Değneklilerin çözüm telaşı

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Saray’la DEM Parti’nin gizli kapaklı hesaplar içinde olduğu yalanını dillerine dolayan bu eşhas, savundukları partinin 31 Mart seçimlerinden beri Saray’la “normalleşme-yumuşama” yolunda adım adım ilerlediğine bakmıyor. 

Sizler gibi ben de medyadaki programları büyük bir keyifle izliyorum. Kimisi Prof., kimisi Doç., kimisi emekli General, kimisi gazeteci, kimisi araştırmacı, saatler boyunca, yeni modaya uygun ekrandaki kimi tabloların önüne koşturup, ellerinde değnek birbirlerinin lafını heyecanla keserek durmadan konuşmakta.

Ne hakkında?

“Yeni dönem”, “yeni açılım”, “yeni çözüm” hakkında. Bahçeli’nin “tokalaşma” hamlesini, buna Erdoğan’ın verdiği müthiş desteği, DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları’nın bin kere tekrarladığı, olağan cevabını, DEM Parti kulislerinden uydurdukları bilgileri, ortada sanki dehşetli bir muamma varmış gibi yorumluyorlar.

Cevabını aradıkları soru şu: Acaba AKP-MHP iktidarı ile DEM Parti arasında bir pazarlık mı var? Acaba DEM Parti Erdoğan’ı yeniden Başkanlığa oturtacak olan “yeni Anayasa” oylamasında ne yapacak? Acabalar birbirini kovalamakta. Ve vardıkları sonuç şu: “DEM Parti ‘açılım-çözüm’ karşılığında Erdoğan’ın yeniden Başkan olmasını sağlayacak olan yeni anayasaya destek olacak.”

Çok endişeliler. Öfkeliler. Şüpheleniyorlar. TBMM’de partilerin vekil sayılarını topluyorlar, çıkarıyorlar, çarpıyorlar, bölüyorlar, kare köklerini alıyorlar, logaritmik hesaplara dalıyorlar ve “eyvah çözüm geliyor” sonucuna varıyorlar.

“Çözüm karşılığında Erdoğan’ın adaylığını destekleme” ihtimali alayını ürkütmüş. Tam iktidara gelmenin eşiğinde ortaya çıktığını sandıkları bu ihtimal CHP yandaşlarını şaşkına çevirmiş.

Evet, DEM Parti de her parti gibi hükümetin başına geçmeyi hedefliyor. Ama DEM Partililer rüya görmüyor. Potansiyel oyları yüzde 20. Bununla olsa olsa bir koalisyonun önemli bir ortağı olabilirler. Diktatörlük koşullarında ise oyları binbir hile hurda ile ancak barajı bir iki puan geçiyor.

Bu durumda DEM Parti diyelim ki önümüzde duran başkanlık seçiminde ne yapar? Seçimi boykot etmeyecekse, seçimin ikinci turunda iki adaydan, mesela Erdoğan ile İmamoğlu’ndan hangisine destek verir? DEM Parti’nin hangisine destek vereceğini bilemem. Ama şunu bilirim: Eğer bu iki adaydan biri “çözüm” diyorsa ve çözüm için Öcalan’ın üstündeki tecridi kaldırmaktan, diyelim ki Mandela gibi bir süreliğine “ev hapsinden” sonra özgürlüğünü sağlamaktan söz ediyorsa, DEM Parti, bu aday ister İmamoğlu olsun, ister Yavaş olsun, isterse Erdoğan olsun, “çözüm” diyene destek verir.

Ulusalcı şaşkın şaşkın mırıldanıyor: “Ya hu, sırf çözüm olacak diye diktatöre destek vermek de neyin nesi?”

Ona ne diyebiliriz? Şöyle diyebiliriz:

“Diktatör ya çözüme razı olmaz ya da olursa diktatör olamaz.” Bu cümleyi tersinden söylersek şöyle olur: “Ulusalcı ya çözüme razı olmaz, ya da olursa ulusalcı olamaz.” Buradan çıkan sonuç şudur: Çözüm demek, diktatöre ve ulusalcıya rağmen demokrasi demektir. Yıkıcı krizden çıkış demektir. Üçüncü Dünya Savaşı’nda dört parça Kürdistan’ın desteğini kazanmak demektir. İsrail’in ve NATO’nun bir vuruşta hem İran’ı, hem de Türkiye’yi birbiriyle savaştırıp enkaza dönüştürmesini önlemek demektir. O nedenle aklı başında bir muhalif Özgür Özel’in iktidarda ne yapacağına, Erdoğan’ın iktidarı boyunca ne yaptığına değil, “çözüm” hakkında her ikisinin ne yapacağına bakar. Çünkü çözüm gerçekleşmeden ne Özgür Özel’in programı, ne de Erdoğan’ın hal-i hazırdaki programı Türkiye’yi içine yuvarlandığı bataklıktan çıkaramaz.

O halde yazımızın başındaki eli değnekli strateji uzmanlarına dönelim:

Saray’la DEM Parti’nin gizli kapaklı hesaplar içinde olduğu yalanını dillerine dolayan bu eşhas, savundukları partinin 31 Mart seçimlerinden beri Saray’la “normalleşme-yumuşama” yolunda adım adım ilerlediğine bakmıyor. DEM Partililerin MHP sıralarına gidip Bahçeli’nin elini sıkmadığını, Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına, arkasında Efkan Ala’yla birlikte yanaştığını, buna mukabil Özgür Özel’in Saray’a koşturup, Erdoğan’ın elini hararetle sıktığını, Bahçeli’nin “çürük” lafına “olur böyle şeyler” dediğini umursamıyorlar, öküz altında buzağı arıyorlar. Tartıştıkları konuya bakın. DEM Parti güya çözüm karşılığında yeni Anayasayla Erdoğan’ı bir kere daha başkan yaptıracakmış. Be hey utanmaz-arlanmazlar, DEM Parti tek bir kere Erdoğan’ın yeniden adaylığından söz etmemişken, sizin savunduğunuz partinin başı yeni anayasayla bile değil, “erken seçimle” Erdoğan bilmem kaçıncı defa yeniden aday olsun demekte.

Ve savunduğunuz parti hem Türk devletinin, hem de NATO’nun kararıyla, adım adım, krizi halkın sırtına daha kuvvetle yükleyerek krizden çıkmak ve NATO’nun emrinde Üçüncü Dünya Savaşı’nda yeni roller almak için AKP’yle “milli koalisyon” yolunda yürümekte…

Bizi içine düştüğünüz tuhaf durumla, içinizi kemiren şüphelerinizle “güldür güldür” güldürüyorsunuz. Size ne diyelim? Belki şöyle diyelim:

Madem DEM Parti’nin takınacağı tutum kimin “çözümden” yana olduğuna bağlı, hatta size göre bu konuda Saray rejiminin vereceği tavizler karşılığında DEM Parti Erdoğan’ın yeniden başkanlığını destekleyecek… O halde:

“Erdoğan’a, Bahçeli’ye güven olmaz, asıl biz çözümden yanayız, Öcalan’ın üstündeki hukuk ve insanlık dışı tecrite karşıyız” desenize…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.