Ölü bedenler devlet kuşatmasında
Dosya Haberleri —
- Türkiye’de son 8 yılda onlarca mezarlık tahrip edildi. Bu mezarlıklardan 12’si tamamen yok edildi. Mezarlıklardan çıkarılan cenazelerin neredeyse tümü kimsesizler mezarlığına gömüldü. Devletin ölü bedenlere dönük politikalarını Ermeni Yazar Murad Mıhçı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Avukat Serhat Çakmak ve Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eşsözcüsü Avukat Mahmut Erol ile konuştuk.
ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL
Türkiye ve Kurdistan'da Osmanlı’dan bu yana ölü bedenlere ve mezarlıklara dönük saldırlar günümüze kadar artarak devam ediyor. 1915 yılında Ermenilere yapılanlar hafızalarımızdaki yerini korurken o dönemde Anadolu ve Kurdistan coğrafyasının büyük bir kısmında yaşayan Ermeniler soykırımdan geçirildi. Osmanlı’nın yıkıntıları arasında kurulan Türk ulus devleti kuruluşunu Ermeni ve Kürt soykırımı üzerinden tamamlamanın yoluna gitti. Başta Kürtler olmak üzere azınlıklar Türkleştirme adı altında katliamlara maruz kalırken, bu saldırılara karşı gelişen tüm Kürt isyanları da kanlı bir şekilde sonuçlandı. Katledilen binlerce Kürt'ün cenazesi toplu mezarlara gömüldü. En çarpıcı örnekleri ise Kürt isyanlarına önderlik eden isimlerin katledildikten sonra nereye gömüldüğü bilinmezliğini hala koruması.
Soykırım ölüler üzerinden sürdürülüyor
Kürt'ün ismini, dilini yasaklayan devlet aklı bu yasaklar yetmezmiş gibi ölü bedenlere ve mezarlıklara saldırarak Kürtler üzerinden diğer azınlıklara adeta gözdağı vermeye devam eder. Kürt kelimesinin bile yasaklı olduğu 1950’li yıllara gelindiğinde devletin soykırım saldırılarından kurtulamayan Kürtler ve diğer azınlıklar bu dönem de katliamlara maruz kalır. 33 Kurşun ve 6-7 Eylül Olayları (İstanbul Pogromu) bu dönemde yaşanan katliamlardan sadece birkaçı. Ermenilerin ve gerilla mezarlarına dönük saldırıları, Garzan Mezarlığı'ndan çıkarılan sonra Kilyos’ta kaldırımına gömülen cenazeler ile ilgili yürütülen hukuki süreci, devletin ölü bedenlere dönük politikalarını Ermeni Yazar Murad Mıhçı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Avukat Serhat Çakmak ve Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eşsözcüsü Avukat Mahmut Erol ile konuştuk.
Newala Qesaba gerçeği
1915 soykırımında hayatını kaybeden çok sayıda Ermeni'nin toplu olarak gömüldüğü bir yer olarak bilinen Newala Qesaba (Kasaplar Deresi) 1980 ve 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerde katledilen gerillaların toplu bir şekilde gömüldüğü bir yer olma özelliğini taşıyor. Newala Qesaba’da bugüne kadar kaç kişinin gömüldüğü bilinmezken, bölge önce çöplük haline getirildi ardından da yapılaşmaya açıldı. Ardından duble yol yapıldı, sonrasında düğün salonu için imar izni verildi. Kurdistan'da en büyük toplu mezarlarından biri olma özelliğine sahip Newala Qesaba üzerinde bugünlerde lüks villalar yükseliyor.
Ermeni mezarlıkları…
Ermenilerin mezarlıkları konusunu ayrı ayrı başlıklar halinde araştırılması gerektiğini söyleyen Ermeni Yazar Murad Mıhçı, geçmişte doğal yollardan ölen Ermenilerin defnedildiği mezarlıkların çoğunun zaman içinde yok edildiğini ifade etti. Bugün var olan Ermeni mezarlıklara bakıldığında Anadolu coğrafyasının neredeyse her yerinde Ermenilerin varlığının bir kanıtı olduğunu dile getiren Mıhçı, “Bu coğrafyanın neredeyse her yerinde Ermeni mezarlıkları vardı. Bu mezarlıkların hepsi bir şekilde istimlak edildi. Kimisi askeri alanlara tahsis edildi veya başka bir şekilde yok edildi” diye belirtti.
Saldırılar devam ediyor
Anadolu kentlerinde var olan Ermeni mezarlıklarına yapılanların dışında İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde de benzer durumların yaşandığına dikkat çeken Mıhçı, yakın zamanda Ankara’nın Sincan ilçesinde bulunan Ermeni mezarlığına dönük saldırılardan örnek vererek şöyle devam etti: “Ankara merkezde bulunan bir Ermeni Mezarlığı üzerine alışveriş merkezinin yapılmak istenmesi bu saldırılardan birkaçı. Benzeri bir durum İstanbul’da yaşandığını görüyoruz. Örneğin Kadıköy Ermeni Mezarlığı’nın duvarına yapılan yazılamalar… Bahsettiğim bu saldırıların tümü 1955 yılından sonra sistematik hale geldi ve günümüzde de devam ediyor.”
Cenazelere ne oldu?
Peki istimlak edilen Ermeni mezarlıklarında bulunan cenazelere ne oldu? Bu sorunun yanıtı Mıhçı, şöyle verdi: “Tahrip edilen ya da istimlak edilen Ermeni mezarlıkların var olan cenazelerini taşıyabilen taşıdı, taşınamayan cenazelerde toprağın altında kaldı. Van’ın Edremit ilçesinde olduğu gibi bu mezarlıkların üzerine ya tuvalet inşa edildi ya da Ankara’da olduğu gibi alışveriş merkezi yapıldı.”
Kürt Özgürlük Hareketi’nin yükselişe geçtiği 1990’lı yıllara gelindiğinde devletin Kurdistan’da soykırım saldırıları arttı. Kurdistan bir bütün olarak toplu mezarlıklar coğrafyasına çevrilirken, bu yıllar faili meçhul cinayetlerin ve gözaltında kayıpların ciddi oranda arttığı yıllar olarak tarihe geçti. Ciddi yaşam hakkı ihlallerine imza atan devlet aygıtı, aynı zamanda sivil ve gerilla cenazelerinin gömülme hakkını bile engelleyerek bu alanda ciddi ihlallere imza attı. Devletin ölü bedenlere ve mezarlıklara dönük politikası 100 yıldır hiç değişmezken, bu durum son 8 yıldır daha sistematik bir hal aldı. Basından çıkan haberler ve insan hakları örgütlerinin raporlarına yansıdığı kadarıyla Kurdistan’da onlarca mezarlığa saldırlar gerçekleştirildi. Bu mezarlıklardan çıkartılan yüzlerce cenazenin çok az kısmı ailelerine teslim edildi. Diğer cenazeler ise kimsesizler mezarlığına gömüldü.
Kaldırma gömülen cenazeler
Bu saldırıların en çarpıcı örneği ise 2017 yılında önce havadan bombalanan, ardından iş makineleri ile yıkılan Garzan Mezarlığı. Bitlis Merkeze bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) kırsalında kurulan mezarlıkta ağırlıkta farklı zamanlarda yaşamını yitiren PKK gerillalarının cenazeleri bulunuyordu. Bu cenazeler buradan çıkarıldıktan sonra önce İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirildi. Ardından Kilyos Mezarlığı içinde bulunan kaldırma gömüldü. Kilyos Mezarlığı içinde kaldırıma gömülen cenazelere ilişkin görüştüğümüz ÖHD Eşbaşkanı Serhat Çakmak, 2017 yılında Garzan Mezarlığı tahrip edildikten sonra Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldığını belirtti. Açılan soruşturma kapsamında savcılığın talimatıyla Garzan’dan çıkartılan cenazelerin kimlik eşleşmesi gerekçesiyle İstanbul ATK’ye gönderildiğini aktaran Çakmak, “Savcılığın başlattığı bu soruşturmada şüpheliler kim, müştekiler kim, soruşturma neden başlatılmış hala bilinmiyor. Dosyada gizlilik kararı olduğu için biz dosyaya dair herhangi bir detay öğrenemedik. Teslim alınacak tüm cenazeler bu dosya üzerinden verildi” diye konuştu.
Davalar sonuçsuz
Çakmak, kaldırma gömülen cenazelere ilişkin yürüttükleri hukuki sürece ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Olayın sosyal medyada duyulması üzerine ÖHD ve İHD öncülüğünde bir heyet oluşturup Garzan mezarlığını ziyaret edip mezarlıktaki cenazelerin usulüne uygun çıkarılmadığı ve hukuki bir gerekçe olmadan bu işlemin tesis edilmesi nedeniyle suç duyurusu yapıldı. Suç duyurusuna dair hala dönüş yapılmış değil. Ailelerin başvurusu üzerine savcılık tarafından cezailerin teslimi işlemi yapılıyordu. Ailelerden biri ATK’deki cenazesini teslimi için gitmiş fakat kendisine cenazenin İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) bağlı kimsesizler mezarlığına defnedildiğini söyleniyor. Garzan’dan getirilen cenazelerin kaldırma gömüldüğünü öğrendikten sonra kurum olarak incelemelerde bulunduk. Cenazelerin defin yönetmeliğine uygun defnedilmediği için ilgili kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunduk. Valilik soruşturma izni vermediği için idare mahkemesine valiliğin kararının iptali için dava açtık, davamız reddedildi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesine (AYM) başvuru yaptık AYM başvurumuzu reddedince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurduk. AİHM’den henüz çıkan bir karar yok” dedi.
8 yılda onlarca mezarlığa saldırı
Çözüm Süreci'nin sonlanmasından sonra çatışmalı sürece yeniden girildi. Devletin saldırılarının yoğunlaştığı alanlardan biri de mezarlıklar oldu. 2015 ile 2023 arası onlarca mezarlığa dönük saldırı gerçekleşti. Bu saldırılarda çoğunluğu gerilla mezarları olmak üzere aralarında Ankara Gar ve Suruç katliamlarında yaşamlarını yitirenlerinde olduğu yüzlerce mezar tahrip edildi. Tahrip edilen bu mezarlıklardan çıkarılan yüzlerce cenazenin çok az kısmı ailelerine teslim edildi. Geriye kalan cenazelerin tümü ise kimsesizler mezarlığına gömüldü. Mezarlıklara dönük saldırıların hafızaya dönük saldırılar olduğunu söyleyen Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eşsözcüsü Avukat Mahmut Erol, PKK gerillaları, azınlıklar, LGBTI+ bireyler gibi farklı grupların mezarlarına çok uzun süredir saldırılar gerçekleştiğini ifade etti. Mezarlıklara ve ölü bedenlere dönük saldırıların son 8 yılı kapsamadığını ifade eden Erol, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana benzer saldırıların sistematik bir şekilde tekrarlandığını dile getirdi.
Hafıza yok edilmek isteniyor
Saldırıların şekli, saiki ve faili değişebildiğini ancak sebebi ve faili fark etmeksizin devletin doğrudan bu saldırıların sorumlusu olduğunu vurgulayan Erol, “Bu saldırılar Kürt coğrafyasında son yıllarda boşaltılan Garzan ve diğer 12 mezarlık için devletin gerekçesi buraların resmi olarak mezarlık olmayışıydı. Gerçekler bunun tam tersini söylüyor. Buralar tarihsel olarak mezarlıktır. Bölgeden aldığımız birçok tanıklık bu durumu çok iyi bir şekilde ortaya koymakta. Gerçek sebep devletin buralarda yoğunlaşan hafızayı yok etmek istemesidir” dedi.
Mezarlıklar toplumsal hafıza merkezi
Mezarlar ve mezarlıkların insanlığın varoluşuyla birlikte ortaya çıktığını dile getiren Erol, “Bizler her mezarı aynı anda bir anma noktası olarak düşünürüz. Dolayısıyla mezarlıklar da toplumsal hafıza merkezleri haline gelir. Bu hafıza merkezlerinde sadece orada gömülü şahıslara saygı niteliğinde ritüeller sergilenmez aynı zamanda buralarda yatanların talepleri, istemleri, mücadeleleri canlı tutulur. Türkiye gibi toplumsal barışın olmadığı devletlerde toplumsal hafızadan korkulur. Bu yüzden mezarlıklar hep saldırı altında. Örneğin aradan neredeyse 100 yıl geçmiş olmasına rağmen Şeyh Said ve arkadaşlarının mezarlarının yeri tüm taleplere rağmen devlet tarafından sır olarak saklanmakta. Ermeniler ve diğer azınlıkların mezarlıkları devlet tarafından neredeyse tamamıyla yok edildi. Mesela Gezi Parkı, Ermeni halkının, hafıza merkeziydi ve bu tarihten silindi” diye belirtti.
Gömülme ve yas hakkı
Gömülme ve yas hakkının Türkiye’de yok hükmünde olduğunu sözlerine ekleyen Erol, son olarak şunları söyledi: “Uluslararası kurumların yaşananlara tepkisi çok cılız kalmaktadır. Bunun başlıca sebebi uluslararası hukukun halen çok yeni, gelişmekte olan ve aşırı politik bir hukuk olmasıdır. İkinci sebebi ise Türkiye’deki insan hakları kurumlarının yetersiz, zayıf ve etkisiz bir çalışma tarzına sahip olmasıdır. Tabi ki bu kurumların imkanlarının çok kısıtlı olması ve bu kurumlar üzerindeki baskıların çok yoğun olması bu durumun yaşanmasında çok etkilidir.”
* * *
Onlarca mezarlık tahrip edildi
Türkiye’de 2023 yılına kadar onlarca mezarlık asker ve polis tarafından tahrip edilip yıkılırken bu mezarlıklardan çıkarılan yüzlerce cenaze kimsesizler mezarlıklarına gömüldü. Bugüne kadar basından topladığımız verilere göre yıl yıl yıkılan ve tahrip edilen mezarlıklar şöyle:
2015
* 17 Ekim’de Şırnak kırsalındaki Cudi Dağı bölgesinde bulunan “Şehit Cuma ve Şehit Binefş mezarlığı” askerler tarafından tahrip edildi.
* 18 Ekim’de Dersim Alacık Köyü yakınlarında, PKK’lilere ait cenazelerin ve 38 Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin kemiklerinin de bulunduğu “Suna Çiçek ve Doktor Baran Şehitliği” havadan bombalandı. Mezarlık içindeki Cemevi yerle bir edildi.
* 18 Ekim’de Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Sîsê Mahallesi’nde mezarlığına saldıran askerler 218 mezardan 50’sini tahrip etti.
* 22 Ekim’de Siirt, Mardin ve Batman üçgeninde yer alan “Mawa Şehitliği”nde yer alan mezarlar kepçelerle yıkıldı.
* 4 Kasım tarihinde Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı Pirejman Mahallesi’nde bulunan mezarlık ve içinde cami ile misafirhane askerler tarafından yıkıldı.
* 12 Kasım’da Şırnak’ın Beytüşşebap ilçe kırsalında bulunan Meydan Kolya yaylasındaki Şehit Kurtay Feraşîn Mezarlığı bombalanarak yıkıldı.
* 22 Kasım’da Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bulunan Şehit Harun Mezarlığı savaş uçakları tarafından bombalandı. Mezarlıkta bulunan cami, dinlenme salonu, kütüphane ve çeşme yıkılırken PKK gerillalarına ait 140 mezardan 78’i tahrip oldu.
2016
* 1 Mayıs tarihinde Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Yeniköy Asri Mezarlığı’na defnedilen gerillaların mezarlarlıkları polisler tarafından tahrip edildi.
2017
* 16 Şubat’ta Batman’da bulunan İkiztepe Mezarlığında 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin cenazelerinin de bulunduğu 23 mezarlığın taşları savcılık talimatıyla Batman Belediyesi kayyumu tarafından değiştirildi. Söz konusu duruma karşı çıkan bazı işçilerin işine son verildi.
* 21 Şubat’ta Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Yeni Mahalle Mezarlığı’nda bulunan gerilla mezarlıkları polisler tarafından tahrip edilerek mezarlara “T.C.” yazılaması yapıldı.
* 28 Nisan’da Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Orman Mahallesi’nde bulunan mezarlık, özel harekat polisleri tarafından tahrip edilerek, mezar taşlarına“Leş” yazılaması yapıldı.
* 12 Haziran’da Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde katledilen Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız’ın Dersim’de bulunan anıt mezarı tahrip edildi.
* 14 Eylül’de Kürt Siyasetçi Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un gömülen cenazesi ırkçı bir grubun saldırısı üzerine yerinden çıkarılarak, Dersim’de defnedildi.
* 19 Aralık tarihinde Bitlis’in Yukarı Ölek (Oleka Jor) Mahallesi’nde bulunan Garzan Mezarlığı’nda defnedilen tüm cenazeler çıkarılarak mezarlık yerle bir edildi.
* 6 Haziran 2018 tarihinde Kars’ın Susuzlar ilçesine bağlı Ermişler köyünde HPG gerillası Tuncay Mihyaz’a ait mezar taşı Türk askerleri tarafından tahrip edildi.
2019
* 29 Mart’ta Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Kazancı Mahallesi’nde bulunan mezarlık askerler tarafından tahrip edildi.
* 30 Eylül’de Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde defnedilen Mahmut Alınbay’ın mezarı askerler tarafından tahrip edildi.
2020
* 4 Nisan’da Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Yarbaşı köyünde bulunan mezarlık askerler tarafından tahrip edildi. Mezarlıkta bulunan PKK’lilerin mezar taşları askerlerce balyozlarla parçalandı.
* 17 Nisan’da Muş Malazgirt ve merkezde bulunan köylerde HPG’lilere ait mezar taşları kırıldı.
* 24 Nisan’da Diyarbakır Silvan İlçe Jandarma Komutanlığı, çatışmalarda yaşamını yitiren gerilla ailelerini telefonla arayarak, yakınlarının defnedildiği mezarlardaki taşların kırılmasını ve Kürtçe alfabede olan X, W, Q harflerinin silinmesini istedi.
* 25 Mayıs’ta Batman’ın Hasankeyf ilçesine bağlı Güneşli köyündeki mezarlık tahrip edilerek, mezarlıktaki ağaçlara bayrak asıldı.
* 8 Haziran tarihinde Diyarbakır’da 1992 yılında katledilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Hafız Akdemir’in mezarı tahrip edildi.
* 12 Haziran’da Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Esenler Mahallesinde bulunan mezarlık tahrip edildi.
2021
* 1 Haziran’da Sur’da 2015 yılında katledilen Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin Yeniköy Mezarlığı’nda bulunan mezarı tahrip edildi.
* 25 Temmuz’da Efrîn’de Türk devletine bağlı çete grupları, Şêxorze köyündeki mezarlığı tahrip etti. Çetelerin mezar taşlarını da sökerek sattıkları ve evlerin bahçelerinde kullandıkları bildirildi.
* Aynı tarihlerde Efrîn’de Türk güçleri YPG-YPJ savaşçılarının mezarlarını açıp, ‘toplu mezar bulduk’ diye haber yaptırdı.
* 13 Kasım tarihinde Kürt sanatçı Ahmet Kaya’nın Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan mezarı tahrip edildi.
2023
* Ağrı Doğubeyazıt ilçesine bağlı Koçkıran Şehir Mezarlığında bulunan gerilla mezarları tahrip edildi.