Aslı Erdoğan: Sürgün cezaevinden daha zor
Kadın Haberleri —
- Sürgünün cezaevi sürecinden çok daha zorlu olduğunu belirten yazar Aslı Erdoğan, sürgünde dayanışmanın sürgünde yerini sessizliğe ve unutulmaya bıraktığını söylüyor. Erdoğan ayrıca bunu “Ustaca yola getirildik” şeklinde tanımlıyor.
2016 yılında Özgür Gündem Gazetesi’nin danışma kurulunda yer aldığı gerekçesiyle cezaevine giren yazar Aslı Erdoğan, Avrupa Postası’ndan Ufuk Evla Bostan’la 5, 5 yıl süren yargılanma sürecini ve Almanya hikayesini anlattı.
4.5 ay cezaevinde kalan ve çıktıktan 9 ay sonra Erich Maria Remarque Barış Ödülü töreni için Almanya’ya giden Erdoğan, yola çıkarkenki niyetinin bir süre yurt dışında kaldıktan sonra ülkeye geri dönmek olduğunu belirtiyor.
‘Pazarlık konusu yapıldım’
Almanya’ya ödül töreni için geldiği ve “Az çok kestirebiliyordum ama bir dönerim her şeyi yoluna koyarım, tekrar gelirim” şeklinde planlama yaptığını kaydeden Erdoğan, Türkiye ve Almanya arasında bir pazarlığın olduğunu ekledi.
Cezaevinden çıktıktan sonra ağır sağlık sorunlarıyla boğuştuğunu söyleyen yazar Erdoğan, hala bursiyer statüsünde olduğundan geçici oturum belgeleriyle yaşamını sürdürdüğünü ve sağlık durumuna uygun hizmetlerden bütünüyle yararlanamadığını belirtti.
Sesimiz ustalıkla kısıldı
Sürgünün cezaevi sürecinden çok daha zorlu olduğunu belirten Erdoğan, cezaevinde geçirdiği süreçte deneyimlediği dayanışmanın sürgünde yerini sessizliğe ve unutulmaya bıraktığını söylüyor.
Almanya’da İngilizce okuyup konuşarak Türkçeyi unutmaya başladığını belirten Erdoğan, kendisini Türkçe’den de sürgün edilmiş olarak tarifliyor.
Erdoğan söyleşinin devamında, “Almanya entellektüelleri kabul etti, çok büyük bir adım attı. Ama gerçekten burada isteniyor muyuz emin değilim. En azından aldı bizi… Sesimizin de ustalıkla kısıldığını düşünüyorum. Türkiye'deki gibi vurmayla kırmayla cezaevine atmakla değil. Orada daha duyulurdu sesim. Burada bir şekilde sisteme uyum sağladık. Şimdi istediğim her lafı ediyorum ama kimse duymuyor. Yıldızlara konuşuyorum sanki. Ustaca yola getirildik” diyor.
6 yıldır sürgünde olan ve ağır sağlık sorunlarıyla boğuşan Erdoğan hala kalıcı oturum izni alabilmiş değil. Frankfurt’ta geçirdiği iki yılın ardından koşulları git gide kötüleşen Erdoğan, PEN Almanya’dan aldığı bursun bitmesi ve otoimmun hastalığının ortaya çıkışıyla hayatın zorlaştığını ve bir hastane kapısında ölmekten korktuğunu söyledi.
Öte yandan ani gelişen hastalığının yarattığı koşullar nedeniyle Fransa’ya geçme hedefi yarıda kalan yazar aldığı ödüller, şövalyelik nişanı ve bağlantılarına rağmen sürgünde geçen ilk iki yılın ardından “modasının geçtiğini” ve unutulduğunu söyledi.
‘Herkes hayatımın çok kolay olduğunu sanıyor’
“Benden para kazanan kişiler, kurumlar da vardı gidiverdiler. Bu da insanı incitiyor tabi. Bir köşeye atılıvermek, sen hayatında hiçbir sorunu çözememişken.. “ diyen Erdoğan, Fransa eski kültür bakanının yayıncısı olduğunu isteseydi oturum için yardımcı olabileceğini ekledi.
Herkesin hayatının çok kolay sandığını ama aksine resmi kurumların desteği olmadan yurtdışında kalmanın imkansız olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Onursal doktoradan tutun Simone-de-Beauvoir ödülüne.. Onur madalyası, şövalyelik nişanım var. Ama bana bir oturum izni verin önce. Çok ironik bir durum bu; şövalye nişanı olan biri oturum alamıyor, geçici oturum statüsüne kalmış olması” dedi.
Yazar Aslı Erdoğan söyleşinin sonunda kendini “kenara itilmiş” hissettiğini söyledi. FRANKFURT