Londra’dan Rojava’ya direniş ve terörizm
İlham BAKIR yazdı —
- İngiltere’nin sözüm ona solcu İşçi Partisi hükümeti, HTŞ gibi cihadist, selefi, katliamcı bir yapıyı terör listesinden çıkarmaya hazırlanırken Kürtleri ve Kürtlerin partilerini terör örgütü sayması, Kürt kurumlarını terörizm gerekçesiyle basması, tutuklaması nasıl açıklanabilir?
Üçüncü Dünya Savaşı, Ortadoğu merkezli olarak ivme kazanmaya, genişlemeye, derinleşip kompleksleşmeye doğru hızla ilerliyor. Baasçı despotik Suriye devleti tarihe karışırken İngiltere’nin başını çektiği emperyalist güçlerce yerine ikame edilen cihatçı selefi koalisyon yapılanmasının devletleşip devletleşemeyeceği, kimlerle hangi ilişkiler içerisinde nasıl şekil alacağı ve devamlılığını koruyup koruyamayacağı büyük bir muamma olarak orta yerde duruyor. Büyüklü küçüklü, küresel ve bölgesel emperyalist güçlerin, örgütlerin, yapıların, cemaatlerin her birinin kırk bir tane ayrı hesapla dahil olmaya çalıştığı, hesapların, planların, ittifakların sabahtan akşama değiştiği bir denklemde her etnik gruptan, her inançtan, mezhepten insanların büyük acılar, katliamlar, yıkımlar yaşamakta olduğu ve daha da beterini yaşamasının muhtemel olduğu ise tek net olan durumdur. Yapılan hiçbir hesap hiçbir ittifak, hiçbir plan ise bu yıkımı gözeten, kıyımları ve katliamları durdurmayı esas alan bir yerden meseleye yaklaşmıyor. Esas ve neredeyse tek motivasyon çıkarlara olan hizmetin büyüklüğü.
Bütün bu savaş, kıyım, katliam ortamında, irili ufaklı emperyalist hesap ve planların yarattığı cehennemin orta yerinde ahlaki ve vicdani ölçülerle bir politika geliştiren, başta Kürtler olmak üzere Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen, Çerkez halkları ve farklı inanç ve mezhepteki pek çok grubu korumaya, savunmaya çalışan Kürt Özgürlük Hareketi’nin ise bütün bu emperyalist heves sahiplerince çok açık bir biçimde hedefe konduğu ise bir başka net olan gerçek. En önemlisi de gelişen savaşın esas itibariyle Ortadoğu’daki kadın özgürlük mücadelesine olan düşmanlığıdır. Esasında Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı geliştirilen düşmanlığın temel nedeni de budur. DAİŞ’in karanlık zihniyetini yerin yedi kat dibine gömen Kürt Kadın Özgürlük Hareketi ve onun öncü ideolojisi, sadece cihadist selefi örgütlerin değil kendine kadın hakları savunucusu, demokrat, uygar diyen devletlerin de yüreğine korku salmaktadır. Zira kadınların öncülük ettiği bir mücadelenin zafer kazandığı, galebe çaldığı hiçbir ülkede erkekler emperyalist emellerle savaşlar geliştiremeyecek, katliamlar yapamayacak, yağma ve talan düşleri kuramayacaktır. İngiltere gibi kendisini demokrasinin beşiği, kadınların haklarının ve eşitliğinin temsilcisi sayan sözüm ona uygar bir ülkenin, Suriye’de kadınlara tecavüz eden, seks kölesi yapan, pazarlarda satan zihniyetteki HTŞ gibi bir örgüte hamilik etmesi, onun üzerine kurulu bir planla Ortadoğu’da dizayna girişmesi başka türlü nasıl açıklanabilir?
Birleşmiş Milletler örgütünden tutalım, başta İngiltere olmak üzere küresel ve bölgesel emperyalist güçlerin HTŞ’yi terör örgütleri listesinden çıkarmaya hazırlanmaları neyle açıklanabilir? İngiltere’nin sözüm ona solcu İşçi Partisi hükümetinin HTŞ gibi cihadist, selefi, katliamcı bir yapıyı terör listesinden çıkarmaya hazırlanırken Kürtleri ve Kürtlerin partilerini terör örgütü sayması, Kürt kurumlarını terörizm gerekçesiyle basması, Kürt yurtseverlerini aynı gerekçelerle gözaltına alması, tutuklaması nasıl açıklanabilir? HTŞ’nin yakın müttefiki ve en yakın hamisi Türkiye devletiyle benzer yöntemlerle Kürt yurtseverlerin evlerinin, Kürt kurumlarının kapılarının kırılarak gece sabaha doğru yüzlerce polisle basılması, evlerde insanlara işkence edilmesi, evlere, kurumlara karakol kurulması neyle izah edilebilir? Kürtler neyin terörizmini gerçekleştirmişler? Baskı kıyım, işkenceden kaçarak geldikleri bir ülkede hayata tutunmaya, onurlu bir yaşam kurmaya, Kürt kimlikleri etrafında örgütlenerek varlıklarını korumaya çalışmaktan başka ne yapmışlar? Hangi İngilize ya da başka bir halka karşı şiddet uygulamışlar, yahut yasa dışı bir iş yapmışlar? Hiçbir halk terörist değildir. Hele Kürt halkı terörizmle itham edilebilecek en son halktır. Üstüne üstlük Kürtler vahşi terörist DAİŞ zihniyetine karşı giriştikleri mücadelede binlerce şehit vererek İngiltere’nin, Avrupa’nın orta yerine bu cihatçı cehennemin taşınmasını engellemişlerdir. Çok açıktır ki İngiltere’de Kürtlere karşı geliştirilen bu saldırılarla Rojava’da ve Suriye’de diğer halklara karşı geliştirilen saldırı aynı zihniyetin ürünüdür.