Diyarbekir öncesi Berlin

Selim FERAT yazdı —

  • Newrozla birlikte, özellikle de seçimlerden sonra, Türkiye’de değişimi zorlayacak gelişmelerin olacağı notu Karayılan’ın mesajında saklı.

Diyarbekir Newrozu’ndan dört gün öncesindeyiz.

Newroz mitinginde 15 yaşındaki Berlin’li bir Kürt kızını merakla izliyorum.

Yılın modasına uygun açık renkli, İspanyol paça bir jeans giyinmiş. Ayakta ama, sağ bacağını solun üstüne atmış gibi rahat, elinde iki akıllı telefon var. Telefonlardan daha da akıllı bir pozda; iki telefondan kendisine gelen mesajları, dijital tuşları usta bir ivedilikle cevaplıyor. Bir ses tufanı meydandakileri harekete geçirdiğinde, koşarcasına sahnenin olduğu mekana yürüyor.

“Serhildan, berxwedan…berxwedan jiyan e, serhildan jiyan e“ şarkısını seslendiren, "Kardeş Türküler”in as solistlerinden Vedat.

Meydandakilerin biribirleriyle sosyal ilişkisi bir andan sonra donuyor.

Ben de etrafımdakiler gibi salondaki hikayeye kilitleniyoruz.

Soyadına uygun, 17 Mart’ta izlediğim Vedat  "Yıldırım” gibi.

Daha önce Berlin’de izlediğim Vedat yerini başka birine, adeta Vandeta‘ya (İtalyanca intikam, Latince intikam/ceza) terketmişti.

"Kendisiyle sinonim, naturel bir rockçu” ilk hafıza notum.

Sanki yüzlerce engeli aşıp, çitleri, çeperleri parçalayıp, kurtuluşa susamış, kendisiyle buluşacak yüzler, yürekler arayan, durdurulması mümkün olmayan; sahneden izleyiciler üzerinden uçarak yükselecek bir süvari gibi.

"Kardeş Türküler”deki mütevazi, uyumlu ve makul sanatçı; Berlin’de her an kıvılcım yayacak kaplan; bir bedende iki kimlik?

Direniş yaşamdır.

Bu Vedat’ın gizli kalmış kimliği.

Bu kimliğin yaşaması için, bir kolektiften çıkıp, kendisine yol açacak başka bir kolektifle birleşmesi gerekiyordu.

Mutlaka Vedat’ın Vandeta gibi bir kimliğe dönüşmesinin de bir hikayesi var.

Botanlıları arayan Vedat, onlarla "Cizîra Botan“ yapıtıyla buluştuğunda, kalbinin çarpmak için özlediği mekanı bulmuş gibi duruluyor ve Vandeta sakinleşen bir kaplana dönüşüyor.

"Berxwedan Jiyan e”deki Vedat, onlarca militan savaşçının gölgesine sığınan, önüne geçilmesi zor bir söz ve ses tufanı gibi.

Cizîra Botan’daki Vedat, uzun bir yürüyüş sonrası, ufkunu genişleten, "gittim, gördüm, aldım” dercesine, sırtını dağlara dayayan vakur ve mutlu bir adam gibi.

Sahneye yıldırım gibi inen Vedat’ı kim tutabilir?

Varoluş kaynağını bulan ve onu kaybetmemek için tufana dönüşen Vedat’ın, kaybetmeme duygusuna ne cevap olabilir gibi sorularla onu sonuna dek izledim.

Sonunda, iyi ki giz kimliğini gösterme gücünü gösterdin cümlesini not defterime yazdıktan sonra miting alanından ayrıldım.

Sonrasında, daha önceleri defalarca, Diyarbekir Newrozu’nda yeni şeyler olacak olarak formüle ettiğim hipotezimin izini takibe koyuldum.

Aradım ve sonunda, Karayılan’ın ANF’nin sorularını cevaben kurduğu aşağıdaki cümlelere odaklandım.

“Hareketimizin yönetimi olarak bu Newroz’da, önümüzdeki birkaç gün içerisinde halkımıza bir müjde vereceğiz. Müjdemizi yazılı bir açıklama ile duyuracağız.”

Neler olacak sorularına yeniden cevap ararken, Berlin Newroz kutlamalarının yapıldığı gün Mudanya’da konuşan Hakan Fidan’ın "Bildiğiniz gibi 21 yıldır bildiğiniz veya bilmediğiniz birçok cephede görev almış kardeşiniz olarak Cumhurbaşkanımızın devletimiz ve milletimiz için gece gündüz nasıl mücadele ettiğini, nasıl çalıştığını yakinen şahitlik etmiş biriyim… Türkiye her alanda sözcüğün tam anlamıyla çağ atladı” sözlerini okudum.

Ve anladım ki, birileri bir diğerlerinin sonunu hazırladığının sinyalini veriyor.

Newroz’da Kurdistan bağlamında, adını koyamasak da bir değişim olacağını tahmin etmek zor değil.

Bunun Türkiye siyasetine yansıması?

Aslında Newroz ile birlikte, özellikle de seçimlerden sonra, Türkiye’de değişimi zorlayacak gelişmelerin olacağı notu Karayılan’ın mesajında saklı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.