AKP’nin servis ettiği Irak fotoğrafı
Meral ÇİÇEK yazdı —
- Irak sahnesindeki hegemonya savaşları sürerken TC denklemdeki yerini almak istiyor. Sahada belirleyici bir güç olduğu algısını oluşturmak amaçlıyor. Fotoğrafı servis ederek de, bir nevi İran’a özenerek ‘Irak Sünni dosyası Türk istihbaratının elinde’ mesajını vermeyi hedefliyor.
Irak parlamento seçimleri üzerinden neredeyse 5 ay geçti ama hükümet hala kurulamadı, çünkü cumhurbaşkanı seçilemedi. Kısa bir hatırlatma: 9 Ocak’ta yapılan ilk oturumdan bir ay sonra cumhurbaşkanının meclis tarafından seçilmesi gerekiyordu. Ancak oylamadan hemen önce Irak Federal Mahkemesi KDP’li Hoşyar Zebari’nin adaylığını geçici olarak askıya alınca, hükümeti oluşturmaları beklenen Sadr-Sünni-KDP fraksiyonu 7 Şubat’taki oturumu boykot etti. Bir hafta sonra da Mahkeme Zebari’nin adaylığını yolsuzluk gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine Sadr öfkeyle hükümeti kurma çalışmalarını dondurduklarını açıkladı. Ve Bağdat-Necef-Hewlêr hattındaki yoğun diplomasi trafiği yerini-görünürde-durgunluğa bıraktı.
Derken 26 Şubat’ta Türk Cumhurbaşkanlığı tarafından dikkat çekici bir fotoğraf basına servis edildi. İstanbul’da çekilen fotoğraf, görüşme sonrası Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Irak Parlamento Başkanı da olan Takaddum Partisi lideri Muhammed el-Halbusi ve ortağı Irak Azim İttifakı Başkanı Hamis Hançer ile gösteriyor. Sünni ittifakının iki lideri 10 Ekim 2021’de yapılan seçimlerden hemen önce de Ankara’da Erdoğan ile görüşmüştü. Ancak bu kez farklı olan, karede MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yer alması oldu.
AKP, neden böylesi bir görüntü verdi? Ki bu şekilde misafirlerini de Irak’ta zor durumda bıraktı. Zira Halbusi’nin Irak Meclis Başkanı sıfatıyla, meclisin ve hükümetin bilgisi olmadan böylesi bir görüşmeyi gerçekleştirmesi, üstelik yetki alanına hiç girmeyen ‘güvenlik ve istihbarat paylaşımı’ konusunda vaatlerde bulunması ciddi bir ihlal. Hançer’in ise Türk istihbarat başkanı ile aynı karede yer alması daha çok soru işareti yaratıyor.
Ancak AKP açısından verilmek istenen mesaj oldukça nettir. Irak sahnesindeki hegemonya savaşları sürerken TC denklemdeki yerini almak istiyor. Sahada belirleyici bir güç olduğu algısını oluşturmak amaçlıyor. Fotoğrafı servis ederek de, bir nevi İran’a özenerek ‘Irak Sünni dosyası Türk istihbaratının elinde’ mesajını vermeyi hedefliyor.
Irak siyasetinde belirleyici dış aktör imajını yaratma emelindeki TC, bu amaçla hükümette yer alacak Sünni ittifakı yanı sıra KDP ile ilişkilerini de kullanıyor. Hatırlanırsa 31 Ocak’ta Sadr-Sünni ittifakı-KDP arasında Necef’te yapılan görüşmeden hemen sonra Neçirvan Barzani Ankara’ya gidip Erdoğan ile görüştü. Bu kez de Halbusi ve Hançer Erdoğan ve Fidan ile görüşmeden bir gün sonra Bağdat’ta Sadr’ın temsilcileri ve KDP yetkilileriyle bir araya geldiler. İlginç olan bu görüşmenin Halbusi’nin partisinin binasında gerçekleşmiş olması ve katılan isimlerin karar verici pozisyonda olmayışı. Sonrasında basına dikkat çekici herhangi bir demeç yansımadığına göre bu ziyaretin, daha doğrusu davetin esas amacının İstanbul dönüşü AKP’nin sipariş verdiği bir görüntü vermek olduğu sonucunu çıkarmak zor olmazsa gerek.
Belli ki Halbusi, Sünni güçler neredeyse 20 yıl boyu Irak siyasi iktidarından dışlandıktan sonra mevcut dengeler doğrultusunda fırsatı yakalayıp Sünni siyasi liderliğini elde etmek istiyor. AKP ile kurduğu ilişki bu çerçevededir. Ancak unutulmamalı ki Halbusi, Irak’taki İhvan çizgisince benimsenmezken, hükümet dışı kalan güçlerce de tepki duyulan bir isim. Öyle ki bir ay içinde üç kez Halbusi’yi hedefleyen saldırılar gerçekleşti. Birinde doğrudan Anbar’daki evine füzeler fırlatılırken, partisinin Bağdat ve Anbar’daki binalarına bombalı saldırılar düzenlendi. Belli ki Halbusi liderliğindeki Sünni ittifakın AKP ile ilişkileri derinleştikçe Irak’taki güçlerle çelişkileri artacaktır.
Konuyla bağlantılı gözden kaçırılmaması gereken bir gelişme, Kerkük valiliği meselesidir. Bu konunun Cumhurbaşkanı belirlendikten sonra resmiyete bağlanması amaçlanıyor ama biliniyor ki Halbusi ve Hançer 4 Şubat’ta Rakan Cuburi’nin valiliğe devam etmesi konusunda anlaştı. Sünni Arap olan Cuburi, Kerkûk’un 16 Ekim 2017’de Irak güçlerinin kontrolüne geçmesi ile birlikte Bağdat tarafından YNK’li Necmettin Kerim yerine vali olarak atanmıştı. YNK, Kerkûk’teki en büyük güç olduğu gerekçesiyle valilik hakkının kendisinde olduğunu vurguluyor. Ki 10 Ekim seçimlerinde de şehirde YNK 3 vekil çıkarırken, diğer partiler 1’er sandalye kazandı. İl meclisindeki sandalye çoğunluğu da YNK’de.
Ancak buna rağmen bir süredir KDP cephesinden hem Irak Cumhurbaşkanlığı hem de Kerkük valiliği üzerinde hak iddia eden sesler yükseliyor. Konuyla ilgili resmi bir açıklama henüz yok ancak Kerkûk’teki Arap İttifakından yapılan bir açıklamaya göre Cuburi’nin valiliğe devam etmesi yöndeki karar, Sünni İttifakı’nın Sadr ve KDP ile yaptığı anlaşmanın bir parçası. Dün de YNK’nin Kerkûk ve Selahaddîn meclisi, KDP’nin Cuburi’nin valilik görevinde kalmasını desteklediğini açıkladı. Bu ise KDP’nin, Kerkûk valiliğinin Kürtlerden gasp edilmesi politikasının parçası olduğu anlamını taşıyor. Ancak Irak’taki öteki güç dengelerini unutmamalı. Ki tıkanıklığın sebebi bu dengelerdir. En acilinden gerekli olansa, yeni bir demokratik çıkıştır.