Soykırımdan kurtulanların hikayeleri
Kültür/Sanat Haberleri —
- Yazar Mesut Ethem Kavallı’nın “Eksik Kalmış Hikayeler” kitabının devamı niteliğindeki “Seni Ararken” çalışması, soykırımın canlı tanıkları Ermeni, Süryani ve Pontuslu ailelerin yaşam hikayelerini okuyucularına sunuyor.
ENVER ENLİ
Almanya’da yaşayan Mesut Ethem Kavallı, sözlü tarih çalışmaları yapan bir yazar. Kitaplarında soykırımı konu alan Kavallı, soykırım tanıkları üzerinden geçmişe ışık tutuyor; soruyor, sorgulatıyor ve yüzleştiriyor. Kavallı, “Seni Ararken”de ilk kitabı “Yarım Kalmış Hikayeler”de de olduğu gibi soykırım tanıklarının anlatımlarına yer veriyor. Amed, Harput, Malatya ve Sivas-Zara gibi bölgelerde yaşayan ve soykırımdan sağ kurtulabilmiş insanların çocuklarına veya torunlarına aktardıkları hikayelerle dolu bu kitap, tarihin unutulmaması gereken bir parçasını kayıt altına alıyor.
Soykırım gerçeği sürüyor
Soykırım çalışmaları yapmak ve bu çalışmaları somutlaştırmak büyük bir emek ve özveri gerektiriyor. Türkiye, Yunanistan, Ermenistan ve diasporada özlem ve bitimsiz acıların sesi olmak yaralara merhem olabilir, ancak soykırımları, işgalleri, savaşları ezilen halklar nezdinde mahkum edecek eylem ve faaliyetleri daha ileri boyutlara taşımak gerekiyor. Mesut Ethem Kavallı da bu yolda ışık olmaya devam edecek kararlı aydınlardan.
Yeni kitabını Haziran Kültür Evi’nde yapılan etkinlikle tanıtan yazar, kitabından kimi hikayeleri de paylaştı.
‘Kanlı Gözyaşım’
Annesi Ermeni, babası Süryani olan Sami Bey, annesi Oğide Hanım'ın yaşadıklarını anlatmak amacıyla yola çıkar. Oğide Hanım, 1915 soykırımının Amed’deki uygulamalarının canlı şahididir ve bu korkunç olayları oğlu Sami'ye defalarca anlatmıştır. O ise annesinin bu tanıklıklarının kaybolup gitmemesi için büyük bir çaba gösterir. Sami Bey, “Annem bana ailemizin 1915'te yaşadıklarını, verilen kayıpları, sürgün kafilelerinden ve ölümlerden nasıl kurtulduğunu anlattı. Annem artık yaşamıyor. Benim yaşım da hayli ilerledi. Ben ölürsem, annemin tanıklığı da kaybolup gidecek. Bu yüzden annemin yaşadıklarının kayıt altına alınmasını istiyorum" der ve yazara anlatır bildiklerini.
‘Kimliğimi İstiyorum!’
1915'te ailesini kaybeden ve sürgün kafileleri ile Malatya'ya getirilen Aznif Hanım'ın torunu Hüsamettin Kurultay’ın yaşam öyküsü, Müslümanlaştırılmış Ermenilerin yaşamlarına ışık tutan çarpıcı bir hikaye. Aznif Hanım, Malatya’da yaşlı bir adam tarafından evlat edinilerek Müslümanlaştırılmış ve ailesiyle olan bağları kopartılmıştır. Hüsamettin, imanlı bir Müslüman olarak büyütülür ve onun Ermeni kimliği yıllarca bir sır olarak saklanır. Bir tesadüf sonucu Ermeni olduğunu öğrenen Hüsamettin, bu sırrı kendisi de uzun yıllar saklar. Ancak basında onunla ilgili ırkçı haberler çıkar. Bunun üzerine bir karar alır ve Ermeni kimliğine dönerek büyük dedesi Asadur Efendi’nin ismini alır.