Yeni bir kahramanlık öyküsü
Selim FERAT yazdı —
- Gerilla’nın 15 Ağustos 84’den sonra ulaştığı hedeflerden biri, öncelerde toplumda var olan egemen Kahramanlık öyküsünü sona erdirmesiydi. Yerine, yeniden bir "kahramanlık“ öyküsü yazıldı. Belki de Gerilla sonrası, görevi devralacak olanlar, daha yeni bir kahramanlık öyküsü yazacaklar.
- Erkek, kadına, kendisine kahraman vasfı vermeyi kanıksatıyor; erkek, kahraman olmadığı, kahramanlıkla vasıflandırıldığı için mutlu değil; Kadın da, o kahramanın kahraman olmadığını bildiği, ona kahraman sıfatı vermeye mükellef edildiğinden, hiç mi hiç mutlu değil… Bu öykünün sonunu getiren, Gerilla Hareketi, özellikle de Gerilla kadınlardı.
15 Ağustos’u yeniden anacağız.
Yakın tarihin yeni bir miladı.
Bu Ağustos ayının başında, Özgür Politika Gazetesi için bir röportaj önerisiyle, Diyarîbekîr’li genç gazeteci Hakan Türkmen’e konuk oldum ve hazırlıksız yakalandım.
Benle ilgili hafızamda kalan ilk resim kareleriyle ilgili sorularla söyleşiye başlayınca, kendimi spontane bindiğim bir kayıkta buldum ve dümen Hakan’daydı.
Ve böylece kulakları bana göre olan, birkaç gün önce sesini telefonda duyduğum Amed’li adamın rotasına uyarladım.
Geleceği bilmek için, geçmişi unutmamak bu görüşmeden düştüğüm ilk not oldu.
İkinci notum, Gerilla’nın Kürt toplumunda yarattığı değişimle ilgili.
Bu konuda Hakan’ın sorduğu soruyu cevaplarken, daha sonra eksik bıraktığım önemli bir ayrıntıyı yazmak istiyorum.
Bu aynı zamanda iki gün sonra 15 Ağustos’un 40. yılına denk geleceği için de, önem arz ediyor.
Gerilla’nın 15 Ağustos 84’den sonra ulaştığı hedeflerden biri, öncelerde toplumda var olan egemen Kahramanlık öyküsünü sona erdirmesiydi.
Yerine, yeniden bir "kahramanlık“ öyküsü yazıldı.
Belki de Gerilla sonrası, görevi devralacak olanlar, daha yeni bir kahramanlık öyküsü yazacaklar.
Ya da Kahramanlık kavramı, kahramanlarca artık hiç de gerek duyulmayacak bir kavram olarak sönüp gidecek?
Gerilla’dan önce, abi, erkek kardeş, baba, dede, dedenin babası, dedenin dedesi; erkek eksenli soy ağacındaki isimli, isimsiz erkekler kahramanlar olarak anılırlardı.
Kahraman, kavga adamı, intikam alan, "düşmana karşı“ savaşan, askerlik yapan, "yiğit“ mertebesinde layık görülen, annelerin, kız kardeşlerin gururla yolcu ettikleri, yüksek gururla geri dönüşlerini merasimle donattıkları erkeklerdi.
Hegel’e göre, kahramanlar anakronikti (gerçek zaman ve mekânlarından kopartılıp farklı bir çerçeveye oturtulanlar).
Yine Hegel’e göre kahramanlar, "vazgeçilmez figürler“dirler.
Kurdistan’da daha çok ikinci opsiyon, yani "vazgeçilmez figürler“ gündemdeydi.
Tanrı olmadan yaşaması güç olan insanı, Kurdistan toplumunda, kahraman olmadan yaşaması güç olan Kürt olarak tercüme etsek, pek de yanlış olmaz.
Erkek, kendisine kahraman dendiği ölçüde güçlü, kadın kocası, erkek kardeşleri, babası vs. kahraman olduğu oranda ayaktadır.
Yine Hegel’e göre, kahraman, genellikle mutlu olmadan, "ilerlemenin ebeleri gibi davranan“lardan oluşuyor.
Erkek, kadına, kendisine kahraman vasfı vermeyi kanıksatıyor; erkek, kahraman olmadığı, kahramanlıkla vasıflandırıldığı için mutlu değil;
Kadın da, o kahramanın kahraman olmadığını bildiği, ona kahraman sıfatı vermeye mükellef edildiğinden, hiç mi hiç mutlu değil…
Bu öykünün sonunu getiren, Gerilla Hareketi, özellikle de Gerilla kadınlardı.
Bu "büyük insan“ (Hegel) kadın Gerillalar, rollerinden bir anlam çıkarmayan, eski kahramanların yerini aldıklarında, rollerine bir anlam yüklediler.
Kadın Gerilla Hareketi, erkeklerin kahramanlık öyküsüne son verdi.
Yeni bir kahramanlık öyküsü mü başladı?
Eğer kahramanlıksa daha öncekilerin verdikleri poz, o zaman kadınlar o gözü kör kahramanlığın yerine, yeni kurallar üzerinde yükselen, biçimi yumuşayan, içeriği sert bir "kahramanlar“ öyküsü yazmaya başladılar.
Rojava’daki bir kadın savaşçının, kendisine "kahraman“ denmesine karşı çıkarak, "biz hayallarimiz ve inançlarımız uğruna mücadele eden kadınlarız“ dediğini duyar gibiyim.
Önceleri sadece erkeklerin konuştukları o diyarlarda, şimdi kadınlar da konuşuyor:
Son resim karesinde, yüzü maskeli bir kadın savaşçının sözlerini ödünç alıyorum: "Kurdistan dağlarında işgalcilere nefes aldırmayacağız“.
Ve kararlı konuşan kadın Gerilla Ronî Dêrsim‘in, "Kurdistan’da işgalcileri mutlaka yenilgiye uğratacağız“ dediğini duyuyorum.