Şengal’in dili, Önderliğin sırrı
Nagihan AKARSEL yazdı —
- Devletli uygarlığa karşı ahlaki toplumu temsil eden ilk aşiretin Humbaba’nın toprağıdır Şengal… Cizre’de düşmana meydan okuyan Şehit Binevş Agal’ın (Bêrîvan) direnişine güç veren kök hücredir.
Mekanının dili kutsallarında gizli. Sırlı… Şiirli… Ezgili… Qawllerinde hepsi… Ağacın dalında, suyun sesinde, yılanın şifasında görünür bazen. Bazen alnında topraktan bir nokta olur. Kurudukça kirpiklerine konan bir yıldız tozuna dönüşür sonra. Güneşin ışığı hep yanıbaşında.
Yüreğini yasladığın bir düğüm olur ya da. Düğüm, peri adını verdiğin rengarenk kumaşlara attığın bir dilek… Yazgısını birbirine emanet edenlerin dileği… Senden sonra periye dokunanlar ile çözülecek ve gerçekleşecektir çünkü… Ya da birbirinden farklı taşların üstüste durmasını başardığın zaman gerçekleşecektir dileğin… Ağacın dalına yüreğini bağlayacak kadar inanırsan ya da… Güneşin döngüsüne yüzünü sürersen bir de…
Çıplak ayaklarınla bastığın toprağın havası çıranın ateşinde kutsanır, suyun akışında anlamına kavuşur sonra… Toprak, hava, su ve ateş bir olur orada… Kozalakların açılış ve kapanış seansları, yağmurun kokusu, ıslak taç yapraklarına serenat yapan kuşların şarkısı, güneşin ışığı kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi anlatır bize…
Rêber Abdullah Öcalan’ın, Önderliğin sırrı o ışıkta saklıdır işte. Güneşin yaşam kaynağı olmasında. Ve güneşi yaşamın kaynağı olarak görenlerin inancında. Şengal’in dili Önderliğin sırrıdır aynı zamanda.
Şengal’de an’da anlamın ilmine doğru ilerleriz böylece… Doğadan damıttığı anlamlar farklıdır ama… His vardır içinde, aşk, inanç, adanmışlık… Sır, direniş, hakikat… Ve akabinde ferman, esaret, yazgı…
Canlıdır herşey. Ve illa ki anlam… Önderliğin dediği gibi ‘Anlam, yani hakikatin potansiyeli’… Bin yıllardır tasnif olmasın diye kağıda emanet etmedikleri sırları, kem gözlerin hedefinde olmasın diye yüreklerinin üzerinde korudukları anlamları…
Devletli uygarlığa karşı ahlaki toplumu temsil eden ilk aşiretin Humbaba’nın toprağıdır Şengal… Cizre’de düşmana meydan okuyan Şehit Binevş Agal’ın (Bêrîvan) direnişine güç veren kök hücredir. 21. yüzyılın en korkunç fermanına karşı tıpkı Sitiya Nisran gibi, Binevş Agal gibi silahını kuşanarak direnen Bêrîvanların yurdudur. Êzîdîlik inancının direniş merkezidir. Yazgıya meydan okuyan kadınların yurdudur. Sembollere zamanın gizini yükleyen kadınların. Doğayı ve toplumu kadın şahsında teslim almak isteyen erkek egemen sisteme karşı ilk örgütlü isyanın, buğdayın yaşama katık olmasının, herşeye rağmen sanatın yaşam ile bütünlüğünün yurdudur.
Kırk yıl sırtında inciyi taşıyan Anfar kuşunun sırrını, bu anlamı keşfetti Önderlik… Yerin ve göğün ilmine halkının ve toprağının sırlarını sürmeyi başardı. Fermanlara direnen, yazgıya meydan okuyan doğru yaşamın felsefesini güncelledi… Özkaynaklarından beslenen bir nehrin akışkan, dupduru, sar(s)ıcı bilincini… Bunun her an’ını Kürdistan’dan başlayarak tüm insanlığa büyük bir paradigmasal devrim ile adamayı… Yerelden evrensele akmayı… Hakikate aşkı yol eylemenin muhteşem ahengini, egemen erkekliğin tüm kodlarını alt üst eden yöntemlerini… Hayata inanma ve anlama çabasının derin bilgeliği ile varlığımızın mimarı oldu.
Önderliğin, kahramanları kadın olan Êzîdîlik inancının edebi mesajını kadın eksenli bir yaşam ile, kadın devrimi ile taçlandırması bundandı işte… Yazgının eline düşen kadınlara direnişin öğretisini sunması Şengal’in ve temsil ettiği Êzîdîlik inancının kök hücre olmasından kaynaklı. Şimdi aynı zaman diliminde hem Şengal’in hem de Önderliğin devletli uygarlığın saldırılarının hedefinde olması tesadüf değil işte. Çünkü Şengal’in dili, Önderliğin sırrı erkek egemen sistemin sonunu haber vermekte. Güneşe yüzünü süren kök hücremizin inancıyla Güneşimiz Önderliğimizin etrafında kenetlenerek saldırıları boşa çıkarmanın zamanındayız. Newroz’un ateşine özgürlüğü sürmenin arifesinde… Çünkü, “Dem dema azadî ye (Zaman, özgürlük zamanıdır).”