Seçimlerde halkın zaferi
Mihraç URAL yazdı —
- Seçimlerdeki zafer hem Türkiye halkları hem bölge halkları için önemli bir fırsat yaratmıştır. Ülke içinde kazanılan bu zafer bölge için temel bir zafer atılımı olacaktır.
Seçimler zaferle sonuçlandı. Uzun zamandır beklenen bu sonuçlar esasında başlangıç olarak ele alınabilir. Buradan başlamak gerekir. İktidarın zorbalığını, ekonomi bilmezliğini ortaya koyarak ve onu muhalefete düşürecek bir ilk adım olarak ele alınmalıdır. Ülkenin yüzde yetmişine yakın muhalefetin eline geçmesi iktidarın artık egemenlik sürecinin sona erdiğini göstermektedir. Erdoğan yolun sonunu gördü ve bunun faturasını kendi çevresine yıktı. Eski çevresi olduğu gibi kalacaktır, yenisini kurma şansı da yoktur. Bu çevreye vurulunca her darbe kendi kendine indirilen bir darbe olacaktır, bunu da asla kendisi yapamayacaktır. Bu çevrenin hazin sonucu muhalefetin güçlü elleriyle gerçekleşecektir.
Erdoğan özellikle İstanbul’u ele geçirmek üzere hamle üzerine hamle yaptı. Tüm bakanlarını İstanbul’a yolladı. Ortaya sürdüğü adayı her açıdan ve devlet adıyla desteklemeye başladı. Alacağı sonuç büyüktü ama halkın iradesi buna geçit vermedi. İstanbul öylece çöktü. İstanbul tek değildi. Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Mersin gibi dev alanlarda çöktü. Bunu diğer iller takip etti. Önceki makalemde bu alanlara dikkat edilmesi gerektiğini izah ettim. Zafer işte bu alanların düşmesiyle gerçekleşti. Zafer Kurdistan’da da kendini beyan etti. Orada DEM Parti hakkı olanı alarak bölge illerinde silme bir sonuçla kendi başarasını imzaladı.
Türkiye genelinde gerçekleşen bu dönüşüm Hatay’da da kendisini göstermesi gerekirdi. Oylar yeniden sayılmaya başlandı. Hatay’da galibiyet muhalif güçlere aitti. CHP’nin hakkıydı. Yapılan oyunlar, bu seçimlerde haklı galibiyeti engellese de sonuçta Hatay halkı haklı bir tercihte bulunarak sonuç almaya çalıştı. Suriyeli göçmenlerin oyları ya da oyunları bu haklı kazancı engellemeye yetmeyecektir. Sonuç ne olursa olsun Hatay dev bir kale olarak köklerinde İlhaka karşı tavrı olanların da etkin katılımı kendini gösterecekti.
Bu haklı galibiyetlerin halk nezdinde bir beklentisi olacaktır. Belediyeler onurlu ve halktan yana tavırlarıyla Türkiye’nin ikinci yüzyılına yaraşır bir davranışla hüküm sürmelidir. İşte o zaman gerçek zafer halkla bütünleşen kazanımlar olacaktır.
Alttan gelen bu haklı kazanım bölgemiz açısından da önem taşımaktadır. Türkiye kuruluşundan itibaren bölgenin bataklığına karşı duyarlılık göstermiştir. Bölgede ortaya çıkan tüm gelişmelere karşı açık bir tutum takınarak uzakta kalmıştır. Şimdi ise tam tersi bir pozisyonda tüm bölge işlerine burnunu sokmak ve sonuçta tüm bölge devletleriyle düşman olma durumuna düşülmüştür. Milliyetçi, ilkel, faşist islamik davranışlar Türkiye’ye hiçbir kazanç sağlamamıştır. Akdeniz’de turlayan araştırma gemileri yeniden kendi limanlarına sığınma durumuna düşmüştür. Karada ise, Irak ve Suriye’de, tarihinin en kapsamlı ve derin düşmanlıkları yaratılmıştır. Ülke tarihinin hiçbir döneminde olmayan bu halleri düzenlemek artık gerçek anlamada bir zaferi gerekli kılmaktadır.
Erdoğan, 20 yılı aşkın bir süredür uyguladığı bu savaş politikalarıyla, bölgede barış ortamını yakalamayacaktır. Mısır’da olduğu gibi, küfür ettiği devlet başkanlarıyla el etek öperek barışması devletlerin barışması anlamına gelmemektedir. Bu politikalar gerçek barışı inşa edemez.
Bu seçimlerdeki zafer hem Türkiye halkları hem bölge halkları için önemli bir fırsat yaratmıştır. Ülke içinde kazanılan bu zafer bölge için temel bir zafer atılımı olacaktır. Gelecek seçimler Erdoğan’ın hükmüne son verecek ve bu karanlık devir sona erecektir.