Werxelê direnişinin neferi: Devrim

Dosya Haberleri —

Devrim Garzan

Devrim Garzan

  • Oğlu Bilal Onat'ın 12 Aralık 2015 yılında Kürt Özgürlük Hareketi'ne katıldığını söyleyen Cengiz Onat, "Devrim’in katılım yaptığı süreçte Nusaybin'de yaralandığını, oradan da yaralı bir kadın arkadaşla birlikte Rojava'ya geçtiğini duyduk. Rojava'dayken bir buçuk yıl sonra bir telefon görüşmemiz oldu. 2017 yılında Şengal'e geçiyor. Sonrasında Avaşîn’in Werxelê alanında Türk devletinin kimyasal silah saldırılarına karşı mücadele ettiğini duymuştuk” diyor.
  • Cengiz Onat’ın oğlu Mesut da 3 yıldır cezaevinde. Oğlu Mesut’un Hasankeyf sular altında kalmasın diye yaptıkları çalışmalardan dolayı tutuklandığını söylüyor. Mesut’a önce ajanlık dayatıldığını belirten Onat, şöyle devam ediyor: “Oğlumun yanına gidiyorlar, ‘Gel sana araba, silah verelim. Sana maaş vereceğiz. Bize yardımcı olacaksın. İstihbarata katılacaksın' diyorlar. Mesut, kızarak reddediyor. Ertesi gün oğluma 22 yıl ceza verip, 17 yıla indiriyorlar.”

M.ZAHİT EKİNCİ / HAMBURG

Türk devletinin eğitim ve askerliğini reddeden, genç yaşta özyönetim direnişlerinde yerini alan ve ardından Şengal, Rojava’da savaşan, Werxelê direnişinde yerini alan Devrim Garzan, 24 yıllık ömrüne büyük bir direniş sığdırdı.  Gözaltına alınarak Beyaz Toroslara bindirilen insanların, son yolculukları olduğu dönemden geliyor Cengiz Onat ve ailesinin mücadelesi. Avaşîn’de 7 Haziran’da, 24 yaşında şehit olan Devrim Garzan’ın babası Onat, “Ailemiz devletin kara listesinde ama mücadelemiz sürecek” diyor.

Avaşîn Eyalet Komutanlığı üyesi Bilal Onat (Devrim Garzan) 7 Haziran 2023’te Türk ordusunun gerçekleştirdiği saldırıda arkadaşı Mazlum Yılmaz (Sîdar Amed) ile birlikte şehit düştü. Devrim Garzan’ın babası Cengiz Onat, oğlunun HPG’ye katılması ardından Almanya’ya göç etmek zorunda kalır. Devletin ajanlık dayatmasıyla karşı karşıya kalan Cengiz Onat, polisin aile bireylerini sürekli tehdit ettiğini söylüyor. Cengiz Onat ile şehit düşen oğlu, aile olarak maruz kaldıkları baskılar ve mücadelelerini konuştuk.

Cengiz Onat

Newroz’a giden kardeşini vurdu!

Batman’ın Beşirî ilçesi 1973 yılı doğumlu Cengiz Onat, inşatta çalışarak yaşamını idame ettiren bir emekçi. On çocuk babası olan Onat’ın en büyük çocuğu ise Devrim. Cengiz Onat, Kürt Özgürlük Hareketi'yle 90’lı yılların başlarında kutlanan Newrozlarla birlikte tanışıyor. O dönem yaşadığı bir olayın mücadeleye bakışını etkilediğini belirten Onat, şöyle anlatıyor: “Veysi adında bir arkadaşımız bizimle birlikte inşaatta çalışıyordu. Hacı Şîrin adında Hizbullah'ın sorumlularından birinin kardeşiydi Veysi. Evlerimiz karşı karşıyaydı. 6 ya da 8 aylık evliydi. Veysi Newroz'a gitmek için inşaatın ikinci katından aşağı inmek istediğinde, ağabeyi ona ‘Newroz'a gitmeyeceksin' dedi. Sonrasında ise kardeşini arkasından silahla vurarak öldürdü. İşte bu olay bizim üzerimizde büyük bir etki oluşturmuştu. Ben ve arkadaşlarımda Kürt Özgürlük Hareketi'ne bir sempati uyandı. Devletin baskıları da bu olayı izledi tabii.”

Beyaz Toroslar döneminde başladı

1990'lı yıllar Kurdistan’da JİTEM ve faili meçhullerle özdeşleşen "Beyaz Toroslar" ile anılır. "Polisiz, bizimle Emniyet'e kadar gelmeniz gerekiyor" diyerek Beyaz Toros'lara bindirilen insanlardan bir daha haber alınamazdı ve faili meçhuller listesine eklenirdi. Cengiz Onat, o yıllarda bir akşam duyduğu silah sesleri ardından evin arka girişine koştuğunu ve o sırada önlerinden Beyaz Torosların geçtiğini anlatıyor ve ekliyor: “Balkonun altında yaralı birini gördüm. Bana eliyle sus işareti yaptı. Bunun bizim arkadaşlardan biri olduğunu anladım. Bu ve benzeri olaylar ardından eylem ve etkinliklere daha yoğun şekilde katılmaya başladık. 1999'a kadar böyle devam etti.”

'TC'ye askerlik yapmam

1999 yılında zorunlu askerliğe gittiğini söyleyen Onat, oğlu Devrim’in o yıl dünyaya geldiğini söylüyor. Askerden döndükten sonra Onat, inşaatlarda çalışmaya devam ediyor. Birlikte yaşadıkları birçok kişinin ya katledildiğini ya da kaçırıldığını söyleyen Onat, “Birçok arkadaşımız da katılım yapıyordu. 2000'lerden sonra ben de mahalle meclislerinde çalışmaya başladım” diyor. Onat, 2014 yılında oğlu Devrim’le birlikte Irak'ta çalışmaya gidiyor. 20 gün sonra ‘yaşı küçük’ olduğu gerekçesiyle Devrim çalıştığı firma tarafından Türkiye’ye geri gönderiliyor. Cengiz Onat aslında oğlunun yaşı küçük olduğu için geri gönderilmediğini söylüyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Faşist bir Formen (sorumlu) vardı. Devrim ile tartışmaya giriyor, Devrim de onu tersliyor. Formen, Devrim’e ‘Sen gençsin, küçüksün, daha yarın askere gideceksin' diyor. Devrim’de de ona, ‘Ben askere gitmeyeceğim. Kim diyor benim TC’nin askerliğini yapacağımı? Her gün insanlarımızı öldüren, bize baskı yapan devletin askerliğini yapmayacağım' diyor. Bu konuşmaları yönetime söylendi ve Devrim Türkiye’ye geri gönderildi.”

Değişen üslubundan anlamıştım

Kendisinin de bir hafta sonra Türkiye’ye döndüğünü ifade eden Onat, oğlunun Kürt Özgürlük Hareketi’ne katılım sürecini şöyle anlatıyor: “Biz geldikten sonra, özyönetim direnişleri başlamıştı. Cizre'yi, Sur'u ve diğer yerleri gözlerimle gördüm. Cizre'yi toplarla nasıl vurduklarını gördüm. Silopi'ye gittiğimde eski yaşadığım mahalleden eser kalmamıştı. Biz geldikten sonra Devrim’in, gençlik çalışmalarına katıldığını anlamıştım. Üslubundan ve sabah gidip akşama kadar dönmemesinden de fark ettim. 12 Aralık 2015'te de Devrim gitmişti. Daha sonra birkaç fotoğrafını görmüştük Cizre'de olduğu zamanlardan.”

Werxelê direnişinde yer aldı

Devrim’in katılım yaptığı süreçte Nusaybin'de yaralandığını duyduklarını söyleyen Onat, “Oradan yaralı bir kadın arkadaşla birlikte Rojava'ya geçtiğini duyduk. Rojava'dayken bir buçuk yıl sonra bir telefon görüşmemiz oldu. 2017 yılında Şengal'e geçiyor. Oradan da bizi bir kez aradı. Sonrasında Avaşîn bölgesine gidiyor. Daha sonra farklı bir yere daha geçti. 2020-21 yılına kadar bağlantımız kesilmişti. Sonrasında, Avaşîn’in Werxelê alanında Türk devletinin kimyasal silah saldırılarına karşı mücadele ettiğini duymuştuk” diyor.

‘Devletin kara listesine alındık’

Oğlunun katılım yapması ardından yani 2016 yılından itibaren Cengiz Onat, çalışmalarda daha aktif görev almaya başlar. Devrim’in ardından evlerine baskın yapıldığını ifade eden Onat, “Devletin kara listesine alınmıştık. Artık sık sık bunları yaşamaya başladık” şeklinde konuşuyor.

Cenazeler tanınmaz haldeydi!

Devrim Nusaybin'deyken Hezex'teki (İdil) gerillaların şehit düştüğü haberini aldıklarını söyleyen Onat, devletin kimlikleri açıklamaması nedeniyle cenazeleri teşhis etmek için Mardin'e gittiğini söylüyor. Gördüklerini şu sözlerle anlatıyor Onat: “Belki Devrim de oradadır diye düşünüyordum. Gittiğimde şoka uğramıştım. Aileler cenazeleri teşhis edemiyordu. Kurtalan’dan gelen bir aile dört kez bakmasına rağmen cenazesini teşhis edememişti. Cenazeler ya yakılmış ya da uzuvlar birbirinden ayrılmıştı. Sonrasında Qoser’e (Kızıltepe) gittim. Orada da durum farklı değildi. Siyah camlı bir odaya götürdüler. Orada üç-dört polis vardı. Onlara cenazeleri teşhis etmeye geldiğimi söyledim. İçlerinden ikisi, ‘Bunlara nasıl cenaze dersin. 'Leş' diyeceksin' diyerek bana saldırdılar. Ben de onlara istedikleri gibi konuşmayacağımı söyledim. İçlerinden biri 'iyi polis'i oynayarak bana cenazeleri gösterdi. Burada da aynı vahşeti gördüm.”

‘Artık okullarınızda okumayacağım’

Devrimin nasıl bir çocuk olduğunu sorduğumuz Onat, duygulanıyor ve oğlunun şaşırtıcı bir şekilde daha çocuk yaşta çevresinde kendine bir yer edindiğini söylüyor. Arkadaşları tarafından çok sevildiğini de sözlerine ekleyen Onat, “Devrim, kara kutu gibiydi. Kitap okurdu. Tolstoy ve Önderliğin kitaplarını okurdu. Birkaç kez okulda öğretmenleri ile tartışmaya başlamıştı: 'Artık sizin okullarınızda okumayacağım. Bizi inkar ediyorsunuz' diyerek tepki göstermişti” diyor.

Taziye kuramadılar

Oğlunun şehadet haberini kısa bir süre önce aldıklarını söyleyen Onat, şöyle devam ediyor: “Devletin baskısı nedeniyle taziye kuramadık. Duyduğumuz kadarıyla bulunduğu yerde bir radarı imha etmek istiyorlar. Sîdar arkadaşla birlikte inisiyatif alıyorlar. Radar imha ediliyor. O sırada saldırıya uğruyorlar. Orada şehit oluyorlar.”

***

Mesut cezaevinde

Cengiz Onat’ın oğlu Mesut da 3 yıldır cezaevinde. Oğlu Mesut’un gençlik çalışmaları ve Hasankeyf sular altında kalmasın diye yaptıkları çalışmalar gerekçe gösterilerek tutuklandığını söylüyor. Oğlu Mesut’a ceza verilmeden önce ajanlık dayatıldığını söyleyen Onat, son olarak şunları anlatıyor: “Oğlumun yanına gidiyorlar, ‘Gel sana araba, silah verelim. Sana maaş vereceğiz. Bize yardımcı olacaksın. İstihbarata katılacaksın' diyorlar. Mesut, kızarak reddediyor. Ertesi gün oğluma 22 yıl ceza verip, 17 yıla indiriyorlar. Beni Batman TEM'e çağırdılar. 'Bizimle beraber çalış. Bize bilgi ver' dediler. Ben de 'size verecek bilgim yok' dedim. Sonrasında 'istersen gönderelim seni, oğlunu Suriye'den al getir. Ya da sen evet de, oğlunu getirelim' dediler. Tekliflerini reddettim.”

***

 Büyük bir miras bıraktılar

Devrim Garzan’ın Werxelê direnişiyle ilgili videoları ANF’de yayınlanmıştı. Devrim, özetle şu mesajları vermişti: "Avaşin’i boşaltacaklarını, Werxelê’de direnişi kıracaklarını, bize büyük bir korku salacaklarını söylediler. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Büyük bir direniş gösterdik. Geçen seneki direnişte tecrübe edindik ve bu sene onlara nasıl bir karşılık vereceğimizi daha iyi biliyoruz… Tünellerde direniş göstererek şehit düşen bütün arkadaşların ruhuyla direneceğiz. Mevzilerimizi direnişten ziyade savaş mevziisine çevireceğiz…

Belki atalarımız, babalarımız bir şey yapmadılar, ancak 40 yıldır PKK hareketinde bu uğurda bedel ödemiş ve kan dökmüş insanlar bize büyük bir miras bıraktılar. Onların kanlarıyla sulanan bu topraklarda ağaçlar yeşerdi, PKK hayat buldu, mücadelemiz yaşam buldu. Düşman eliyle halkımızın yok olmasına karşı yaşaması için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Moral ve motivasyonumuz en üst düzeyde. Düşmanı burada söküp atmak için sabırsızlanıyoruz."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.