Köy köy masal topladılar
Kültür/Sanat Haberleri —
- Wanlı bir grup gazeteci, bir araya gelerek ‘Serhat Masalları’ ismi altında bir projeye imza attı. Önce video serileri şeklinde giden çalışma, sonrasında kitaplaştırıldı.
Serhat Masalları, Medya, Kadın ve Ekoloji Derneği'nin bir projesi olarak Haziran 2023’te Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı'nın desteğiyle başlatıldı.
ANF’ye konuşan Serhat Masalları çalışmasının paydaşlarından biri olan gazeteci Zelal Sahidenur Sari, “Serhat Masalları kaybolmasın, unutmayalım diye kayıt altına aldık. Baskı ise bu fikrimizi perçinlemek açısından önemli bir adımdı. Hem kültürümüze hem anlatıcılarımızın hikayelerine hem de kendi hikayemize bir not düşmek istedik” dedi.
Rovî û Pîrê masalı
Sari, bu fikrin, yine kendisi gibi Vanlı gazeteciler olan Yeşim Karaağar ve Zafer Avaç ile sık sık yaptıklarını masal sohbetlerinden doğduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Gevaş, Erciş, Çatak, Gürpınar ve Başkale ilçelerinde üç kadın, iki erkek anlatıcıdan masalları dinledik ve kayıt altına aldık. Dinlediğimiz masallar bizce Kürtçe bilen her yaştan insana hitap edebilecek masallar. Aralarında en bilinen masal ise Xanê Lepzerîn, bu masalı Başkale’de Tahir Amca’dan dinledik. Kaydettiğimiz masallar özel taleplerimiz değildi. Tamamen eski günlerdeki gibi bir divan kurduk ve anlatıcılarımıza onlardan bir masal dinlemek istediğimizi söyledik.”
Sari, ‘en çok hangi hikaye sizi etkiledi?’ sorusuna da şu yanıtı verdi: “Çatak’ta Muhteber Teyze’den dinlediğimiz ‘Rovî û Pîrê’ masalı benim çocukluğumun masalıydı. Bu masalda akran zorbalığı ve sonuçları çocuklara ders veren bir dille anlatılıyor. Diğer masallarda da benzer dersler ve efsanevi hikayeler var.”
Kaydedilmeyeni kaydettik
Aslında bu çalışma önce video seri olarak başlamış. Kültürel asimilasyonun ‘Kürtçe eğitim’in eksik ve politik olmasından, izlemenin Kürtler açısından daha kolay olduğunu konuşup tartışmışlar. Baskı fikri de süreç içinde kendiliğinden gelmiş. Sari, şunları söyledi: “Xanê Lepzerîn dışındaki masalların hiçbiri daha önce kaydedilmemişti ve biz de tam olarak amacımıza uygun olarak kaydedilmeyeni kaydettik. Kültürümüze yönelik baskılara karşı biz de kendimizce bir dil geliştirdik. Masallar dünden bugüne ancak anlatıcıların diliyle ulaşmıştı. Hatta dinlediklerimizden şunu da çıkarabiliriz ki; bu masallar onların hikayeleriyle de birleşmişti. Anlatıcılar hayatlarını kaybettikleri için de bu masallar kendi hikayeleriyle birlikte tarihin tozlu sayfalarına karışarak kayboluyordu. Aslında yaş aralığımızı da buna göre belirledik. Bütün dinleyicilerimiz 60 yaş üstüydü, çünkü en eski masallara böylelikle ulaşabilirdik.”
Bütün köy seferber oldu
Sari, işin içine kamera girince bazı zorlukları da hatırlatarak, şu örnekleri verdi: “Erciş’in Şarbazar (Şehirpazar) köyüne Nesibe adında bir teyzeyi dinlemeye gittik. Nesibe Teyze 100 yaşındaydı. Kendisiyle köye gittiğimizde tanıştık. Bize bir masal anlatmasını rica ettik. Masal bilmem ama metelok (ritmik masallara verilen bir isim) anlatırım, dedi. Onu da kaydedip yayınladık fakat o köyden elimiz boş dönmek istemedik. Bütün köy bir anda seferber oldu ve bize masal anlatacak birini aradı. En son Nesibe Teyze’nin kızı Makbule Abla bize Gulendam masalını anlattı.”
Masallar devam edecek
Videoları, derneğin Youtube kanalından ve sosyal medya hesaplarından paylaştıklarını; herkesin erişimine açık olduğunu kaydeden Sari, şunları ekledi: “Serhat Masalları çalışması devam edecek, çünkü biz bu işi çok sevdik. Benzer çalışmalar belki daha önce yapıldı ama girişte de söylediğim gibi biz kaydedilmeyeni kaydettik ve masalı kendi mutfağında, yani köylerde dinledik. Bu çalışmanın başka bölgelere feyz olması bizi onurlandırır. En nihayetinde biz de ortak bir amaca, yani kültürün devamlılığına hizmet ettik. Gerçekten kitabın giriş metninde de yazdığımız gibi kameramız sırtımızda köy köy dolaştık ve Makbule Abla’yı dinledikten sonra da bir elimize güneşi bir elimize ayı alarak bu izi sürmeye devam edeceğiz.” MİNA ROJ / WAN - ANF