Esad’ın gidişi ve tarihi fırsat
Selim FERAT yazdı —
- Rojava tarihi bir fırsatı ele geçirme şansına sahip. Türkiye’nin buna şimdilik itirazı var; umudunun kursağında kalacağını bile bile. Uluslararası sahada oyun start aldı. Esad da Kürt ve Kürdistan düşmanlığında körleşmenin bedelini ödedi…
Yarım yüzyıldan daha fazla Suriye’ye hükmeden Esad’lı süreç sona erdi.
Esad’ın ülkeyi terketmesiyle ilgili "beklenmedik“ gelişme aksesuarını değerlendiren ilginç yorum İspanya Dışişleri Bakanı’na ait.
İspanya Dışişleri Bakanı Albares, Avrupa’daki mevkidaşlarıyla konuştuklarını, herkesin gelişmelerin hızından dolayı şaşkın olduğunu vurguladı.
ABD ve müttefikleri, Rusya, İran ve bölgede gücü olan ülkelerin istihbarat örgütleri ve özellikle de İsrail’in haberdar olmadığı gelişmeler mi yaşandı?
Tam tersi.
Komutan Mazlum Abdî: "Bugün Suriye’de tarihi anlar yaşıyoruz“ derken, toplamda 61 yıllık Baas, 53 yıllık Esad rejiminin sona ermesine işaret ediyordu.
Hipotez: Bölgede gücü olan ülkeler biliyorlardı ve Esad’ın gitmesi bu devletlerin yararınaydı.
Görünen: Türkiye Esad’ın gidişinin "büyük kazananı“ olmayı planladı.
Heyet Tahrir Şam’ı (HTŞ) destekleyen Türkiye, Rojava’ya saldırılar için, DAİŞ hücrelerini harekete geçirdi.
Suriye Geçici Hükümeti ilan edilmeden, Minbiç’i işgal etmek için DAİŞ’i harekete geçirdi ve hava saldırılarıyla, yeni bir işgal savaşı başlattı.
Türkiye’nin "Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması“yla ilgili endişeleri her zamanki gibi var olacaktır.
Türkiye’nin muhtemel planı, HTŞ‘nin oluşturacağı yönetim üzerinden Rojava’ya engel olmak vs. vs.
Minbiç’ten gelen haberlere göre, komutansız kalan Esad’ın ordusunu, SMO güçlerini Türkiye yönlendiriyor.
Minbiç’e girişleri engellenen Türkiye tarafından sevk edilen çetelerin Minbiç’e girişimeleri engellendi.
Çatışmalar devam ediyor ve QSD Basın Sorumlusu Ferhat Şamî’ye göre, "Minbiç çetelerin kolay kolay alabilecekleri bir kent değil“.
Minbiç halkı Baas’tan kurtuluş kutlamaları yaparken, bir yerde "Türk Baas“ güçleri tarafından saldırıya uğradı. Bu, tarihe düşen bir not.
Erdoğan, Esad için büyük kardeş olmayı başaramadı. Yakın tarih gösterdi; HTŞ, Erdoğan için büyük kardeş olmayacak.
Kobanî’yi düşüremediler.
O tarihi dersi unutmayan, kaderinden usanmayan adam Erdoğan oldu.
Yakın geçmiş, Erdoğan Suriye’nin başına değil, HTŞ’nin Erdoğan’ın başına bela olacağını gösteriyor.
Esad’ı bir pinpon topu sanan Erdoğan’dı. Suriye’de gündemin farkında olanlar bunu bilmiyorlar mı?
Erdoğan’ın aklı Kobanî’yi düşürmedi, o kafanın Rojava’yı düşüreceğini ummak, zamansızlığa yüklü nafile bir bekleyiş olur.
Türkiye Ortadoğu’da söz sahibi değil.
Esad dinlemedi, Rusya oralı olmadı. İran duymadı…
Rojava’da elli binden fazla DAİŞ tutuklusunun olduğu unutulmamalıdır.
Bu elli bin kişi vakti zamanında ABD ve müttefiklerine karşı savaştılar.
Batılı güçler, binlerce DAİŞ tutuklusunun kendilerine karşı yeniden atakta olmalarına izin vermiyecektir.
Özellikle ABD ile Türkiye’nin ayrı durdukları önemli noktalardan biridir bu.
Komutan Mazlum’la ABD ve müttefiklerinin bileşkelerininden biri DAİŞ’e karşı mücadeleydi.
Bu "orantısız ortaklık“ hala devam ediyor.
Rojava Anayasası, ilk planda Suriye’de Federal bir sistem öngörüyor: “Suriye için federal sistem en uygun sistem olduğundan dolayı, özerk yönetim ile merkezi devlet arasındaki ilişkiler bu temel üzerine kuruludur.”
Rojava tarihi bir fırsatı ele geçirme şansına sahip.
Türkiye’nin buna şimdilik itirazı var; umudunun kursağında kalacağını bile bile.
Uluslararası sahada oyun start aldı.
Esad da Kürt ve Kürdistan düşmanlığında körleşmenin bedelini ödedi…
Reis’in ve Putin‘in 22 yılının 61 yıllık Baas’ın yanında kıymeti harbiyesini, kendi deyimiyle bu "dünyada kalan iki lider, biri kedisi diğeri de Putin“ (?!) dışında kim bilebilir ki?