Güney Kürdistan’da KDP çıkmazı

Selim FERAT yazdı —

  • Seçimler, KDP’nin Türk devletiyle işbirliği, petrol kaçakçılığı, yolsuzluk, halka verilen hizmetlerde yetersizliği bağlamında sorgulandığı bir dönemde yapılıyor. Bu tablo KDP için pek iç acıcı değil. Normal siyaset ayarında kaybeden KDP olacak… Bu KDP için bir çıkmaz anlamına geliyor, içinden çıkılmayacak bir çıkmaz olmadığını kavrayacaklar da KDP’liler olacak.

20 Ekim’de Güney Kürdistan’da yapılacak seçimlerden ne çıkacak?

Mesrur Barzani, "KDP, Başkan Barzani'nin liderliğinde her zaman birincilik kazanacak".

Buradan çıkarımlardan önemlisi, KDP’siz bir Güney Kürdistan’ın haritadan silineceği!

Mesut Barzani’nin sığındığı tarihi ada "Eylül Devrimi“dir.

"Eylül Devrimi“ olarak adlandırılan ayaklanma 11 Eylül 1961’da Mustafa Barzani önderliğinde başlatılmış ve 9 ay süren direnişten sonra, Bağdat rejimi Kürtlerle barış anlaşması imzalamayı kabul etmişti.

Aradan 63 yıl geçti.

Mesrur Barzani, bu yıldönümünde yaptığı açıklamada, Eylül Devrimi‘ni "Kürt halkının ülke çapındaki en büyük siyasi ve silahlı devrimi" olarak andı.

Burada bir karmaşa var.

"Kürt halkının iradesi ve özgüvenini yeniden tesis eden“ Mele Mustafa Barzani’ydi.

Aktüel durumda, Mesrur Barzani’nin Güney Kürdistan’da halkın iradesi ve özgüveni olduğu iddiasında bulunamayacağından hareket ediyorum.

Mevcut durumda Güney Kürdistan’da Türk baskısı ve işgali var.

2017 yılında Güney Kürdistan’da halk yüzde 93 oranında Kürdistan’ın bağımsızlığına "evet“ oyu vermişti.

Aradan 7 yıl geçti ve baş aktör Türkiye ABD desteğiyle Güney Kürdistan’da çok şey değiştirdi.

Mesrur Barzani, öz irade bağlamında "ketum“ oldu ve ben bunu tarih açısından büyük bir trajedi olarak değerlendiriyorum.

Neden mi?

Mesut Barzani de kendi deyimiyle, Mele Mustafa gibi, Türk baskı işgaline karşı "Kürt halkının ülke çapındaki en büyük siyasi ve silahlı devrimi"ni başlatabilirdi.

Olmadı.

Gelinen noktada, Başkan Mesut Barzani, Başbakan Mesrur ve özellikle de Başkan yardımcısı Neçirvan Barzani; bırakın irade sahibi olmayı, özgüvenlerinin olduğunu iddia edebilirler mi?

Güney Kürdistan seçimlere gidiyor ve Neçirvan Barzani KDP kadrolarına hitaben yaptığı konuşmada: "KDP'nin hakim olduğu her yerde kalkınma var" dedi.

Güney Kürdistan, KDP’dir!

20 Ekim seçimlerinden YNK galip çıksa, planlı bir şekilde devletsiz bırakılan Güney Kürdistan adım adım çöküşe gider.

Yeni NATO Sekreteri Mark Rutte, güçlü bir güvenlik gücü oluşturmak için Kürdistan Bölgesi ile birlikte çalıştıklarını söylerken, Süleymaniye eksenli siyasetten bahsediyor olamaz.

Seçimler, KDP’nin Türk devletiyle işbirliği, petrol kaçakçılığı, yolsuzluk, halka verilen hizmetlerde yetersizliği bağlamında sorgulandığı bir dönemde yapılıyor.

Bu tablo KDP için pek iç acıcı değil.

Güney Kürdistan’da ABD (Hewler’de) ve İngiltere (Süleymaniye’de) üniversiteleri var ve bu iki ülkenin, seçim sonuçlarından "KDP kaybı“ çıkması ihtimaline karşı tedbir aldıkları basına yansıdı.

Normal siyaset ayarında kaybeden KDP olacak… Bu KDP için bir çıkmaz anlamına geliyor, içinden çıkılmayacak bir çıkmaz olmadığını kavrayacaklar da KDP’liler olacak.   

Ve…

Önemli notlardan biri, Güney Kürdistan seçimlerinin Öcalan’ın özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açan 9 Ekim Komplosu’nun 27. yıldönümünden 11 gün sonrasına denk düşmesi.

Dünyanın 5 kıtasında 93 ülke ve 185 şehirde Öcalan’ın özgürlüğü için konferanslar, yürüyüşler, mitingler okuma etkinlikleri düzenlenecek.

Bu aynı zamanda Güney Kürdistan ve Kuzey Kürdistan’ın iç içe geçen kaderlerini birleştirmek için bir hamle olabilir.

Öcalan’ı özgürleştirme kampanyası, hedefine ulaşana kadar devam edecek…

Paradoks bu ya: İhtimalin en düşük olduğu yerde, ihtimal, yüksek oranda şansa da sahiptir.

Ortadoğu’nun yeniden dizaynının devam ettiği projede, KDP şimdiye kadar üstlendiği role devam etmeme şansına da sahip.

Dümenin, Kürtler tarafından Kürdistan’a çevrilmesi umuduyla.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.