Kurdistan’da soykırım var, kadınlar öz savunmaya
Kadın Haberleri —
- PAJK ve KJK Koordinasyonları, Kurdistan’da ağır bir soykırım savaşının olduğunu belirterek, “Kürt kadınlarının bu soykırımcı ve kadın kırımcı faşist sisteme karşı öz savunma mücadelesini derinleştirmesi sürecin en temel görevidir. Öz savunma olmadan kurtuluşun, özgürlüğün, adaletin gelişmeyeceği çok açık bir gerçektir” dedi.
- Erkek egemen sistemin 3. Dünya Savaşı ile kadınlara savaş açtığına işaret eden PAJK ve KJK, şunları ekledi: “’Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesiyle Ortadoğu’dan Afrika’ya, Afrika’dan Asya’ya, Asya’dan Avrupa’ya, Abya Yala ülkelerine kadar kadınların ayak bastığı her toprak parçasında öz savunmayı örgütlenmeliyiz.”
Kurdistan Kadın Özgürlük Partisi (Partiya Azadiya Jinên Kurdistan-PAJK) ve Kurdistan Kadınlar Topluluğu (Komalên Jinên Kurdistan-KJK) Koordinasyonları, ortak bir deklarasyon yayınlayarak kadınların 3. Dünya Savaşı’nda öz savunma mücadelesini ortaklaştırması gerektiğini vurguladı.
PAJK ve KJK’nin ortak deklarasyonu şöyle: “21. yüzyılın ilk çeyreği, dünyamızı, ekolojimizi, insanlığı ve kadınlığı özgürleştirme mücadelesi eşliğinde tamamlanmaya doğru gidiyor. 21. yüzyıl, kadın özgürlüğünü sokaklarda, dağlarda, şehirlerde, köylerde, okullarda, işyerlerinde haykıran kadın sesleriyle yankılanarak başladı ve öyle de devam ediyor. Kadın özgürlük mücadelesi ve kadın devrimi, çağımızı karanlığa boğmak isteyen kapitalist modernite ve hegemon erkek güçleri karşısında bir güneş gibi doğup, insanlığın geleceği için umut ve cesaret veriyor.
Rêber Apo, 21. yüzyılı kadın devrimi yüzyılı olarak anlamlandırdı. Zaman, hegemon erkekliğin yarattığı krizlerin anlamsızlığı ile buna karşı kadın öncülüğünde gelişen anlam mücadelesi zamanıdır. ‘Jin Jiyan Azadî’ dünyada kadın devrimi olarak yankısını buluyor. Bu nedenle de KJK ve PAJK olarak kadın hamlemizi ‘Jin Jiyan Azadî ile Kadın Devrimine Yürüyoruz’ (Bi Jin Jiyan Azadî re Ber Bi Şoreşa Jinê) olarak tanımladık. Bu hamleyle 3. Dünya Savaşı’nın bu gerçeğine karşı mücadelemizi yükseltmeyi hedefliyoruz.
Savaş daha görünür, daha yoğun
3. Dünya Savaşı, 2023 yılında daha fazla ivme ve yoğunluk kazandı. Kurdistan ve Rojava’da yıllardır yaşanan soykırımcı savaş, Suriye’de devam eden savaş, Rusya-Ukrayna savaşı, Ermenistan-Azerbaycan savaşı, en son Ekim ayında başlayan İsrail-Hamas savaşı, 3. Dünya Savaşı’nı daha gözle görülür hale getirdi. Afganistan’da kadın ve toplum düşmanı Taliban’ın iktidara getirilmesi, Afrika kıtasında sürekli yaşanan askeri darbeler, Abya Yala ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede aşırı sağ çizgideki partilerin iktidarlara taşınması, Lübnan, Irak, Yemen, Sudan gibi ülkelerde adı tam konulmamış savaş durumları gündemdedir, sonuçları da çok ağır bir biçimde ortaya çıkmaktadır.
Tüm bu savaşlarda milliyetçilik, dincilik, cinsiyetçilik bölgesel ve uluslararası çapta el ele vererek halklara ve kadınlara saldırıyor. 3. Dünya savaş sürecinin en temel özelliği, kadın düşmanlığı, toplum ve doğa düşmanlığıdır. Ancak yerel çapta gelişen savaşlar ön plana çıkartılıp kadına, topluma ve doğaya karşı yürütülen bu sistematik savaş görünmez kılınıyor.
Öz savunma temek sorumluluktur
Bu savaş ortamında kadınlar olarak dünya insanlığının, kadınların, doğanın kurtuluşu için ortak hedef ve amaçlarda buluşarak öz savunma mücadelesini büyütmemiz temel bir sorumluluk düzeyine ulaşmıştır. Hegemon erkeklik ve kapitalist sistemin yaşamın her alanında geliştirmiş olduğu kaos durumu, kadınları bu kaosa karşı özgürlük mücadelesinin öncüsü kılmıştır. Öz savunma olmadan kurtuluşun, özgürlüğün, adaletin gelişmeyeceği çok açık bir gerçektir.
Bu nedenle bilinçlendiğimiz, örgütlendiğimiz kadar kendimizi savunabilmeliyiz. İdeolojik, politik, gerektiğinde askeri, sosyal, ekonomik, eğitim, kültürel, sanatsal, inançsal, fiziksel, psikolojik her boyutta kendimizi savunmalıyız. Tek bir kadının bile eksilmemesi için hem örgütlü ve hem de bireysel savunmamızı en zengin ve güçlü biçimlerde gerçekleştirmeliyiz.
Kurdistan’dan Abya Yala’ya
Ortadoğu’dan Afrika’ya, Afrika’dan Asya’ya, Asya’dan Avrupa’ya, Abya Yala ülkelerine kadar kadınların ayak bastığı her toprak parçasında demokratik kadın sistemini geliştirme temelinde örgütlenmek ve örgütlülüğü birleştirmek, öz savunmayı bu stratejiye dayandırarak taktikleri geliştirmek, yürüdüğümüz yolları daha da aydınlatacaktır.
Dağda, şehirde her yerdeyiz
KJK ve PAJK olarak Kurdistan’da Şehit Sakine Cansız arkadaşın öncülüğünde gelişen elli yıllık bir kadın mücadele tarihine, otuz yıllık da örgütlü kadın gerilla mücadele deneyimine sahibiz. Kadın gerilla ordusu YJA/STAR, kadın partisi PAJK, genç kadın örgütlenmesi KJC ve kadın demokratik konfederal sistemi KJK ismiyle kadın devrimi mücadelesini tüm Kürdistan’da yürütmekteyiz.
DAİŞ’in Rojava, Maxmur ve Şengal’e saldırısıyla birlikte kadın gerillalarımız korkusuzca savaşmış, dünyanın bu en vahşi çetelerinin sonunu getirmiştir. YJA/STAR’ın bu onurlu ve güçlü duruşu Rojava devrimini gerçekleştiren Kürt kadınları, Şengal’deki Êzîdî kadınlar için ilham ve güç kaynağı olmuştur. Rojavalı ve Şengalli kadınlar, bu kadın öz savunma gücünü örnek alarak YPJ ve YJŞ örgütlülüğünü geliştirmiştir. Rojhilat Kurdistanı’nda HPJ, Bakur Kurdistanı’nda YPS-Jin dağda gelişen kadın savaşçılığını örnek alarak kendini örgütlemiştir. Rojhilat Kurdistanı’nda Jîna Emînî’nin isyanı ve İran rejimi tarafından katledilmesinin ardından gelişen kadın eksenli isyan, gücünü ve cesaretini Kürt kadınının kendi öz savunma örgütlülüğünden almıştır.
Özgürleşmenin tek sesi
Kurdistan’da ağır soykırım ve kadın kırım saldırıları devam etmektedir. Bu nedenle Kürt kadınlarının bu soykırımcı ve kadın kırımcı faşist sisteme karşı öz savunma mücadelesini derinleştirmesi sürecin en temel görevidir. Bugün Kurdistan ve Ortadoğu’da ve dünya genelinde kadınlar olarak en asli ihtiyacımız, ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesi doğrultusunda isyanımızı, demokratik sistem inşamızı ve öz savunmamızı ilmek ilmek örmektir. Bu ses, kendimizi savunmanın ve hegemon erkekliği yıkmanın kutsal sesidir. 21. yüzyılı boydan boya kadın devrimi yüzyılı yapmanın, dünyayı güzelleştirmenin, özgürleştirmenin, gerçek aşkın sesidir. Bu ses hiç susmamalı, bu ses kadınlar, toplum ve doğa özgürleşene kadar süreklileşmeli, kendini büyütmelidir.
Bunun için Kurdistan’dan başlayarak dünyanın her yerindeki kadınları kadın savunmasını gündemlerine almaya, her yerde tartışmaya, bu doğrultuda koşullarına göre örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.” BEHDÎNAN