Scholz’un Türkiye ziyareti

Cafer TAR yazdı —

  • Erdoğan rejiminin Ortadoğu’da başta Kürt halkı olmak üzere diğer bütün komşu halklara karşı sürdürdüğü yeni sömürgeleştirme siyasetine ekonomik kaynak bulmak ve gereksinim duyduğu askeri teknolojileri Almanya üzerinden temin etmek istemesi öne çıkıyor. Scholz’un ziyareti sonrasında muhtemelen Almanya’da Kürt kurumlarına olan baskılar artacak.

İsrail/İran geriliminin doğrudan bir savaşa dönüşme ihtimalinin arttığı, Ukrayna’da çatışmaların her geçen gün daha da yoğunlaştığı, kullanılan silahların sadece Ukrayna ve Rusya’yı değil bütün Avrupa’yı tehdit etme potansiyeli taşıdığı bir dönemde, Alman Başbakanı Olaf Scholz’un Türkiye ziyareti oldukça önemli.

Federal Hükümet Sözcü Yardımcısı Wolfgang Büchner haftalık olağan basın toplantısında Scholz’un Türkiye ziyaretinin gündemlerini; Ortadoğu’daki gelişmeler, göç, ikili siyasi/ekonomik ilişkiler ve Rusya/Ukrayna savaşı olarak açıkladı.

Her iki taraf da masaya farklı önceliklerle oturdular; Scholz hükümetinin göç konusunda Alman kamuoyunda yaşadığı baskı Erdoğan’ın elini güçlendiren bir unsur olarak öne çıktı!

Aslına bakarsanız her iki taraf da masaya kim ne alacağını  ve karşılığında neyi vereceğini bilerek oturdular. Almanya/Türkiye ilişkilerini takip eden bütün gözlemciler her iki ülkenin ilişkilerinde her zaman reelpolitiğin ön planda olduğunu; iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin başladığı ilk günden itibaren  iki tarafın da “Al-Ver!” prensibini esas aldığının altını çiziyorlar.

Halbuki her iki ülke de uzun bir süredir Batı ittifakı içerisinde, ayrıca Türkiye altmış yıldır Avrupa kurumları içerisinde temsil ediliyor. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini kabul etmiş bir ülke olduğunun da altını çizmekte fayda var; fakat buna rağmen iki ülke arasındaki ilişkilerde ortak değerlerin dış politikada hiçbir karşılığı yok.

Günümüzde somut olarak Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerinde birkaç temel öncelik öne çıkıyor. Bunlardan ilki, Türkiye üzerinden Almanya’ya yönelik göç baskısının durdurulması.

Bunun için planlanan ilk adım ise, Almanya’da iltica talebi red edilmiş yaklaşık on beş bin mültecinin Türkiye’ye geri gönderilmesi. Scholz hükümeti için önemli olan sadece bu insanların ülkelerine geri gönderilmeleri değil; hükümetin göç konusunda kararlı bir duruşunun olduğunun Alman kamuoyuna bir tür şov yaparak gösterilmesi.

Başlangıçta Türkiye bu noktada çok ayak diretti; ancak bir süre sonra Alman hükümetinden aldığı ödünler karşılığında tutumunu değiştirdi. Muhtemelen bir süre sonra yoğun bir geri gönderme süreci başlayacak!

Almanlar Çarter uçakları ile toplu göndermeleri öne çıkarıyorlar, Erdoğan rejimi ise bunun kendileri için onur kırıcı olacağını iddia ediyor. Doğrudur, bu bir ülke için çok onur kırıcı bir durum, fakat onur kırıcı olan sadece bu insanların toplu olarak ülkelerine geri gönderilmeleri değil, mülteci olarak ülkelerini terk etmek zorunda bırakılmaları. Fakat Türkiye’deki pişkin rejimin böyle bir sorunu yok; asla yüzleri kızarmıyor,  vatandaşlarını düşürdükleri onur kırıcı durumdan dolayı utanmıyorlar!

Alman hükümetinin ikinci önceliği ise, artan Rusya tehdidi karşısında Türkiye’yi biraz daha nötr bir ülke haline getirmek. Çünkü tıpkı diğer AB ve NATO ülkeleri gibi Almanya da Türkiye’nin gelecekte daha açıktan Rusya’dan yana tavır almasından endişe ediyor. Ayrıca Türkiye’de sekiz bin kadar Alman firmasının olduğunun, Türkiye/Almanya arasındaki ticaret hacminin 50 milyar doları aştığının da altını çizmekte fayda var.

Bizim açımızdan en kritik soru şu olmaktadır: Bütün bunlara karşılık Erdoğan Rejimi Almanya’dan ne istiyor? Türkiye açısından öne çıkan şeylerden ilki; Türk/Yunan ilişkilerinde Ege’de Yunanistan lehine bozulan dengenin yeniden düzenlenmesi. Bunun için her şeyden önce Türk donanmasının acilen modernize edilmesi gerekiyor ve Türkiye bunu kendi imkanları ile yapamaz, bunun için Alman teknolojisine ihtiyacı var. İkinci olarak; havada Türkiye Yunanistan’ın oldukça gerisine düşmüş durumda, Türkiye’nin yeniden en azından Yunanistan’la eşit bir noktaya gelebilmesi için Eurofighter Typhoon savaş uçaklarına ihtiyacı var!

Son olarak ise, Erdoğan rejiminin Ortadoğu’da başta Kürt halkı olmak üzere diğer bütün komşu halklara karşı sürdürdüğü yeni sömürgeleştirme siyasetine ekonomik kaynak bulmak ve gereksinim duyduğu askeri teknolojileri Almanya üzerinden temin etmek istemesi öne çıkıyor.

Scholz’un ziyareti sonrasında muhtemelen Almanya’da Kürt kurumlarına olan baskılar artacak; bu noktada kamu diplomasini esas almak ve Alman toplumuna yönelik çalışmaları artırmakta fayda var.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.