Kimlerin Demi

Ava Neşe KALP yazdı —

  • Seçim ayaklarında ve seçim propagandası adı altında yapılanlara bakarsak, esas sergilenen mevcut masonik yapılanmanın yanına siyasal İslam’ı da payanda ederek ayakta durma savaşıdır.
  • Kürt ve Alevilerin örgütlendiği parti olan DEM’e çelme takarsanız ilk önce siz düşersiniz.
  • DEM Parti’nin kendisine şantaj yapan, çelme takan hiçbir kurum ya da kesime eyvallahı bu saatten sonra olmamalıdır.
  • Devletin Kürt hareketini marjinalleştirmek için kışkırttığı kim varsa ilk zararı kendileri göreceğinden emin olmalıdır. Dayanışma, şımarıklık, ne koparsam kârdır mantığını güdenlerle olmaz.

Son yıllar adeta bir seçim on yılı gibi geçen, aslında Türkçü ve İslamcı devlet yapısının dikiş tutmayan vidalarının yeniden sıkıştırılması için oynanan bir tadilat süreci.

Seçim ayaklarında ve seçim propagandası adı altında yapılanlara bakarsak, esas sergilenen mevcut masonik yapılanmanın yanına siyasal İslam’ı da payanda ederek ayakta durma savaşıdır. Eskiden on yılda bir format atılan bu yasal görünümlü yasa dışı çete örgütlenmesi, çağın iletişim hızıyla orantılı olarak artık birkaç yılda bir devletin askeri gücünü, yargı ve siyasal parti görünümlü diğer örgütlenmelerini kullanarak kendisine sürekli olarak format atmak durumunda kalıyor. Kürtlerin, Alevilerin, Sol’un neden askeri ve polis teşkilatından itinayla söküldüğünü de umarım anlamış bulunuyoruz.

Elbette bu format, sadece devleti kontrol eden gücü, yani iktidarı kapsamıyor. Şu anda sağdan ve soldan meydana gelen görüntülere bakılırsa her alanda bu yeni formatın atıldığını göreceksiniz. Sanırım burada yeniden yapılanma ile tek kuralı bozan DEM Parti.  

Bunun anlamı şu: Basında da sık sık karşımıza çıkan Kürt ve Alevileri ile az sayıda kullanamayacakları sol grup ve kişileri itina ile bütün toplumsal oluşumlardan ayıklamak. Bu anlamda HDP/DEM’in yönlendirilmesi bir hayli yol alacakken, Kürt halkının feraseti bunun önünü alan ilk tepki oldu. Kürt halkı önünde eğilmeyi hakkediyor.

Öte yandan ikinci ve önemli operasyon CHP’ye yapıldı. Bu yapının ayakta kalması, iktidarın yanında muhalefetin de kontrol altında olması gerektiği gibi çok eski bir bilgi ve uygulama. Özellikle CHP’nin tabanından gelen değişim dönüşüm talebinin önünün kesilmesi gerekiyordu ve bu yapıldı, yapılıyor.

Tam da bu noktada, CHP’de ilk değiştirilen kimdi? Kemal Kılıçdaroğlu. Neden? Kendisi kabul etmese de Kürt ve Alevi olduğu için. Meral Akşener’in siyasal pavyon dansındaki kıvırmalarının bunun için olduğunu Ayşenur Arslan tarafından resmen açıklandı.

O yüzden Kılıçdaroğlu sadece başkanlıktan alınmadı, aslında siyasi hayatı bitirildi MİT elemanı Özdağ ile yaptırılan ırkçı protokolle. Kılıçdaroğlu bu protokolü imzalama sürecini mutlaka ve mutlaka ona oy veren milyonlarca insana açıklamak zorunda. Bunu açıkladığında kimlerin ne olduğunu anlamak biraz daha kolaylaşacaktır. 

Kılıçdaroğlu’nun yerine getirilen Özgür Özel’in Selanik göçmeni olması bir tesadüf olamaz. Bu konuda el ele verdikleri İmamoğlu’nu da unutmayalım. Arkasından Kılıçdaroğlu’nun ekibinin tasfiye edilmesi, yani Kürt ve Alevilerin tasfiyesi, Bolu Belediye Başkanı gibi bir ırkçının geri çağrılması, Sarıgül’lerin, Karadeniz ve Kafkas kökenlilerin domino taşları gibi partiye ve belediye başkanlıkları adaylıklarına yerleştirilmeleri aslında yapılan operasyonun kapsamı ve hedefi açısından çok şey söylüyor.

Peki sol ne durumda diye soracak olursak? Türkiye solu “demir gibi sapasağlam” duruyor. Enteresan bir biçimde devlet onların içine hiçbir şekilde sızma yap[a]mıyor. Kürt hareketine dahi sızma yapabilen devlet, birkaç bin kişilik kadrolara sızamıyor. Etkileyici bence…

Mesela merak ediyorum özellikle bu seçim sürecinde Dersim’de arkadan DEM Parti’ye çelme takma fikri kimden çıktı, nasıl gelişti? Gerçekten bize söylemeyin ama kendi içinizde bunu bir tartışın bence. Mutlaka işinize yarayacaktır. Buna bence bir önceki seçimden başlayın ve desteklediğiniz Komünist Maçoğlu’nun neden Dersim’den değil Kadıköy’e kaydırıldığını, buna kimin karar verdiğini eklemeyi unutmayın.

Sosyalistlerin neden işçi kentlerinde örgütlenemediğini, dönüp dolaşıp Kürt ve Alevilerin yoğun olduğu bölgelerde halaya durduğunu sorgulamanın da zamanıdır bence. Şunu da unutmayın, Kürt ve Alevilerin örgütlendiği parti olan DEM’e çelme takarsanız ilk önce siz düşersiniz. Zira bu ülkede sizin de pek iyi bildiğiniz gibi, eğer Kürt ve Aleviler, yani sisteme esas muhalif olanlar olmazsa sizin bir varlığınız olmayacaktır. Sol/sosyalistlere göz yummalarının sebebi de büyük ölçüde Kürt kimliğine olan direnç içindir. Unutmayın!

DEM Parti’nin kendisine şantaj yapan, çelme takan hiçbir kurum ya da kesime eyvallahı bu saatten sonra olmamalıdır. Êdî bese! Kürt hareketi bu ülkede hiç kimseden dayanışma elini esirgemedi. Ama Kürtler aptal da değil. İster sosyalist olsun ister olmasın kendisine çelme takan hiçbir kuruma/gruba eyvallahı olmamalı. Kim bu ayak oyunları ile uğraşırsa cevabını almalıdır. Devletin Kürt hareketini marjinalleştirmek için kışkırttığı kim varsa ilk zararı kendileri göreceğinden emin olmalıdır. Dayanışma, şımarıklık, ne koparsam kârdır mantığını güdenlerle olmaz. Herkes hakkını ve haddini de bilmelidir. 

Bu yüzden her yerde kendi adaylarıyla çıkma kararı çok doğru bir karardır. Demirtaş’ın adaylığı ayrıca alkışlanacak bir durumdur. Sömürgeci kibirleriyle DEM Parti’yi dikkate almayan herkes bunun bedelini ödemelidir. Ayrıca rehin alınan Kürt lider Demirtaş için de iyi bir vefa örneği olacaktır. Onun hapse gönderilmesini engelleyemedik ama onun varlığını fırsat buldukça onu rehin alanların gözüne sokmak da boynumuzun borcu olmalıdır. Bu arada elbette Başak Demirtaş gibi zeki bir kadının varlığını/katkılarını unutmayarak. DEM’li bir çay koyun, gece uzun…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.