Yaşamak için gazeteci olmak

Selim FERAT yazdı —

  • Kurdistan’da, kim tarafından olursa olsun, işlenen suçlarla ilgili sorumlular özellikle KDP yetkilileridir. Tetikçileri bulma ve cezaladırmaktan sorumludurlar. Hesap vermekten sorumludurlar. Şimdi cevap verme sırası onlarda. Sustukları ölçüde, daha da çok cürüm çemberinde kalacaklarını onlar da biliyorlar.

Silêmanî kentinde yapılan yürüyüşten sonra, Azadî Parkı’nda yapılan basın açıklamasında: "Biz, Gulistan ve Hêro’nun kamera ve kalemini yerde bırakmayacak, onların yolundan yürümeye devam edeceğiz” dediler.

Benim algıladığım:

Yaşamak için gazeteci olmak!

Hüseyin Deniz’den, daha sonrasında Burhan Karadeniz’den bu yana her gazeteci yaşatıldı; bilinçleri yaşadı, yaşamaya devam ediyor.

Gülistan Tara, vakur bakışlı, ayakları yere basan duruşuyla, Hêro Bahadîn şuurumuzu delip geçen diri bakışları ve bilinçleriyle hafızalarımızda kalacak.

Gazeteciler, Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn bir Türk saldırısı sonucu, 23 Ağustos’ta YNK peşmergelerinin güvenliğinden sorumlu olduğu Silêmanî kentine bağlı bir bölgede, katledildiler.

Bu trajik gelişmeden bir gün sonra, Başbakan Mesrur Barzani, Kurdistan Bölgesi'ndeki Avrupa Birliği (AB) İlişkileri Ofisi Başkanı Torkild Beug’u;

Ve ertesi gün Başbakan Mesrur Barzani, Ürdün Bakanı’nı kabul ediyordu.

Mesrur Barzanî’nin kabulüne, aynı gün Mesut Barzanî’nin İtalya’nın Irak Büyükelçisini kabul etmesi eklendi.

Ve aynı gün Mesrur Barzani’de İtalya’nın Irak Büyükelçisini kabul etti.

KDP yöneticileri, güvenliğinden sorumlu oldukları Güney Kurdistan topraklarında katledilen gazetecilerle ilgili açıklama yapmadılar.

KDP’ye yakınlığıyla tanınan haber sayfası Peyama Kurd konuyla ilgili haber vermedi.

Gözlemim, Güney Kurdistan’da saklı, giz bir Kurdistan daha var.

O giz Kurdistan, Güney Kurdistan’ın bir sömürgesi gibi.

Ölenler, öldürülenlerle ilgili haberlere sansür uygulanıyor.

Bu sansürü uygulayan güç kim?

Güney Kurdistan’daki güvenlikten sorumlu olan hükümet yetkilileri mi?

Peşmerge Komutanlığı mı?

Yoksa Güney Kurdistan’a kayyum atanan sömürge Valisi Hakan Fidan’a bağlı, mekanı belli olmayan, bir yeraltı hükümeti mi?

Bilinen, diplomatik görüşmelere endeksli Başkan ve Başbakan’ın, Türkiye’nin işlediği insanlık suçlarını, diplomatik görüşmeler ve sınırötesi gelişmelerin gölgesine terkettikleri.

Güney Kurdistan’ı fiili olarak işgal eden Türkiye, Mesut, Neçirvan ve Mesrur Barzani’nin kellesine ödül koymuşçasına, pervasızca hareket ediyorlar.

Kafalarına ödül konanlardan çıt çıkmıyor olmasının, kimseyi şaşırtmaması hayra işaret etmiyor.

Bakın bu gazeteci katlinden hemen sonra neler oldu:

Katlden iki gün sonra, Türk Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Malazgirt’in Osmanlı’lar tarafından işgalinin 953. yılında Ahlat’ta  toplandı.

Erdoğan Ahlat’da yaptığı konuşmada, duyduğunda cinnet geçireceği, Kürt, Arap, Zaza, Laz, Çerkez, Alevi kelimelerini telafuz ederek, akli dengesini kaybeden pozdaydı.

Kendisi söylediklerine, dinleyenler ise ona hiç mi hiç inanmadılar.

Bir tiyatro oyunu devam ediyordu çünkü Erdoğan, Kürt, Zaza, Alevi ülkesinde işgalci ordunun yeni bir şubesini açmak için de ordaydı:

Bahçeli’nin de katılımıyla Ahlat’ta Komando Tabur Komutanlığı’nın açılışını gerçekleştirdi.

Neçirvan Barzani’nin Erdoğan’a tebrik mesajı göndermemesine şaşırdım diyebilirim.

Türk devleti bir insanlık suçu işleyerek iki kadın gazeteciyi katletti ve Evîn Îbrahîm‘in, “Gulistan Tara ve Hêro Bahaddîn’e dönük gerçekleşen saldırıdan KDP ve Irak hükümeti sorumludur ve suçlu olan KDP ve Irak hükümetidir. Çünkü bu saldırılara onay verilmeden Türk devleti böylesi saldırıları gerçekleştiremez“ görüşüne katılıyorum.

Kurdistan’da, kim tarafından olursa olsun, işlenen suçlarla ilgili sorumlular özellikle KDP yetkilileridir.

Tetikçileri bulma ve cezaladırmaktan sorumludurlar.

Hesap vermekten sorumludurlar.

Şimdi cevap verme sırası onlarda. Sustukları ölçüde, daha da çok cürüm çemberinde kalacaklarını onlar da biliyorlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.