ABD seçimleri

Cafer TAR yazdı —

  • ABD’nin birçok farklı noktalarda askeri etkinlik gösterdiği ve gelişmeleri yakından takip ettiği Doğu Avrupa ve Ortadoğu coğrafyasında kimin ABD başkanı olacağı daha da önemli hale gelmektedir.

Amerika’da yapılan bütün seçimler dünyanın geri kalanı tarafından her zaman büyük bir ilgi ile izlenmiştir. Bunun haliyle çok anlaşılır nedenleri var; her şeyden önce dünyanın en önemli askeri ittifakı olan NATO’nun lideri ve Bileşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip bir ülke olması bile ABD’nin dünya siyasetindeki önemini ortaya koyan iki önemli parametre olarak oldukça önemlidir. Bu iki parametreye 11 adet uçak gemisi ile dünyanın bütün açık denizlerine hâkim tek ülke olduğu gerçeğini de eklediğinizde elinizde daha net bir ABD fotoğrafı olur.

Buna 29 trilyona yaklaşan milli gelirini de eklersek ABD’nin aynı zamanda küresel anlamda refah veya tersinden yoksulluğun bütün dünyada pay edilmesinde öne çıkan bir ülke olduğunu da görürüz.

Ayrıca ABD dolarının bütün dünyada kullanılan en etkili rezerv para olduğu gerçeği göz önüne alındığında bu etki birkaç kez daha artmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde ekonomik karar alıcılar, yatırım kararları vermeden önce ABD Merkez Bankası’nın başkanının açıklayacağı faiz kararlarını özellikle beklerler. Bütün bunları üst üste koyduğumuzda ABD günümüzde hala tek küresel güç olarak öne çıkmaktadır.

Aslına bakarsanız küresel güç tam da bu olmaktadır; ABD’nin birçok ülke ile sınırı olmamasına rağmen bütün ülkelerin komşusu gibi davranıyor. Aldığı bütün kararlar diğer ülkelerin sosyo/ekonomik davranışları üzerinde doğrudan etkili olmaktadır.

Özellikle Çin ekonomik ve askeri alanlarda hızla gelişmesine rağmen henüz küresel bir güç olarak değerlendirilemez; ayrıca bir gün küresel bir güce dönüşürse ABD’den daha adil bir küresel güç olacağını kimse garantileyemez.

Rusya, Sovyetler Birliği’nin mirasını devralmasına, oldukça geniş topraklara ve zengin yeraltı kaynaklarına sahip olmasına rağmen bölgesel olarak etkili fakat küresel olarak zayıf bir ülkedir. Avrupa Birliği ise henüz kolektif dış politika ve bunu takip edecek askeri bir güç yaratabilmenin çok uzağındadır.

İşte bütün bunları üst üste koyunca, ABD’de yapılan bütün seçimler sadece ABD’de yaşayan insanları değil; dünyanın geri kalanında yaşayan bütün insanları da yakından ilgilendiren bir nitelik kazanıyor.

Bu koşullarda ABD’nin birçok farklı noktalarda askeri etkinlik gösterdiği ve gelişmeleri yakından takip ettiği Doğu Avrupa ve Ortadoğu coğrafyasında kimin ABD başkanı olacağı daha da önemli hale gelmektedir.

Buraya kadar ABD’ye dışardan baktık, tam da bu noktadan itibaren ABD’ye içerden bakmak gerekmektedir. Uzun bir süre bütün dünyada alıcısı olan ‘Amerikan Rüyası’ dolaşımdaydı; buna göre sınıfsal kökeninden bağımsız gerçekten isteyen ve çalışan her insan eğer çaba sarf ederse ABD’de bir gün istediklerini elde edebilirdi.

Buna göre dünya liberal demokratik bir sistemde gelir adaleti ve fırsat eşitliği sağlanacak ve bütün alanlarda liyakat etkili olacağı için sürekli bir ilerleme yaşanacaktı. Fakat reel yaşamda bırakın bu bütün dünyayı bizzat ABD’de dahi gelişmeler bunun tam aksi yönünde oldu.

Obama döneminde çok kısmı iyileştirme çabaları bile Amerikan müesses nizamı tarafından engellendi. Günümüzde ABD’de sağlıktan ulaşıma, eğitime kadar birçok önemli alanlarda ciddi sıkıntılar yaşıyor. ABD’de toplumunun geniş kesimleri iş ve sağlık güvencesi olmadan yaşıyorlar.

Sadece ABD’de değil, bütün dünyada halkı dışlayan, bütün partilerde yönetme erkini varsıl, kimi ailelerden gelen insanlara rezerve eden siyaset artık karşılık görmüyor. ABD’de mesele Biden’ın hastalığı sorunu değil, temsil ettiği, insanları birden çok kez hayal kırıklığına uğratan neoliberal siyasettir.

Bütün bu hikâyede trajik olan şey ise söz konusu bu neoliberal çürümeye alternatif olarak onun da gerisinde bir noktada duran Trump’ın ortaya çıkması ve Amerikan halkının önemli bir bölümünü peşine takmasıdır.

Halbuki bunun alternatifi günümüzde radikal demokrasi, uzun vadede ise bütün insanların refahını, halkların eşitliğini, farklı cinslerin özgürlüğünü, insanın yaşadığı ekosistemle barışını esas alan demokratik/konfederalizmdir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.