Seçimler ve ABD’nin tutumu
Cafer TAR yazdı —
- “ABD, Erdoğan iktidarını sonlandıracak!” demek çok iddialı olur, fakat çok kolaylıkla ABD’nin daha önce olduğu gibi Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesine yardımcı olmayacağını söyleyebiliriz.
Bundan birkaç gün önce ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Ziyaretten birkaç gün sonra Bağcılar’da Ülkü Ocaklarını ziyaret eden AKP Genel Başkanı Erdoğan, sadece Büyükelçi’yi değil, aynı zamanda ABD Başkanı Jeo Biden’ı da suçlayan zehir zemberek bir açıklama yaptı.
Bizzat Erdoğan’ın kendisi AKP’nin iktidara geliş sürecinde ABD ile sürdürdükleri diyalog, dayanışma ve aktif destek sürecinin kendilerini iktidara taşıdığını bildiği için; tersinden bir çabanın da iktidarlarına mal olacağını biliyor.
Elbette ki ne ABD ne de başka bir güç Türkiye’de tek başına kimseyi iktidar yapamaz veya iktidardan indiremez. Fakat eğer içerdeki durum bir iktidar değişimini olası hale getirmişse; işte tam da böyle zamanlarda ABD veya başka bir gücün inisiyatif alması bütün ülkelerde eski iktidarın gidişini, yenisinin de gelişini kolaylaştırır.
Türkiye uzun yıllar sonra içerdeki gelişmeler sonucunda tam da böyle bir noktaya geldi; Türkiye içindeki dinamikler neredeyse kafa kafaya. Erdoğan kendi durduğu yerden özellikle Rusya, Katar ve diğer bazı Arap ülkelerinden aldığı diplomatik ve parasal destekle ülke içinde yaşanan bunca rezalete rağmen yaklaşan seçimleri alabileceğini düşünüyor.
Fakat burada Erdoğan faşizmi çok önemli iki engelle karşı karşıya; bunlardan ilki, Kürtlerin çok önemli bir bileşeni olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kendisini çok net bir halde faşizm karşıtı cephede tanımlaması, diğeri ise ABD’nin Erdoğan iktidarını kendi durduğu yerden artık kullanışsız, hatta çıkarlarını tehdit eden bir hükümet olarak değerlendirmesi olmuştur. İlki Erdoğan’ın iktidarını içeride durdururken; diğeri dışarıda sınırlandırmaktadır.
Kürtler ve Emek ve Özgürlük İttifakı kendi içinde her ne pahasına olursa olsun Türkiye halklarına yeni başlangıç olanağını vermek için muazzam bir fedakârlık yapmaktadır. Günümüz Ortadoğu’sunda özellikle Kürtler ve Emek ve Özgürlük İttifakı’nın diğer bileşenleri anti faşist mücadelenin en ön saflarında kahramanca savaşmaktadırlar.
Bu kararlı İttifak, bütün bölgede anti-faşist mücadelenin her şeyden önce vicdanı, aklı ve militanı olmuştur. Günümüz Türkiye’sinde bugün faşizmi aşmak olanaklı hale gelmişse bu her şeyden önce bu bir araya geliş sayesinde olmuştur. Bu İttifak önce DAİŞ’i yenmiş, sonra Erdoğan’ı geriletmiş ve yakın zamanda da onun faşist iktidarını tarihin çöp tenekesine atacaktır.
Aslına bakarsanız 2010 yılına kadar başta ABD olmak üzere bütün Batı ülkeleri Erdoğan’a olumlu bakıyorlardı; fakat bu bakış açısı zamanla Erdoğan’ın yüzündeki maskenin düşmesi ile tersine döndü. Hatta hatırlarsanız o yıllarda ABD Başkanı olan Barak Obama “Erdoğan’ı en büyük hayal kırıklığı!” olarak tanımlamıştı.
Trump’ın döneminde nispeten sanki biraz yolunda gidiyormuş gibi gözüken ilişkiler, Jeo Biden’ın ABD başkanı seçilmesi ile büsbütün bozulmaya başladı. Burada asıl kırılma Biden’ın Türkiye’yi otokratik yönetimler kategorisinde değerlendirmesi ile yaşandı.
ABD yönetimi, Erdoğan’ı yeniden demokratik değerlere geri dönmeye çağırdı; fakat Erdoğan gerek NATO içerisinde gerekse AB kurumları içerisinde söz vermesine rağmen Putin’le ilişkileri daha fazla geliştirerek, ABD’ye ben size mecbur değilim mesajı vermeye çalıştı.
Fakat tıpkı diğer otokratlar gibi zoru görünce hemen geri çekildi; ilk geri çekilme Mavi Vatan’da oldu. İçerde koparılan onca yaygaraya rağmen Erdoğan sessizce Doğu Akdeniz’den çekilerek başta ABD olmak üzere diğer Batılı ülkelere Doğu Akdeniz’de sorun çıkaran müttefik olmayacağı mesajını vermiş oldu.
İç kamuoyunda her ne kadar ABD’ye kafa tutan bir görüntü vermeye çalışsa da ABD ile ilişkilerde çatışma alanlarından geri çekilen, sorun çıkarmayan bir müttefik görüntüsü vermeye çalıştı. S-400’leri kullanmama sözü, özellikle Afrika’da ABD lehine Çin’i, Orta Asya’da ise Rusya’yı çevrelemeye çalışması arka planda ABD’yi memnun eden gelişmeler.
Fakat toplamda baktığımızda Erdoğan’ın arka planda ABD’yi bir dengede tutmaya çalışan çabaları bu noktadan itibaren mevcut ABD yönetimini memnun etmenin çok gerisinde kalıyor. Tam da bu noktada “ABD, Erdoğan iktidarını sonlandıracak!” demek çok iddialı olur; fakat çok kolaylıkla ABD’nin daha önce olduğu gibi Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesine yardımcı olmayacağını söyleyebiliriz.
Her defasında dış güçlerin yardımıyla iktidara gelmiş Erdoğan tam da buna kızmakta, düne kadar kendini iktidara taşımış dış güçlere sitem etmektedir. Önümüzdeki seçimlerde Erdoğan iktidarı son bulacak; fakat bu ABD veya başka bir ülkenin çabası ile değil, bizzat başta Kürtler olmak üzere bu ülkenin namuslu insanlarının eliyle olacak!