Kurdistanî Yahudiler-2-
Forum Haberleri —
- Siyonizm bütün milliyetçiliklerin kök atasıdır. Hem dinsel hem de etnik milliyetçilikler en çok da Yahudilere zarar vermeleri bakımından birer Frankenstein rolündedirler.
SOYDAN AKAY
Yahudilik mevzusu tartışıldığında paradoksal olarak şu hususla karşılaşırız: Tek tanrılı dinsel geleneğin kurucusu olan İbraniler Hiristiyanlık ve İslamiyetin de kök atasıdırlar. Yahudi dinsel geleneği nasıl ki Sümer, Babil, Mısır, Huri uygarlık ve kültürlerinin bir sentezi, yorumu veya versiyonuysa, Hiristiyanlık ve islamiyet de Yahudiliğin versiyonlarıdır. Dar kabileci, tekilci anlayış aşıldığında muazzam bir evrensellikle karşımıza çıkmaktadır Yahudilik. Bu çerçevede bakıldığında evrensel tarihe, topluluklara kattıkları ve etkileri tartışmasızdır. Geliştirdikleri Siyonizm (Yahudi milliyetçiliği, tanrının seçilmiş halkı ya da tanrı tarafından seçilmiş halk- Ezidi inanç sisteminde tam tersidir) bütün milliyetçiliklerin kök atasıdır. Hem dinsel hem de etnik milliyetçilikler en çok da Yahudilere zarar vermeleri bakımından birer Frankenstein rolündedirler. Bu belirlemeleri yapmakla kastımız şudur: Kürtler ve başka topluluklar etnik olarak değil ama zihniyet olarak Yahudilikten etkilenmişlerdir. Bu etkiler çoğunlukla dolaylıdır. Fakat Kürt kültürünün Yahudilik üzerindeki dönüştürücü gücü oldukça belirleyici ve doğrudandır. İbrahim peygamberin Urfa’daki yaşamı ve hicretine dair kitabın başında yetersiz de olsa inceleme ve yorumlarımızı sunmuştuk.
Tekrardan konumuza dönersek; Kürtlerin Yahudiliği benimsemesinden hareketle “Kürt Yahudileri” tartışmıyoruz. Kürt kültürünün uzun süre içinde doğal asimilasyonla dönüştürdüğü bir topluluğu ve onun tarihsel serüvenini inceliyoruz. Kurdistan bir çok etnik, dini, felsefi toplulukların yaşadığı bir coğrafyadır. Çoğunlukla yıkılan uygarlıkların dayandığı topluluklardan tutalım, despotik, baskıcı uygarlıklardan kaçan topluluklara kadar çok sayıda etnik topluluk Kürtlerle iç içe yaşamıştır. Asuriler, Keldaniler, Araplar, Ermeniler, Nasturiler, Çingeneler, Türkmenler, kendilerini, -öz varlıklarını koruyacak şekilde- Kurdistanî olarak tanıtmışlardır. Bazı etnik topluluklar (örneğin Türkmen olan Karageçili aşireti, Çingeneler) doğal asimilasyonla Kürtleşmişlerdir. Kürt kültürü uygarlığa fazla bulaşmadığından demokratik, komünal yönünü her daim korumuştur. Bunda kabile-aşiret geleneği belirleyici olmuştur. Hatta uygarlığa karşı kabile konfederasyonlarını kurup onları yıktıklarında halklar bunu bayram olarak kutlamışlardır. Akad, Babil, Asur imparatorluklarına son veren Guti, Kassit, Med uygarlıkları bünyelerinde bulunan topluluklara gaddarca yaklaşmamışlardır. Binlerce yıllık kabile-aşiret geleneği buna izin vermemiştir.
Bir zulüm stratejisi olarak topraklarından sürgün edilen Yahudi etnisitesi Kurdistan’a yerleştirilmekle Kürtlerin sahip olduğu doğal dağ savunma sistemine de sahip olacaklardır. Ancak yine de en önemli savunma sistemleri inançlarını koruyabilecekleri ve özgürce yaşayabilecekleri belirleyici etken Kürt kültürüdür. Hiristiyanlık ortaya çıkıp da iktidarlaşarak dogmatikleştikten (Katolik) sonra Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde “peygamber katili” denilerek din değiştirmeye zorlanan, bütün günahların sorumlusu olarak görülen Yahudiler, Kurdistan’da bu uygulamalardan azade yaşamışlardır. Katolik kilisenin zulmünden kaçan heretik, heterodoks (resmî ideolojiye ters düşenler, ondan kopanlar) Hiristiyan akım ve felsefi gruplar soluğu Kurdistan’da almışlardır. Baskının olduğu yerlerde bir yaşam stratejisi olarak çoğunlukla dinsel-ideolojik ve etnik kimliklerini saklamak zorunda kalmışlardır. Bu tamamen bilinçli olarak geliştirilmiştir. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de Osmanlı Yahudilerinden olan Sabetaycılıktır. Müslümanlığı kabul edip gizli olarak kendi inançlarını yaşamak durumunda kalmışlardır. Kürtler Müslümanlığı kabul ettikleri halde Yahudi sürgünlere dönük islamın çelişki ve çatışmalarından kaynaklı herhangi bir baskıya yönelmemişlerdir. Kısacası dünyanın bir çok yerine dağıtılan Yahudi etnisitesi bazı yerlerde ağır imha ve zorla din değiştirmeye karşı dönmeliğe başvurup etnik ve dini olarak kendini farklı tarif ederken Kurdistan’da böyle bir şeye gerek görülmemiş, Kürt kimliğini özümsemişlerdir. Etnik anlamda Kürtleşen bu topluluğa “Yahudi Kürtler” ya da “Kürt Yahudiler” denildiğinde bu faktörler göz önüne alınmalıdır. Bununla birlikte Kurdistanî Yahudiler, Kurdistanlı Yahudiler denilmesinde de sakınca bulunmamaktadır. Fakat Kurdistanî veya Kurdistanlı kavramları bu coğrafyada yaşayan ve kimlikleriyle varolan bir çok topluluk için kullanıldığından yine de “Kürt Yahudiler” kavramını tam olarak yansıtmadığını, en azından görünür kılmadığını vurgulamak durumundayız. Bu kavramlaştırmalar daha çok etnik ve dinsel olarak Yahudilerin Kurdistan’daki varlığına göndermede bulunmaktadır.