Kısa bir yazı
Veysi SARISÖZEN yazdı —
- Gerillaya karşı atılan kazan bombaları işe yaramayınca, sivil halka yalan bombası atmaktalar. Zaten bütün manşetleri bunu itiraf ediyor.
Psikolojik savaş nedir?
Gerillaya karşı atılan kazan bombaları işe yaramayınca, sivil halka yalan bombası atmaktalar. Zaten bütün manşetleri bunu itiraf ediyor. “Bomba haber, pençe kilit kapandı, teröristler teslim olmak için kuyruğa girdi.”
Şu anda yaşadığımız hadise şudur: Yürürlükte ne barış süreci var, ne de çözüm süreci. Yürürlükte olan psikolojik savaş süreci. Attıkları en yaman yalan bombası da “Kandil İmralı’ya rest çekti” bombası.
Attıkları her yalan bombası daha havalardayken bir gerilla kamikaze dronuyla patlatılıyor. İşittiğiniz ses “fısss” gibi bir şey. Burnunuza ise, bileşimi kükürtlü hidrojen olan, söylemesi ayıp olacağı için ilmi konuşuyorum, çürük yumurta kokusu.
KCK Eşbaşkanlığının bildirisinden uzunca bir alıntı yapayım ki, bu kerih koku ülkenin üstünden rüzgarla savrulup defolsun gitsin:
“Önder Apo ile DEM Parti heyetinin 28 Aralık’ta İmralı’da görüşmesi, Önder Apo’nun İmralı zindanındaki emsalsiz duruşu, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin, Kürdistan’ın ve dünyanın her yanındaki halkımızın ve dostlarımızın direnişi sonucu gerçekleşmiştir. Önder Apo, bu görüşmesinde, dayatılmak istenen karanlığa karşı pozitif, çözümleyici, ufuk açıcı görüşlerini bir kez daha tarihi bir sorumlulukla ortaya koymuştur. Kürt sorununun çözümü, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Ortadoğu’daki sorunların çözümüne paralel olarak, tüm dünyada, adil bir barışın acil bir görev olduğunu büyük bir inanç ve kararlılıkla ortaya koyarak halk, hareket, emekçiler, kadınlar, tüm inanç ve kültürler için yeni bir özgürlük ufku, umudu ve inancını yaratmıştır. Önderliğimizin sorunların çözümüne yönelik yedi maddede özetlediği görüşleri, Hareket ve halk olarak önümüzdeki yıla daha umutla yaklaşmamızı ve yerine getirilecek görevlerimizi de belirlemiştir.
Halk ve Özgürlük Hareketi olarak, Önderliğimizin 2024 yılının son günlerinde bir manifesto değerinde olan görüşleri, yeni yılda mücadele pusulamız olacaktır. Halkımızı, tüm dostlarımızı, Kürt sorununun çözümünden ve Türkiye’nin demokratikleşmesinden yana olan tüm siyasal kesimleri, demokratik kitle örgütlerini bu temelde mücadele etmeye çağırıyoruz.”
KCK’nin tutumu böyle. En büyük yalan bombası, devlet terörünün deyimiyle söylersek “etkisiz hale getirilmiştir.
“Meydanda ne barış süreci, ne de çözüm süreci var, gördüğümüz psikolojik savaş süreci” demiştik.
O halde şu soruyu soralım: Erdoğan-Bahçeli’nin “paradigması”na Başkan Apo “pozitif adımla” karşılık vereceğini söylerken ne yapmış oluyor? Bu ikilinin PKK’yi tasfiye amaçlı psikolojik savaş hamlesini, baş müzakereci olarak, “barış ve çözüm hamlesiyle” boşa çıkarıyor. Geçtiğimiz gün tanınmış Arap gazeteci Hüsnü Mahalli o nedenle “Öcalan zafer kazandı” demişti. Artık Başkan Apo barış masasını kurmuş, baş köşeye oturmuş ve karşısında henüz boş iskemleye devletin oturmasını bekliyor. İnsan hafsalasının almayacağı bir özgüvenle, “elinizdeki ‘gerilla teslim olsun, PKK dağıtılsın paradigmanızla masaya gelin ve karşılıklı müzakere edelim” diyerek meydan okuyor.
Sanıyorum “barış masası resmini” çizerken bir yanlışlık yaptım: Masanın başında Başkan Apo esaret ve tecrit altında tek başına otururken, karşısında bir sandalyenin boş olduğunu resmetmiştim. Boş olmaya boş da, Başkan’ın karşısında çok sandalye var: Erdoğan’ın, Bahçeli’nin, Fidan’ın, Kalın’ın, Altun’un sandalyeleri. Resimdeki diğer eksiklik masanın kurulduğu salonun yan kapısından başını uzatıp durumu anlamaya çalışan bir siluet var. Kimin silueti?
Bildiniz, Özgür Özel kardeşimin silueti. Sanırım şu ara “acaba masanın hangi tarafına oturmalıyım” diye “şehit aileleriyle” istikşafi temaslarda bulunuyor. Şunu söyleyebilirim: Sayın Özgür Özel, siz zahmet buyurmayın, bir çağrı yapın hem askerlerin anneleri, hem de gerilla anneleri yuvarlak masa etrafında bir araya gelsin. Onlar, devlet erkanı Öcalan’ın karşısına dizilmeye bile fırsat bulamadan “helalleşeceklerdir.”
Yani “Jin Jiyan Azadî!”…