Barzanilerin devasa illegal çarkı

Dosya Haberleri —

Barzaniler

Barzaniler

  • Güney Kurdistan’ın aylık petrol geliri resmi olarak 1 milyar 400 küsür milyon dolar. Hazineye aktarılan ise aylık 400 ila 500 milyon dolar. Satışın sadece yüzde 40’ı Maliye’ye aktarılırken, yüzde 60’lık kazanç Süleymaniye ve Hewlêr arasında paylaşılıyor. Satışların hepsi Mesrur Barzani kontrolünde yapılıyor. Herkes bu çarkı biliyor ama kimse buna itiraz etmiyor. 
  • Günlük yaklaşık 2 bin tanker ile 300 bin ton, aylık 300 ile 500 milyon dolar arası, yani yıllık yaklaşık 6 milyar dolara denk  kaçak petrol satışı da yapılıyor. Bu satışlar Türkiye ve İran’a yapılıyor. Onlar da ucuz petrolü Afganistan, Pakistan ve Türkmenistan üzerinden Çin’e pazarlıyor. Hepsi kayıt dışı. Barzani Ailesi’nin kontrolünde kaçak satışı yapılan 300 bin ton petrolün parası da 18 aydır kayıp.
  • KDP’nin kağıt üzerinde memur gösterdiği çok sayıda hayali isim var ve bu şekilde kendi yandaşlarına da para akıtıyor. Yaklaşık 7 milyonluk Güney Kurdistan’da 1,25 milyon memur bulunuyor. Bağdat merkezi hükümeti memur listesini gerçekçi bulmadığı için Kürdistan hükümetinden tüm çalışanların detaylı bilgilerinin olduğu bir liste istiyor. Bu krizin mağduru ise emekçiler.

MELTEM OKTAY / ALİ AMMAR

KDP yönetimindeki Federe Kurdistan Hükümeti’nde yıllardır büyük bir krize dönüşen maaş sorunu ve bununla bağlantılı olarak gayri resmi petrol satışı esasında KDP’nin en büyük yolsuzluk alanlarından birini oluşturuyor.

Saddam'ın devrilmesi sonrası Irak’ta Bağdat merkezi hükümetine bağlı federal bir Kurdistan bölgesel hükümeti kuruldu. Irak hükümetinin kurulmasının ardından Irak’ta petrol satışları başladı. Normal şartlarda petrol satışları Irak merkezi hükümetinin kontrolünde yapılırken, paralar Amerika’da belirlenmiş bir bankaya yatırılıyordu. Irak bu anlamda dünyada en çok petrol satışının yapıldığı ikinci ülke olarak önemini koruyor. Burada çıkarılan önemli miktardaki petrol yıllarca Irak hükümeti arasında paylaşıldı. Sunni bölgelerden çıkarılan petrol Sünniler arasında, Şii bölgesinden çıkarılan petrol ise Şiiler arasında paylaşıldı. Üretilen petrolün büyük bir miktarı da Federe Kurdistan Yönetimi’nde. Yani Kürtler de kendi bölgelerinde çıkarılan petrolü kendi aralarında KDP ve YNK olarak paylaştılar.

Bunların dışında 140. Madde Bölgesi denilen ne Bağdat merkezi hükümeti ne de Hewlêr hükümetinin yetkisinin olmadığı Şengal, Kerkük gibi alanlardan oluşan bir petrol bölgesi daha var. Burası ne Bağdat'a ne de Hewlêr’e bağlı. Dönem dönem güçler arasında paylaşılan bu bölge bir dönem Kürtlerin eline geçerken, bir dönem Irak’ın eline geçti. Yıllardır bu bölgede Irak ve Kürt güçleri çıkarılan petrolü gayri resmi olarak paylaşıyorlar. 

 

Sadece yüzde 40’ı Maliye’ye aktarılıyor

Güney Kurdistan’ın aylık petrol geliri resmiyette bilindiği kadarıyla 1 milyar 400 küsür milyon dolara tekabül ediyor. Bu da yılda yaklaşık olarak 15 milyar dolar yapıyor. Ancak hazineye aktarılan ise aylık 400 ila 500 milyon dolar arasında değişiyor. Bu satışların hepsi Mesrur Barzani kontrolünde yapılıyor. Güney Kurdistan Maliye Bakanı da tüm satışın kontrolünün Mesrur Barzani’de olduğunu doğrulamıştı. Mesrur Barzani dışında kimsenin bu satışa müdahale etmediği ve kendilerine aktarılanın ise 400 ile 500 milyon dolar arasında değişkenlik gösterdiğini ifade etmişti. Yani buna göre yüzde 60’lık bu kazancın Süleymaniye ve Hewlêr bölgesinde kendi aralarında paylaşıldığı bilinen bir gerçek. Güney Kurdistan’da neredeyse herkes bu çarkı biliyor ama kimse buna itiraz etmiyor. 

Barzani kontrolünde kaçak petrol satışı 

Bu buz dağının sadece görünen kısmı. 1 milyar 400 milyon dolara denk gelen petrol satışının dışında bir de kaçak petrol satışı yapılıyor. Günlük yaklaşık 2 bin tanker ile 300 bin ton aylık 300 ile 500 milyon dolar arası, yani yıllık yaklaşık 6 milyar dolara denk gelen kaçak petrol satışı yapılıyor. 18 aydır Barzani Ailesi’nin kontrolünde kaçak satışı yapılan 300 bin ton petrolün parası kayıp. Bu satışlar Türkiye ve İran’a yapılıyor. Türkiye ve İran ise aldığı ucuz petrolü Afganistan, Pakistan ve Türkmenistan üzerinden Çin’e pazarlıyor. Tüm bu satışlar gayri resmi yapılırken, hiçbir kaydı bulunmuyor. Irak merkezi hükümeti de daha önce bunu desteklediği için bu kaçak petrol satışı faaliyetine göz yumuyordu. Ancak 2022’de merkezi hükümet bir karar alarak bu petrol satışının hepsinin yasa dışı olduğunu açıkladı ve Kurdistan’ın kendi başına petrol satışı yapmasını yasakladı. 

Irak hükümeti bütçe göndermiyor 

Türkiye’ye satış yaptığı için uluslararası mahkeme Irak hükümetinin Türkiye aleyhine yaptığı başvuru üzerine Türk devletine ceza dahi kesti. Bununla bağlantılı olarak Irak merkezi hükümeti ile Hewlêr hükümeti arasında yıllardır devam eden bir bütçe sorunu ortaya çıktı. Güney Kurdistan’ın yaptığı kaçak petrol satışında paranın Irak Maliye Bakanlığı kasasına girmemesinden kaynaklı Irak hükümeti Kurdistan hükümetine ödemesi gereken bütçeyi ödemiyor. Bütçeyi ödemeyişinin bir başka nedeni ise hayali personel sayısı. Kurdistan’da Irak hükümetine memur listesi olarak gönderilen personel sayısı ile istenen bütçe ve nüfus oranı arasında ciddi bir dengesizlik var. 6 milyon 500 bin ile 7 milyon arasında nüfusu olan Güney Kurdistan’da 1,25 milyon memur görünüyor. Irak hükümeti kendisine verilen çalışan memur listesini gerçekçi bulmadığı için Kürdistan hükümetinden tüm çalışanların detaylı bilgilerinin olduğu bir liste istiyor. Ve verilecek olan listeyi bir komisyon kurarak araştırmak istiyor. Kim nerede çalışıyor, hangi departmanda hangi mesleği icra ediyor konusunda net bilgiye sahip olup tüm bunları resmiyete kavuşturmayı düşünüyor. Ancak Kürdistan hükümeti bu konuda net bir duruş sergilemiyor. Irak merkezi hükümeti de liste gelmediği için bütçe göndermiyor, Kürdistan hükümeti de bütçe gelmediği için memur maaşlarını ödemiyor. Bu da Kurdistan’da her zamanki gibi bir maaş krizine dönüşüyor. 

 

Personellerin isim listesini istiyor

Maaş krizinin yaşandığı en son Haziran ayında Mesud Barzani, Bağdat’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Haziran ayının maaşlarının gönderilmesini Peşmerge Bakanlığı’nda çalışanların isim listesini verme karşılığında alabildi. Bir heyet Peşmerge Bakanlığı’na gelerek bütün Peşmerge Bakanlığı’nda çalışanların isimlerini merkezi hükümete verdi. Haziran ayının maaş krizi bu şekilde çözülse de şimdi aynı kriz yeniden yaşanıyor. Merkezi hükümet, çalışan listesinin elinde olması yönünde ısrarcı. Temmuz ayı ve neredeyse bitmek üzere olan Ağustos ayının maaşları henüz memurlara, çalışanlara ödenmedi. 

KDP’nin bankamatik maaşçıları

Burada buz dağının bir başka görünen yüzü de KDP’nin memur maaşları ya da hayalet personeller üzerinden ciddi bir yolsuzluk ve örgütlenme alanı yarattığı gerçeği. KDP’nin memur olarak gösterdiği çok sayıda bankamatik maaşçısı bulunuyor. 1.25 milyon kişi maaşa bağlanmış çalışan olarak görünse de bunların yarısı işe gitmeyen kesimi oluşturuyor. Örneğin her köye, her sokağa her mahalleye prefabrik biçiminde sağlık kabini, cami ve okul vb. yapılıyor. Bunların hepsine çalışan personel kaydediliyor. KDP bu şekilde kendi yandaşlarını oluşturuyor. İnsanları maaşlar üzerinden kendisine bağlıyor. Maaşa bağlanan bu insanlar, KDP’nin olumsuz politikalarına karşı hiçbir şekilde ses çıkaramıyor. Maaşa bağlanan bu yandaşların çoğu işe gitmediği gibi yapılan prefabriklerin de içi boş; ne doktor ne öğretmen ne de imam bulunuyor. Maaşlar ile KDP’ye bağlanan bu insanlar herhangi bir üretimde dahi bulunmuyor, farklı bir hizmet de yürütmediği gibi farklı bir arayışa da girmiyor. Yine KDP aldığı bir kararla verilen maaşlarda yüzde 10 ile yüzde 30 arasında kesinti yapıyor. Yani merkezi hükümetten personel maaşı, şehir giderleri olarak gelen bütçenin tamamı da halka verilmiyor. Örneğin bir memur 500 bin dinar maaş alıyorsa bunun 100 bin dinarı KDP tarafından kesiliyor. 

 

Barzanilerin trolleri

Bir diğer nokta ise Güney Kurdistan’da yaşamayıp Güney hükümetinden maaş alan ya da maaşa bağlı olan yüzlerce insanın olması. KDP bu şekilde Güney Kürdistan dışında da örgütlenmesini yürütüyor. KDP, bütün işbirlikçi ajan ağını bu sahte maaş listeleri üzerinden finanse ediyor. Irak’ın özellikle bu konuda ciddi bir iddiası var. Irak vatandaşı olmayıp Irak dışında yaşayan binlerce kişinin bu listeler üzerinden maaş aldığını iddia ediyor. İşin en önemli boyutu da bu oluyor. Trol ağları, Kuzey Kurdistan’da KDP adına faaliyet yürütenler, birçok yerde Kürt özgürlük mücadelesine saldıranların çoğu bu maaş listeleri üzerinden finanse ediliyor. Tüm bunlar sahte kimlik ve sahte kayıt ile maaş alıyor. Yine Rudaw çalışanları, Bakur’da KDP adına siyasi parti faaliyeti yürütenlerin hepsi Güney Kurdistan’da KDP tarafından maaşa bağlanıp finanse ediliyorlar. Twitter’da gece gündüz Kürt Özgürlük Hareketi’ne küfür ve hakaret edenler, karalama kampanyası yürütenlerin hepsi maaşını KDP’nin hayalet personel listesinden alıyor. 

Ölenlerin maaşlarını kimler alıyor?

Enfal ve Halepçe şehitleri için de benzer durum yaşanıyor. Katliamda gerçekten yakınlarını yitirenlerin maaş kaydı olmamasına rağmen, şehidi olmayan birçok insan Halepçe ve Enfal katliamını gerekçe göstererek maaş alıyor. Ve halihazırda hayatta olmayıp, yaşamını yitirmiş olmasına rağmen maaşı gelen insanlar var. Bu maaşları kimlerin aldığı ise bilinmiyor. 

Halkı maaşla tehdit ediyor

Irak’ın kırmızı çizgi haline getirdiği personel isim listesi, Güney Kurdistan’daki bu büyük yolsuzluk ve kirli faaliyetler, halkın yaşamını, bölgenin güvenliğini ve bölgenin ekonomik kalkınmasını ciddi anlamda etkiliyor. Barzaniler kaçak petrol satışı ile zenginliklerine zenginlik katarken, hayalet personeller ile örgütlülüğünü sürdürüyor, memur maaşlarından yaptığı kesintileri dahi cebine indiriyor. Halk ise büyük bir yoksulluk ve sefalete sürükleniyor. Ancak yürütülen bu kirli işler konusunda toplum ve hükümet arasında da gizli bir anlaşma olduğu da görülüyor. Toplum KDP’ye zarar getirecek üst düzeyde bir muhalefeti bilinçli olarak geliştirmiyor. Çünkü böyle bir muhalefet gelişirse insanlar maaşlarından olacak. Kurulan devasa illegal çark içinde iktidar ve toplum arasında bu yönüyle zımni bir anlaşma yapıldığı da bir gerçek. 

 

Irak’ın iki şartı

Irak merkezi hükümeti ise tavrında ısrarcı. İki şartı var. Birincisi çıkarılan petrolün tümünün merkezi hükümetin kontrolü altında yapılması ve gelen gelirin tümünün merkezi hükümete aktarılması. İkincisi; çalışan listelerinin tümünün merkezi hükümete verilmesi. Bunun içinde asayiş, anti terör, istihbarat, peşmerge gibi kurumlar da bulunuyor. Yani Barzani Ailesi’nin yürüttüğü kirli politika Federe Kurdistan Hükümeti’nin güvenliğini de tehlikeye atacak noktaya geldi. 

Şayet Irak hükümetinin iki şartı yerine gelmeden bütçe gönderilirse bile bu KDP’nin Irak merkezi hükümetine yeni bir şey sattığı, kimi tavizler verdiği anlamına geliyor. Haziran ayında Mesut Barzani’nin Bağdat’a gidişi de bu kapsamıdaydı. Mesut Barzani, Bağdat’a gittiğinde Kürt soykırım anlaşması yaparak, Irak’ı mevcut mutabakat zaptını imzalamak üzere maaşları göndermesi için ikna etmeye çalıştı. Irak ise bunun karşılığında Beşika’yı alarak anlaşmayı kabul etmiş oldu. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.