Vartinis kararı emsal teşkil edecek
Dosya Haberleri —
- Zamanaşımına uğramasına bir aydan kısa süre kalan Vartinis Davası’nda mahkeme heyeti, “Bu davada hukuku uygulayacağız” dedi. Yeşil Sol Partisi Muş Milletvekili Sümeyye Boz, 27 Eylül'e ertelenen duruşmaya katılım çağrısı yaparak, "Bu davada çıkacak olumlu ya da olumsuz karar emsal teşkil edecek" dedi.
Muş’un Têlî (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde 3 Ekim 1993 tarihinde Nasır Öğüt, eşi Eşref Oran ve biri anne karnında 8 çocuğunun evleri ateşe verilerek yakıldığı davanın duruşması 6 Eylül'de görüldü. Mehmet Nasır Öğüt (43), eşi Eşref Oran (43), çocukları Sevim (13), Sevda (12), Mehmet Şakir (11), Mehmet Şirin (8), Aycan (4), Cihan (3) ve Cinal Öğüt'ün (2) yakılarak katledilmesiyle ilgili Yargıtay’ın bozma kararı sonrası yeniden başlayan Vartinis Davası'nın 18’inci duruşması Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Yeşil Sol Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Avukat Özgür Yaldız duruşmaya katıldı. Avukat Fuat Özgül, müşteki Aysel Öğüt duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, Şükriye Ercan 78’liler Girişimi, Ozan Devrim Yay ise Hafıza Merkezi ve Yaşam, Bellek, Özgürlük Derneği adına duruşmayı izledi.
27 Eylül'e ertelendi
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ilk olarak söz alan Avukat Fuat Özgül, dosyadaki eksik hususların giderilmesi talebinde bulundu. Ardından söz alan Avukat Özgür Yaldız, 3 Ekim 2023’te davanın zaman aşımı riskine dikkat çekti. Mahkeme hakimi ise buna karşılık, “Bu davada hukuku uygulayacağız” dedi. Hakim, Yaldız’ın davada insanlığa karşı suç olması dolayısıyla zamanaşımı işlemeyeceği bildirmesi üzerine zamanaşımı riskini değerlendireceğini belirtti. Sanığın yakalanması için bakanlığa ve İnterpol’de yeniden soru sorulmasına, eksik hususların toplanmasına karar veren mahkeme heyeti, Kırmızı Bülten kararının yerine getirilmesi için duruşmayı 27 Eylül, saat 16.15’e erteledi.
İnsanlığa karşı suç işlendi
Duruşmayı ve mahkeme heyetinin tutumunu gazetemiz değerlendiren Yeşil Sol Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, "Genel anlamda bu davanın durumunu bakmak gerekiyor. Çünkü bu dava başladığı günden bu güne kadar aslında hep adalet arayışı, suçların cezalandırılması, insanlığa karşı işlenen bu suçun karşısında bir cezasızlık politikasının uygulandığını gördük. Haliyle şimdi geldiğimiz noktada zaman aşımı gibi bir tehlike var. Ve bu tehlikeden kaynaklı zorlayıcı, baskılayıcı olmakla ilgili bir derdimiz var ki, bu katliamın insanlığa karşı işlenen bir suç olduğu kabul görsün ve bu kabul üzerinden bir yargılama adli hukuki soruşturma ya da inceleme bu şekilde başlatılabilsin. Bu yüzden de bu dava da geçtiğimiz duruşmaların birinde hakim değişmişti. Ve hakim değiştikten sonra katliamın emrini veren kişinin Kırmızı Bülten ile arama emri verilmişti" dedi.
Hakim zaman aşımını değerlendirecek!
Davanı yıllardır sürüncemede bırakıldığına dikkat çeken Boz, şöyle devam etti: "Genel anlamda geçmişten bugüne kadar yani 2013 yılından bugüne kadar birçok olumsuzlukla karşı karşıya kalınan bir dosya. Ancak şöyle bir durum var, bugünkü heyete aktarıldı, İnsan Hakları ve Hukuk Komisyonu adına katılan Özgür Yaldız, şunu aktardı, biliyorsunuz bu davanın 3 Ekim’de zaman aşımına uğrama gibi bir tehlikesi var. Sizin de hukuki anlamda süreçleri uygun işletmenizi bekliyoruz diye bir hatırlatmasında bulundu. Bunun üzerine heyetin verdiği cevap şu oldu: 'Merak etmeyin bu dosya için biz de hukuki yollar üzerinde duracağız. Hukukun gerektirdiği biçimde davranacağız.' Avukat ise bunu hatırlatma gereği hissettik. Böyle bir durum var dedi. Hakim ise, 'O konuda değerlendirmelerimizi o yönlü yapmaya çalışacağız' dedi."
İyi niyet okuması yapamıyoruz
Hakim'in değerlendirmesine ilişkin de konuşan Boz, "Baktığımız zaman bu dosyaya başından sonuna kadar sadece hukuki dava dosyası gibi değildi. Bu bildiğimiz siyasi kararla işlenen bir süreçti. Bu yüzden bu hakimin tutumunun sonrasında neye evirilmeyeceğiyle ilgili hiçbir şekilde kesin bir şey söylenemez. Kişisel tercihinin belki gerçekten hukuki formları ve yaptırımları uygulamak onun belirttiği alanda ilerlemek olduğu kanısında olsak bile bu kararların, bu dava dosyasıyla ilgili Madımak vs. diğerleri gibi sadece hukuki bir kararla işletilmediğini, siyasi kararlarla kanalize edildiğini, o şekilde yön aldığını, yol aldığını biliyoruz. Bu yüzden kesinlikle şu saatten sonra zaman aşımı tehlikesini ortadan kaldıracak bir yaklaşım olabilir. Hakimlerin tutumu çok olumluydu falan gibi bir iyi niyet, ya da polyanacılık yapamıyoruz ne yazık ki. Çünkü bu ülkedeki birçok cezasızlık politikalarının meydana getirdiği birçok şeye tanık olduk. Bu yüzden saf bir iyi niyet okuması yapamıyoruz" diye konuştu.
Madımak faili ödüllendirildi
Geçtiğimiz günlerde Türk Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın Madımak Katliamı'nın faillerinden Hayrettin Gül’ün cezası 'hastalık' gerekçesiyle kaldırdığını hatırlatan Boza, şöyle ifade etti: "Bakın biliyorsunuz bugün bir açıklama oldu. Sivas Katliamı'nın faillerinden biri hasta olduğu gerekçesiyle Cumhurbaşkanı affedildi ve salı verildi. Madımak gibi insanlığa karşı işlenmiş bir suçta bile failler neredeyse resmen ödüllendirildi. Bu davanın da akıbetinin buna benzer bir şeye dönüşmesiyle ilgili kaygımız var açıkçası. Çünkü Bülent Karaoğlu’nun daha yakalama infazı bile gerçekleşmedi. Buradan bunu bile okuyabiliriz."
Kürtlere kanun farklı uygulanıyor
Mevzu Kürtler ve siyasi tutsaklar olunca kanunun bile farklı uygulandığına işaret eden Boz, "Madımak’tan bahsettik, faillerin hasta olduğu gerekçesiyle Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesinden bahsedilirken bir yandan da siyasi tutsaklardan yüzde 90, yüzde 100 cezaevinde kalamaz raporları verilen hasta tutsaklar ise hala cezaevinde tutuluyor. Bunlarla ilgili bir yaptırım yapılmazken bu konuda karar mercilerinin çok adil davranacağını düşünmüyoruz açıkçası. Özellikle mevzu Kürtler ve siyasi tutsaklar olduğunda bu konuyla ilgili yaklaşımın açıkça bu kararlar bize gösteriyor" dedi.
Bu da emsal teşkil ediyor
27 Eylül'de görülecek duruşmaya katılım çağrısında bulunan Boz, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu anlamda 27 Eylül’de yapılacak olan duruşmaya da bütün insan hakları savunucularını açıkçası çağrıcı olmaya tekrardan davet ediyoruz. Bu dava ile dayanışmaya ve bu davanın insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu ve herkesin ısrarcı dayanışmayı gösterecek bir noktada olması gerektiğini savunuyorum. Bu konuda da çağrımı sizin aracılığınızla yenilemiş olayım. 27 Eylül’de duruşmaya ne kadar çok katılım olursa bence bu konuyla ilgili özellikle de sivil toplum kuruluşları, insan hakları üzerine çalışma yürüten kuruluşlar, hak arama örgütlerinin buradaki katılımın güçlü oluşu aslında bunun insanlığa karşı yapılan bir suçun ortaya çıkacak olan karar bundan sonrakiler için de emsal teşkil edecek. Olumlu ya da olumsuz emsal teşkil edecek. Olumlu olması bir sonraki ve daha önce devam eden davalarla ilgili olumlu bir adım atmak için baskılayıcı, zorlayıcı bir mekanizma olarak devreye girecekken, olumsuz sonuçlanması ise bize bundan sonraki davalarda cezasızlık politikasının yolunu açan, failleri ödüllendiren bir noktaya evrilten bir sonucu meydana getirecek. O yüzden de kaygı verici. Bu yüzden her iki şekilde de bu davaya sahip çıkmak gerekiyor ki sonuçlarının en azından anlamlı bir değeri olabilsin." HABER MERKEZİ
*****
Ne olmuştu?
Muş’un Têlî (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis Beldesi (Altınova) kırsalında 2 Ekim 1993 tarafından yaşanan çatışmada bir astsubay yaşamını yitirdi. Çatışmadan sonra astsubayın cenazesini almaya gelen askerler, Vartinis'ten geçerken havaya ateş açtı ve “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” diyerek bölgeden ayrıldı. Olaydan bir gün sonra, yani 3 Ekim 1993'te beldeye gelen askerler "örgüte yardım ettikleri" iddiasıyla köyü ateşe verdi. Evlerinin ateşe verilmesi sonucu Nasır ve Eşref Öğüt çifti, en büyüğü 12, en küçüğü ise henüz doğmak üzerine olan 8 çocuk yaşamını yitirdi. O gün amcasında olan ve tesadüfen katliamdan kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt, daha sonra katliama ilişkin suç duyurusunda bulundu.
Dosya kapatıldı
Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, “terör suçu” diyerek dosyayı görevsizlik kararıyla Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderdi. DGM Başsavcılığı, olayı “terör eylemi” olarak nitelendirdi ve “failleri belli olmadığı” gerekçesiyle dosyayı kapattı.
2003'te bir kez daha suç duyurusu
Öğüt, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde yapılan düzenlemelerle birlikte, 2003’te yeniden suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, bu kez olaya ilişkin soruşturma başlattı. Savcılık, iddialarda ismi geçen kişilerin askeri görevde oldukları gerekçesiyle Elazığ 8'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dosya bu kez de 7 yıl askeri savcılıkta bekledi.
Dava açıldı
2011 yılında Öğüt ailesinin avukatları yeniden savcılığın yolunu tuttu. Muş Başsavcılığı, yasa değişiklerini de dikkate alarak soruşturmayı yürütüp tamamladı. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan dava açıldı.
Beraat verildi
“Güvenlik” gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan davanın 1 Mart 2016 tarihindeki karar duruşmasında, dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer 3 sanık hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı verildi. Karara, “yargılamanın eksik yürütüldüğü” gerekçesiyle itirazda edildi.
Yargıtay 5 yıl sonra bozdu
Dosya, 5 yıl Yargıtay'da bekletilmesi ardından karar çıktı. Yargıtay, katliamdan dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu'nun sorumlu olduğunu belirterek yerel mahkemenin verdiği beraat kararını “köyün yakılması emrini Yüzbaşı Karaoğlu vermiştir” diyerek bozdu. Daire, ayrıca dava sanıkları arasında yer alan rütbeli 3 asker hakkındaki beraat kararını ise onadı. Kararın ardından Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül 2021 tarihinde görülen ilk duruşmada dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında tutuklama kararı verildi. Ancak Karaoğlu Eylül 2021 tarihinden bu yana yakalanamadı.