Tişrîn direnişinde Amara ve Arjîn

• Amara ve Arjîn Kobanê’nin komutasında olan 10 kişilik bu YPJ grubu tarihin akışına yön vererek, Tişrîn barajının destansı direnişinin ilk adımlarını attılar. Tişrîn direnişinin gelişmesinde büyük emeği olan YPJ komutanı Arjîn Kobanê 21 Ocak tarihinde direniş cephesinde şehit düşerek, arkasında tarihi bir direniş bıraktı.

ZANA DENİZ

İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Tişrîn barajına dönük gerçekleştirdiği saldırının üzerinden iki ayı aşkın bir zaman geçti. Saldırılara karşı QSD ve YPJ savaşçıları Devrimci Halk Savaşı temelinde savaş tünellerinde büyük bir direniş ortaya koyuyor.

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halklar ise 8 Ocak tarihinden bu yana işgalci Türk devletinin bütün hava ve ağır silah saldırılarına karşı Tişrîn barajında suyunu ve toprağını savunmak için direnişi sürdürüyor.

Tişrîn barajı, bir barajın savunmasını aşarak halkların onuru ve özgürlüğü savunduğu bir alana dönüşmüş durumda.

Suriye ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin bir çok kentinin elektrik ve suyunun karşılandığı bu baraj işgalci Türk devletinin saldırılarından kaynaklı bugünlerde halka hizmet etmenin dışında, büyük bir direnişe de tanıklık ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halklar, Tişrîn barajında suyu, toprağı ve elektriği için başlattığı direnişi, hac ziyaretine benzeterek gruplar halinde nöbet eylemlerini sürdürüyor.

7’den 70’e diyeceğim fakat yaşı bu sayının üzerinde bir çok yurttaş elinde bastonlarıyla toprak ve su savunmasında yerini aldı, hatta saldırılardan kaynaklı yaralanıp 4 defa bu direnişe katılanları da gördük.

8 Ocak tarihinden itibaren aralarında gazeteci arkadaşımız Egîd Roj, sanatçı da olduğu 25 yurttaş şehit düştü, iki yüzden fazlası ise yaralandı.

Bütün saldırılara rağmen halk ölümün üzerine yürüyerek suyunu, toprağını ve elektriğini savunuyor.

Halkın başlattığı nöbet eyleminin ilk anından itibaren Tişrîn barajında geliştirilen direnişi kamuoyuna ulaştırmak için sahada bulunan gazeteci arkadaşımız Egîd Roj, 15 Şubat tarihinde işgalci Türk devletinin halka dönük gerçekleştirdiği SİHA saldırısında şehit düştü ve 5’ten fazla yurttaş ise bu saldırıda yaralandı.

Bu yazıyı kaleme alırken biraz Egîd’in yaşamına değinmek gerekiyor. Nerede halka karşı yapılan bir haksızlık ve saldırı varsa Egîd kamerasıyla o saldırıları kayıt altına alıp kamuoyuna ilk duyuranlardan olmuştur. Daha önce Tişrîn’de katledilen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin gibi.

Bugün Tişrîn barajında bir direniş varsa ve bu direniş bütün Suriye ve Kuzey ve Doğu Suriye halklarının geleceğini belirliyorsa, hiç şüphesiz bunda en büyük rol direnişi topluma ulaştıran özgür basın geleneğinindir.

Ahmed Arif’in dizelerinde dile getirdiği gibi; “Döğüşenler de var bu havalarda/ El, ayak buz kesmiş/ yürek cehennem/ Ümit, öfkeli ve mahzun/ Ümit, sapına kadar namuslu.

Size Tişrîn barajında 8 Aralık’ta işgalci Türk devleti ve çetelerinin başlattığı saldırı sonrası ortaya çıkan bir hikayeden söz etmek istiyorum.

Bir grup YPJ savaşçısı 10 Aralık tarihinde Tişrîn barajında rutin savunma hattında bulundukları sırada, savaş tünellerinde yaşam olağan akışıyla ilerlediği bir anda bir grup savaşçı kontrol amaçlı savaş tünellerinden çıktıklarında işgalci Türk devletine bağlı bir grup çetenin sesini duyuyor ve hemen komutanlığa bu durumu aktarıyorlar. Bölgede bulunan tek savunma gücü olmalarından kaynaklı sayıları çetelerden az ve zayıf olmasına rağmen hemen müdahalede bulunuyorlar. İşte Tişrîn direnişi bu şekilde yaşam buluyor.

İşgalci Türk devletine bağlı çetelerin barajın içerisine girmesinden sonra YPJ’ye bağlı Şehit Çawreş Tugayı’nda heval Amara ve şehit düşen Arjin Kobanê’nin komutasında bulunan savaşçı grup, çeteleri Tişrîn barajı içerisinde çembere alarak ağır kayıplar verdiriyorlar.

Amara ve Arjîn Kobanê’nin komutasında olan 10 kişilik bu YPJ grubu tarihin akışına yön vererek, Tişrîn barajının destansı direnişinin ilk adımlarını attılar. Tişrîn direnişinin gelişmesinde büyük emeği olan YPJ komutanı Arjîn Kobanê 21 Ocak tarihinde direniş cephesinde şehit düşerek, arkasında tarihi bir direniş bıraktı.

Kitaplara ve filmlere konu olacak tarihi destansı direnişin bir yanında yaşamın akışına yön veren savaşçılar varken, kadrajın diğer tarafında ise toprağını, suyunu savunmak için QSD ve YPJ savaşçılarının omuz başında duran Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halklar bulunuyor.

İşgalci Türk devleti ve çetelerinin halkın suyuna ve toprağına göz diken saldırısına karşı, elinde bastonuyla yorulmadan direnen yaşlılar, direnişin ne kadar görkemli ve coşkulu olduğunu gösterirken öte yandan şiirlere ve stranlara konu olan bu direnişte bir çok hikaye de yaşam buluyor.

Oğlu Tişrîn barajı direnişinde olan Yadê Meryem’in hikayesini de sizinle paylaşmak istiyorum. Direnişin 35. gününde Kobanê halkıyla birlikte direnişte yer alan Yadê Meryem ile direniş yaşam alanında kaşılaşıyoruz. Elinde iki şişe içme suyu olan Yadê Meryem’in oğlu Tişrîn cephesinde yer alan bir savaşçı. Yadê Meryem suyu kendisiyle Kobanê’den çocuğu ve savaşan arkadaşları için getirdiğini ifade ediyor. Anne onların suyu vardır diyorum. Israrla bu su benim evimin çeşmesinden. Belki çocuğumu göremem ama o bu suyu özlemiştir, ben onun direndiği yere elim boş gelemezdim, ona evimin bahçesinde akan suyu getirdim.

Yadê Meryem’in isteğini oğlunun arkadaşları yerine getiriyor ve o evin bahçesinde akan su savaşçılara ulaşıyor. Yadê Meryem’in oğlu o suyu gördü mü bilimiyorum ama binlerce annenin dualarıyla Tişrîn barajında işgalci çetelere karşı QSD ve YPJ savaşçılarının büyük bir direnişi var.

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halklar kendi inançlarına göre Tişrîn barajında gerçekleştirilen direnişine farklı isimler bulsalar da asıl olan kutsal su ve toprak için sergilenen tarihi direnişin kendisiyle birlikte öğrettikleri ve Tişrîn barajını savunmak için verilen bedellerdir.

Tarihin akışına yön veren bu direniş mutlaka zafere ulaşacaktır.