedir. Erzak mı taşınacak, ekmek mi yapılacak ne iş yapılması gerekiyorsa o işi bulup harekete geçiyordur. Önderlikle olan bir diyalogunda Önderlik onun için; "Şekil olarak yürüyen Adil’dir ama özde yürüyen Önderliktir" demiştir. Botan’a gitmeden önce yaptığı röportajda birinci hayali ve hedefinin Önderliği görmek olduğunu söylüyor ve ekliyor; "Bu partiye, Önderliğe borçluyum." 21 yıl aralıksız en zor koşullarda savaşan pek çok kez yaralanan Adil yoldaş Botan’ı Botanlaşmasında öncülük yapan çelik iradeli komutan O da Hayri Durmuş gibi borçluyum demiştir. Şimdi aynı felsefeyle, aynı ruhla Adiller gün geçtikçe çoğalıyor… Çoğaldıkça halklaşıyor.

 

Yarın: Devrimin yolunu aydınlatan meşaleler…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.