Güncel

Kristof Kolomb’un yumurtası: Ateşkes

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Başkan Öcalan’ın yapacağı çağrıdan sonra devletin “karşılıklı ateşkes” kararına karşı tutumu, Öcalan’ın çağrısını kabul mü yoksa red mi ettiğini gösterecektir.

PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan’ın, Sterk TV’yle yaptığı röportaj, AKP ve CHP yanlısı medyanın “muamma” haline getirdiği “İmralı çağrısı”yla nasıl bir “sürecin” başlayacağına hiç kimsenin reddedemeyeceği bir açıklık getirdi. Herkesin kolayca anlayacağı bir halk deyişiyle söyleyecek olursam, Karayılan “bir çiçekle bahar, bir çağrıyla barış ve demokrasi olmaz, ama bir çiçek nasıl baharın habercisi ise, Başkan Öcalan’ın çağrısı da barışın ve demokrasinin habercisidir” demiş oldu.

İktidar çevreleri Öcalan’ın PKK’ye “silahlı mücadeleye son ver ve illegal örgütünü dağıt” demesini bekliyor. Demokratik çevreler ise Öcalan’ın iktidara “tek adam rejimine son ver, demokratikleşme sürecini başlat” diyeceğini düşünüyor. Büyük ihtimalle Başkan Öcalan hem PKK’ye, hem de devlete, tarafların beklediğine benzer çağrı yapacak. Somut ifadelerinin ne olacağını bilmesek bile, Öcalan PKK’nin barışa yönelmesini, iktidarın da demokrasiye adım atmasını talep edecek.

Bu çağrı 15 Şubat günü yapıldığı zaman ne olacak? 16 Şubat günü PKK silahlarını gömüp, aynı gün örgütünü lağvedecek mi? Çağrı’yı alır almaz, iktidar aynı gün tek adam rejimine son verip, demokratikleşmeyi başlatacak mı?

Aklı başında hiç kimse İmralı çağrısıyla, neredeyse yarım asırdır süren savaştan ve yüz yıldır süren otoriter devlet yapısından bir gün içinde barışa ve demokrasiye geçileceğini düşünmez. Başkan Öcalan’ın yapacağı çağrı, içeriği somut olarak ne olursa olsun, barışa ve demokrasiye aynı gün yol açmayacak, fakat barış ve demokratikleşme sürecini başlatacak.

Eğer her iki taraf bu çağrıya uyarsa…

O halde tarafların çağrı karşısında takınacağı muhtemel tutumların ne olacağını ele alalım.

İktidar büyük olasılıkla “savaş sürdükçe demokrasi olmaz, önce PKK silahsızlansın ve örgütünü dağıtsın, bu ortamda yeni anayasayla demokratikleşme başlasın” diyecektir. PKK ise muhtemelen “demokratikleşme olmadan barış olmaz, yeni Anayasayı yapın ki, biz de Kürt sorununu silahsız, barışçı, legal ve parlamenter yoldan çözme mücadelesi verebilelim” görüşünü tekrarlayacaktır.

Bu iki görüş birbirinin taban tabana zıddıdır. Öyledir ama bu iki zıt görüşü her şeye rağmen uzlaştırmak mümkündür ve son derecede basittir. Uzlaşılacak görüş, kalıcı barış ve anayasal demokratikleşme gerçekleşene kadar tarafların “karşılıklı ateşkes” ilan etmesidir. Başkan Öcalan 15 Şubat’ta iki tarafa çağrı yaptıktan bir gün sonra barış ve demokratikleşme değil, ama barış ve demokratikleşme sürecine gereken zamanı kazandıracak olan “karşılıklı ateşkes” kararı 16 Şubat günü Genelkurmay ve HPG Merkez Karargahı’nın yapacağı bir kararla yürürlüğe girer. Barış ve demokratikleşme karmaşık bir süreçtir, karşılıklı ateşkes kararı bir gün içinde alınır.

Silahların geçici olarak sustuğu zaman diliminde her şeyden önce iktidarla PKK arasındaki tarihi güvensizlik, tarafların ateşkese uymasıyla, ateşkesi giderek kalıcı kılmasıyla birlikte aşılacaktır. Bu zaman diliminde henüz kalıcı barış ve demokratikleşme gerçekleşmeden önce, her ikisinin gerçekleşmesi için Türk ve Kürt halkları arasında bozulan “bin yıllık kardeşlik” tarafların “kardeşlik diliyle” konuşmasıyla yeniden inşa edilecektir. Devlet ve PKK arasında güvenin tesis edilmesi ve Türk halkı ile Kürt halkı arasında kardeşliğin yeniden sağlanması, silahsızlanma ve illegal örgütlenmeden legal örgütlenmeye geçişe ve demokratikleşmenin tüm hazırlık çalışmalarına imkan yaratacaktır.

Murat Karayılan’ın “karşılıklı ateşkes” önerisi Öcalan’ın yapacağı çağrıyı hayata geçirmenin en gerçekçi adımıdır ve bu da PKK’nin her durumda Başkan Öcalan tarafından yapılacak çağrıyı kayıtsız şartsız desteklediğinin en inandırıcı adımıdır.

Çünkü hem iktidarın “önce silahsızlanma sonra demokrasi” görüşü, hem de PKK’nin “önce demokrasi sonra silahsızlanma” görüşü, her iki görüşü yumurtaya benzetirsek, ne yaparsak yapalım “dik” durmaz. Kristof Kolomb çiğ yumurtayı hafifçe masaya vurup sarısını ve akını koruyarak nasıl dik durdurduysa, Karayılan da bu iki görüşü uzlaştırmayı “karşılıklı ateşkes” hamlesiyle başarmıştır.

15 Şubat günü Başkan Öcalan’ın yapacağı çağrıdan sonra devletin “karşılıklı ateşkes” kararına karşı tutumu, Öcalan’ın çağrısını kabul mü yoksa red mi ettiğini gösterecektir.

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.