Yakılan eve özlem

Kadın Haberleri —

Türkan Alayumat

Türkan Alayumat

  • ‘Havası bile bambaşka’ dediği köyü 1992’de yakıldı, köylüler göçertildi. Türkan Alayumat, yıllar sonra köyüne döndü, yakılan evinin üzerinde çadır kurdu ve iki yaz geçirdi. Tek hayali ise köyde ev yapıp, geçmişine olan özlemini gidermek.

Kürt coğrafyası, 1990’lı yıllardan bu yana göç ve katliam politikalarıyla karşı karşıya bırakıldı. Baskı ve tehditlerle binlerce köy boşaltılırken, milyonlarca insan da köyden kentlere göç etmek zorunda bırakıldı. Aradan geçen süre içerisinde köylere yeniden dönüşler başladı. Bu dönüşlerden biri de Bedlîs’in (Bitlis) Tetwan ilçesine bağlı Karukan (Sütlü) Köyü’nde yaşandı.

Katliam 30 yıldır aydınlatılmadı!

Karukan Köyü 10 Haziran 1992’de büyük bir katliama tanık oldu. Arife akşamı yaşanan katliamda şehir merkezinden köye giden dolmuşun önü kimliği belirsiz kişiler, kontrgerilla tarafından kesildi. Araçta aralarında iki çocuğun da bulunduğu 13 yurttaş taranarak katledilirken, olay 30 yıldır aydınlatılamadı.

Yaşanan katliamın ardından İstanbul’a göç etmek zorunda kalan köylülerin evleri yakıldı.Aradan geçen onca yıldan sonra, göç eden köylülerin bir kısmı 4 yıl önce köye yeniden dönmeye başladı. Elektriği ve yolu olmayan köyde yaşam mücadelesi veren köylüler, kışın hava şartlarından dolayı köyde kalamıyor.

Toprağına dönüş

Son iki yılın yaz mevsimi köye gelen yurttaşlardan biri de Türkan Alayumat. 30 yılın ardından köyüne yeniden dönen Alayumat, ev yapma imkânı olmadığı için yakılan evinin yerine kurduğu çadırda yaşıyor. Yazı köyde geçiriyor, kışın ise yeniden İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor. Tamamen köyde kalmak istediğini ancak imkânların el vermediğini aktarırken “Burada olmak bile bana çok iyi geliyor” diyor.

 

 

Çadırda iki yaz geçirdi

Katliamın ardından yaşadıklarını anlatan Alayumat, “Biz köyden çıktıktan hemen sonra da devlet evlerimizi ateşe verip, köyü yaktı. Mecburen büyük şehirlere gittik. Orada yıllarca köyümüzden ayrı, çalıştık didindik. 30 yıl boyunca köyümüze gelemedik. En son aileler gelmeye başlayınca ben de geldim. Ev yapma imkânım olmadığı için çadır kurdum orada yaşıyorum. İki yazımı burada geçirdim. Şartlar zor olsa da buranın havası bana çok iyi geliyor” şeklinde konuştu.

Tek hayali köyde ev yapmak

Köyün şehirden daha sağlıklı ve canlı olduğunu belirten Alayumat, tek hayalinin köyde bir ev yapıp, kalmak olduğunu söyledi.

Türkan Alayumat, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Baharda köye gelip, sonbaharda dönüyorum. İnsan köyünü görmeyince hem evini hem de geçmişini merak ediyor. Ben de o merak ve hayalle yeniden köyüme döndüm. Şehirden buraya gelince kaldığım yer çadırda olsa insanın hastalıkları geçiyor. İnsanın toprağı kendisi için çok başka. Çadırdan dışarı bakınca her şeyi görüyorum. Burada bir şey yok, bakacak hayvanımız ya da ev ama bana göre burada kalmak bile çok güzel. Ev yaparsak, insanlarımız gelirse tamamen burada kalmak istiyoruz. Eskiden hayvanlarımız vardı ama şimdi yok. Hayvanlarımız, evimiz olmadığı içinde kışı burada geçiremiyoruz.”

Köy 32 yıldır elektriksiz

Köyde alt yapı olmak üzere çok sayıda eksiğin olduğuna dikkat çeken Alayumat, “Burada 32 yıldır elektrik yok. Yıllarca elektrik istedik ama bu sene yeni direkleri yapmaya başladılar,elektrik gelecek diyorlar. Hala elektrik yok, güneş enerjileri ile ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Akşam zifiri karanlıkta dışarı çıkamıyoruz. Onun dışında köye yol yok, bir hastaneye gitmek istediğimizde Koçerlerle şehir merkezine gidiyoruz” diye konuştu.

MEDİNE MAMEDOĞLU - JİNHA/BİTLİS

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.