Karakoç’un duruşmasında hazır olalım

Yurt Dışı Haberleri —

Serdar Karakoç

Serdar Karakoç

  • Hollandalı makamlar, 24 Temmuz’da Amsterdam  görülecek olan duruşmada, gazeteci Serdar Karakoç'un Almanya’ya iade edilip edilmeyeceğine karar verecek. Serdar Karakoç’a Özgürlük İnisiyatifi, herkesi mahkemeye katılmaya çağırdı.
  • Özgür basına konuşan gazeteci Serdar Karakoç, yaşanan insanlık dışı uygulamalara duyarsız kalmasının mümkün olmadığını hatırlatarak, “insani görevlerimi yerine getirmek en temel yaşam felsefem olmaktadır” dedi.
  • Karakoç: “Görünen o ki, bu dava tamamen siyasi olup Türk devletinin çıkarlarını korumak ve kollamak üzerine şekillendirilmiştir. Almanya, Kürt sorunu konusunda Türkiye devletinden daha despot politikalar yürütüyor.

Gazeteci Serdar Karakoç, Almanya’nın talebi üzerine 129b maddesi gerekçe gösterilerek Hollanda’daki evinde 23 Mayıs günü gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Hollanda’da 5 bin euro kefalet ile 14 Haziran günü şartlı tahliye edilen Karakoç, haftada bir imza veriyor. Pasaportuna el konulan gazeteci Karakoç’un Almanya’ya iade edilip edilmeyeceğine karar verecek olan mahkemenin duruşması 24 Temmuz’da saat 13.30'da görülecek.

Almanya’nın ısrarla sürdürdüğü Kürt kriminalizasyonuna tepki gösteren Serdar Karakoç’a Özgürlük İnisiyatifi de 24 Temmuz saat 13.30'de Hollanda’nın Amsterdam kentinde görülecek duruşmaya dikkat çekti. İnisiyatif, "Tüm halkımızı, devrimci, demokratik çevreleri Almanya’nın Kürt gazeteci Serdar Karakoç şahsında gazeteci ve tüm siyasetçileri kriminalize etme politikalarına karşı tepkilerini yükseltmeye çağırıyor ve desteklerini bekliyoruz" açıklamasında bulundu.

Yok sayılan bir halk için

Hollanda’da ilticası ve oturum hakkı bulunan gazeteci Serdar Karakoç, 24 Temmuzda görülecek duruşma öncesi özgür basına konuştu. Türk devletinin her dönem insani değerler karşısında faşist, baskıcı sistemini uyguladığına dikkat çeken Gazeteci Serdar Karakoç, “Türk devleti Kürt sorununu hep yok saymış, inkar, soykırım ve bir güvenlik sorunu olarak ele almıştır. Tek millet, tek dil, tek bayrak ilkesiyle ulusal bir kimlik inşa etmiş ve bağlamda da Kürt kimliği ve dili inkar edilmiş ve bastırılmıştır. Şêx Saîd, Koçgirî, Zîlan ve en son Dersim ayaklanmaları şiddetle bastırılmış, yüz binlerce insan katliamlardan geçirilmiştir. Kürtçe konuşma, yayın yapma ve eğitim verme gibi en temel haklar dahi yasaklanmıştır” diyerek Türk devletinin kurulduğu ilk günden beri Kürt halkına düşmanlığının altını çizdi.

Yerle bir edilen kentleri hatırlattı

Türkiye’nin yakın tarihte de devlet terörüne ve katliamlara devam ettiğini hatırlatan Karakoç, 2015-2016 yılında Kurdistan kentleri Türk devlet güçleri tarafından yerle bir edilmiş, binlerce insan katliama uğramış ve yarım milyondan fazla insan evsiz kalmıştır. Kürt siyasi hareketine yönelik baskılar artmış, HDP’li belediye başkanları görevden alınarak yerlerine kayyum atanmıştır. Binlerce Kürt siyasetçi tutuklanarak ağır hapis cezalarına çarptırılmıştır. Rojava ve Başûrê Kurdistan topraklarını işgal ederek operasyonlarda kimyasal silah kullanmış, Kurdistan'da mezarları tahrip ederek, kültürel miras ve toplumsal hafızaya saldırmış, insanları asit kuyularına atarak yok etmiş, meydanlara topladığı insanlara insan dışkısı yedirmiş, uçurumlardan atmış, diri diri yakmıştır” dedi.

Duyarsız ve tepkisiz kalamam

Yaşam felsefesinin insani değerler üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Karakoç: “Türk devletinin bu vahşi uygulamaları karşısında Özgür Basın geleneğinden gelen biri olarak duyarsız ve tepkisiz kalamazdım. Her meslekten insanın sahip olduğu gibi benim de politik bir görüşüm var ve sadece Kürt halkının değil mazlum, ezilen, tarihsel olarak yok sayılan, katliama uğrayan tüm insanlığa karşı insani görevlerimi yerine getirmek en temel yaşam felsefem olmaktadır.”

Yasal ve demokratik bir hak

"Şu anda Türk devletinin yürüttüğü savaştan kaçan binlerce gazeteci, siyasetçi, aydın, yazar ve binlerce Kürt vatandaşı da Avrupa’da benim gibi şu anda mülteci konumda yaşıyor" vurgusunda bulunan Karakoç, "Mülteci konumuna düşen hiçbir Kürt siyasetçi gerçek anlamda düşünsel olarak ülkesinden kopmamış ve mülteci olarak yaşadığı bu topraklarda imkan ve olanakları çerçevesinde yasal ve demokratik zeminlerde her koşulda kendi davasına sahip çıkıyor" diye ekledi.

Almanya neden 7 yıl bekledi?

Almanya, Serdar Karakoç’u Temmuz 2017-Mayıs 2018 tarihleri arasındaki faaliyetlerinin suç olduğu iddiası ile 129b maddesinden yargılamak istiyor. Bunun üzerine de Karakoç, “Almanya, aradan 7 yıl geçtikten sonra hakkımda uluslararası yakalama kararı çıkarıyor. Peki bu kadar ağır bir suç işlemişsem neden aynı yıl ve suç üstü yakalamadı? Neyi bekledi? Görünen o ki, bu dava tamamen siyasi olup Türk devletinin çıkarlarını korumak ve kollamak üzerine şekillendirilmiştir. Almanya, Kürt sorunu konusunda Türkiye devletinden daha despot politikalar yürütüyor. Kürt halkına yönelik kriminalizasyon politikasını derinleştirerek Kürt sorununun çözümünü engelliyor. Kürt sorununa Türk devlet zihniyetiyle yaklaştığı için Kürt gazetecilerini ve siyasetçilerini kriminalize ederek siyasi olarak yargılıyor. Bu yargılama hukuk dışıdır ve Türk devletinin dış politikasını destekleyen bir davadır" şeklinde konuştu. ANF

 

Serdar Karakoç’un duruşmasının görüleceği adres şöyle:

"Parnassusweg 280

1076 AV

Amsterdam."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.