Dayê Xonav, 3 oğlunun yolunu gözlüyor
Kadın Haberleri —
- Dayê Xonav Îno Xûndo, DAİŞ tarafından 8 ay boyunca esir alındı. Tilefer, Rojava, Musul ve Kerkük’te tutuldu. Çetelere fidye ödedikten sonra serbest bırakıldı ve Şengal’e geri döndü. DAİŞ’in esir aldığı 3 oğlunun akıbeti ise hala bilinmiyor.
- Dayê Xonav, tanık olduğu DAİŞ vahşetini anlattı: “Genç kadınlar gözümüzün önünde götürülüyordu. İki çete, bir genç kadının ellerini ve ayaklarını bağlayıp götürdü. Şengal’de öldürdükleri gencin kanının sokağa aktığını gördüm.”
DAİŞ çeteleri, Şengal’e saldırdığında Dayê Xonav Îno Xûndo’yu, eşini, üç oğlunu, kaynanası, kuzeni ve yeğenini esir aldı. Her birini farklı şehirlere götürdü, birbirinden haber alamadılar ve vahşetin her türlüsüne tanık oldular. Dayê Xonav’ın 3 oğlunun akıbeti hala bilinmiyor…
Esir alındığı 8 ay boyunca Tilefer, Rojava, Musul ve Kerkük arasında dolaştırılan Dayê Xonav, DAİŞ’in Şengal’e saldırdığı günü Jinha’dan Cîlan Roj’a şöyle anlatıyor: “DAİŞ gelince viraja doğru gittik ama eşim annesinin yanında kaldı ve ‘Annemi onlara vermeyeceğim’ dedi. Ben ve çocuklarım yürümeye başladık, üç viraj geçtik çetelerin arabaları önümüzde durdu ve hemen çocukların telefonlarını ellerinden aldılar. Sonra bize, 'Eve gidin, size kim dedi evlerinizi bırakıp gidin?’ dediler. Bizi arabaya bindirip Şengal’e götürdüler. Onlara inandık, artık onların elindeydik ve gidecek hiçbir yerimiz yoktu."
Bir şehirden diğerine esaret
Çetelerin sözüne birçok kişi inanıp esir düşmüştü. Dayê Xonav ve ailesi de 3 gün Şengal’de tutulduktan sonra Tilefer’e götürüldü. Burada kaldıkları 6 günü anlatmaya devam ediyor: “Durumumuz iyi değildi. Su yoktu, ekmek yoktu. Bir hafta sonra Tilefer'den Rojava'ya gönderdiler ve orada üç ay kaldık. Ardından Musul’a getirdiler ve yaklaşık bir ay Musul’da kaldık. Sonra tekrar Tilafer'e getirdiler."
Bir şehirden başka bir şehre savrulan Dayê Xonav ve eşi, 8 ay sonra yani 8 Nisan 2015’te esir alınan 3 çocuğunu gördü: “Çocuklarımızın kaldığı kampa götürdüler. Bir süre sonra beni ve eşimi fidye karşılığında serbest bıraktılar. ‘Çocuklarımızı da verin’ dedik. Vermediler. Çocuklara ‘gitmiyoruz’ dedik ama onlar, ‘Gidin kendinizi kurtarın’ dediler."
YBŞ ve YJŞ, koruyucu gücümüz
Fidye ödedikten sonra serbest bırakılan Dayê Xonav ve eşi önce Kerkük’e sonra Şengal’e gittiler. Şengal’e vardıklarında HPG-YJA STAR, YPG-YPJ güçleri topraklarını özgürleştirmiş ve YBŞ-YJŞ güçleri oluşturulmuştu. “YBŞ adını duyunca ne hissettin?” sorusunu Dayê Xonav şöyle yanıtlıyor: "YBŞ adını, asayiş adını duyduğumuzda çok sevindik. Eğer gücümüz olsaydı DAİŞ'in eline geçmeyecektik. Biz kendimizi korumazsak bizi kimse koruyamaz."
Sokağa akan kanı gördüm
Dayê Xonav, esirken gördüklerini ise kısa bir sessizlik ve ağlamanın ardından anlatıyor: “Genç kadınlar gözümüzün önünde götürülüyordu. En zoru ve unutmadığım şey; iki çete gelip bir genç kadının elini ayağını bağlayıp götürdü, kadın çığlık attı. Bizi yan yana bırakmıyorlardı. İlk başta evli kadınlar ve çocuklar alınmıyordu ama bir süre sonra gelip onları da aldılar. Erkekleri de öldürüyorlardı. Şengal’de caddede bir gencin nasıl öldürüldüğünü, kanının sokağa aktığını kendi gözlerimle gördüm.”
Büyüklerinin daha önceki fermanları anlatmadığını ve dünyanın 74’üncü fermana gözünü kapattığını söyleyen Dayê Xonav, “Biz toprağın altına girene kadar yaramız kapanmayacak, ölene kadar yüreğimizde kalacak. Êzîdîler hiçbir zaman fermanlar ile bitmez” diyor. ŞENGAL