10 yılda 39 Kürt yargılandı
Dosya Haberleri —
- Almanya’da Kürtleri kriminalize eden 129b maddesinden son 10 yılda 39 Kürt hakkında dava açıldı. Halihazırda ise 13 Kürt hakkında açılan dava devam ediyor.
DİLAN KARACADAĞ
Almanya’da PKK yasağı ardından kurulan Azadî Hukuk Bürosu, kriminalize edilen Kürtlere 1996 yılından bu yana danışmanlık ve hukuki hizmet veriyor. Çıkardığı aylık bülten ile de Alman kamuoyunu PKK yasağının yarattığı mağduriyete ilişkin bilgilendiriyor. Özgürlük mücadelesi veren Kürtlere yönelik baskılara yaklaşık 30 yıldır tanıklık eden ve buna karşı mücadele yürüten Monika Morres ile Hukuk Bürosu ve yasaktan mağdur olan Kürtlerin durumu ile devam eden yargılamaları konuştuk.
AZADÎ Hukuk Bürosu’nun işlevi nedir, ne tür çalışmalar yapıyor?
AZADÎ Hukuk Bürosu, 1993’te Almanya İçişleri Bakanlığı’nın PKK’yi yasaklaması ardından Kürtlere yönelik kriminalizasyona son vermek için mücadele ediyor. Geçmişte bu konu üzerine üç geniş katılımlı uluslararası konferans düzenledik. PKK yasağının siyasi boyutu kadar önemli bir diğer boyutu da hukuki kısmıdır. Nasıl ki devletlerin kolluk kuvvetleri -Avrupa çapında buna Türkiye de dahil- işbirliği yapıyorsa, hukuksuzluklara karşı bir avukatlar ağının olması da önemlidir. Konu hakkında bilgilendirme etkinlikleri düzenliyor, panel, tartışma veya etkinliklere konuşmacı olarak katılıyor, kamuoyunu bilgilendirmek için röportajlar veririz.
Azadî nasıl bir hukuki danışmanlık hizmeti veriyor?
Alman Ceza Kanunu’nun 129b maddesi ve “Dernekler Yasası” kapsamında (yasaklanan sembolleri göstermek, slogan atmak gibi, eylem ve etkinlik düzenlemek) yargılananlar için ülke çapında deneyimli savunma avukatlarına danışmanlık yapıyoruz.
Siyasi davalarda yargılananlar bize direkt veya avukatları aracılığı ile başvurabilir. Yapılan incelemelerden sonra savunmaları için mali destekte de bulunuyoruz. Ancak Azadî para cezalarını karşılayamıyor. Siyasi tutsaklar, gözaltı ve tutukluluk süresince Azadî’den aylık mali yardım da alabiliyor. Bunun yanı sıra gazete aboneliklerini düzenliyor, kitap gönderiyoruz.
Azadî üyelik aidatları, süreli süresiz bağışlar ile finanse ediliyor.
Aylık bir bülten de çıkartıyorsunuz…
İlk defa 1995’te kağıt baskıyla çıkan AZADÎ-İnfodienst bülteni ile Almanya’da yaşayan Kürtlere uygulanan baskının tüm boyutlarına dikkat çekmek istiyoruz. Türkiye iç politikası ve hukuki gelişmeler de yer buluyor. Öte yandan üye aidat ve bağışlarını ne için kullandığımız konusunda bilgilendirme yapıyoruz. Bugüne kadar PKK yasağının 10, 15., 20. ve 25. yıllarına dair bir dizi broşür de yayınladık.
Ortak çalıştığınız kurum veya kuruluşlar da var mı?
Bazı sivil toplum örgütleri, dernek ve şahıslarla, özellikle de bizimki gibi çalışmaları devlet tarafından damgalanan dayanışma örgütü Rote Hilfe ile birlikte çalışıyoruz. (Kriminalizasyona karşı mücadele eden her iki kurum da Anayasa Koruma Teşkilatı (iç istihbarat) raporlarında yer alarak hedef gösteriliyor ve kriminalize ediliyor.)
Alman Ceza Kanunu’nun 129a/b maddesinin kapsamını açabilir misiniz?
Kürt siyasetçiler 1980’li yılların sonlarından bu yana 129a (Terörist bir yapılanmaya üye olmak), 129 (kriminal bir yapılanmaya üye olmak) ve 2010’un Ekim ayından bu yana ise 129b (yabancı bir ülkede terörist yapılanmaya üye olmak) maddelerine dayandırılan suçlamalardan dolayı mağduriyet yaşıyor. Federal Mahkeme, 28 Ekim 2010’da 129b maddesinin PKK davaları için de geçerli olmasına karar vererek, bu yöndeki yargılamaların önünü açtı. Almanya’daki Kürtler uzun yıllar boyunca 'PKK yasağı’ dayanak gösterilerek yargılandı.
Buna göre yasal olan temel haklarınız, sırf bu iddia ile yasadışı hale gelebiliyor. Mesela; Almanya’da gösteri düzenlemek yasaldır ama 'PKK üyesi' olmak iddiası ile bu hakkın kullanılması engellenebiliyor. Anayasal bir hak olan gösteri hakkı yasadışı hale getirilebiliyor ve hapis cezası istenebiliyor. Alman Anayasasının 8. maddesi; “Bütün Almanlar, önceden bildirimde bulunmadan ve izin almaksızın sükunet içinde ve silahsız olarak toplanma hakkına sahiptir” der.
Almanya’da bu maddelere dayanarak ne kadar kişi yargılandı?
Almanya’da haklarında soruşturma açılanların sayısı dava açılanlardan çok fazla. Almanya’daki Kürtler, uzun yıllar boyunca PKK yasağı dayanak gösterilerek 129a/b’den yargılandı. Federal Adalet Divanı’nın Ekim 2010’daki kararında bu yana 39 Kürt hakkında Ceza Kanunu’nun 129a/b maddesine dayanılarak dava açıldı. Bu davaların bazıları görüldü, bazıları görülmeye devam ediliyor.
Bugüne kadar görülen davalarda kişinin nerede ve ne ile yargılandığına bağlı olarak; 1,5 ile 6 yıl arası farklı kararlar çıktı. Yargılanan Kürt siyasetçilerin hangi Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde yargılandığı, ne ile suçlandığı ve hakimin kim olduğu çok büyük rol oynuyor. Hakim davalı olan kişiyi 'PKK’nin üst düzey yöneticisi' veya 'PKK’nin bölge sorumlusu' veya 'PKK’nin aktivitelerini desteklemek' ile 'suçlayabilir'. Verilen en yüksek ceza 6 yıldır.
Devam eden davalarla ilgili son durum nedir?
Mevcut durumda 13 kişi tutuklu, 9’u Azadî tarafından destekleniyor. Stuttgart’ta 3’ü tutuklu 2 tutuksuz 5 Kürt yargılanıyor. Kadın tutsağa ‘denetimli serbestlik’ cezası verildi. Bir diğer tutsak ise üç ay tutukluluk ardından serbest bırakıldı ancak Stuttgart’ta davası devam ediyor. Stuttgart’taki davaya yaz arası verildi. Eylül ayında görülmeye devam edilecek. Mazhar Turan aleyhinde açılan Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülen dava 28 Temmuz günü ve ardından her Pazartesi ve Salı günleri görülecek. Hamburg Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde Mustafa Çelik aleyhinde devam eden davanın tarihleri ise şöyle: 29-30 Temmuz, 6, 7, 13, 14 Ağustos ve 7 ile 9 Eylül.
Belçika yargısı PKK ile ilgili 'savaşın bir tarafı' olduğu kararını vererek 'terör' suçlamasını da boşa çıkardı. Bu karar Alman mahkemelerine nasıl yansıdı? Ya da yansıdı mı?
Belçika Yüksek Mahkemesi’nin “PKK terörist örgüt değildir, savaşan taraftır” kararını Alman mahkemeler dikkate almıyor; hatta bağlayıcı olarak da görmüyorlar. Karar ardından Almanya’da görülen davalarda savunma bu kararı her şekilde (yazılı, sözlü) hatırlatıyor. Mahkemeler bu kararı dikkate alıyor elbet. Hatta bazı hakimler uluslararası hukuka aykırı savaşın karşısında verilen mücadeleyi anlaşılır olarak da nitelendiriliyor. Ancak buna rağmen yargılananlara hapis cezası kararı veriliyor. AKP rejiminin politikalarını onaylamayan, Kürtlere siyasi zulmü inkar etmeyen senatolar da var; ancak PKK'nin bu baskı ve imhaya karşı silahlı mücadele verme hakkına sahip olmaları, senatoların temel tutumlarını değiştirmiyor. Bu da Brüksel yargısının verdiği kararının tam tersi bir tutum.
Pandemi süreci tutsakları nasıl etkiledi?
Korona sürecinde farklı kurumlar tutsakların serbest bırakılmasını talep etti. Avukatlar, yaptıkları bir başvuru ile özellikle yaşlı ve hasta müvekkillerinin serbest bırakılmasını talep etti. Ancak bu talep, başsavcılık ve mahkemeler tarafından 'tutsakların kaçma ihtimalleri' gerekçesiyle reddedildi.