Bir asır sonra red’e red

Selim FERAT yazdı —

  • 100 yıl sonra, 100 yıl öncesinde ne yaşandığını ve daha sonraki Kürt öncülerinin neler yaşadığını, son olarak Öcalan’ın yaşamına tanıklık ederek bilgeleşen Kürtler, yeni bir tarihi devinimin önünü açacaklar. Red’e Red!

-I-

100. yılında ve 101. yılında da Kürtler Lozan’da, o antlaşmayı kabul etmeyeceklerini dünyaya duyurdular.

Kürtler kendilerini red edenleri, 100. yılda Lozan’da gerçekleşen büyük konferansta, "RED“ ettiler.

Bu tarihe düşen bir notdur.

Umut vaad eden bir not olduğunu yakın bir süreçte birlikte göreceğiz.

Bu sadece bir fikir jimnastiği değil, toplumsal barometre sayacına dayanarak, yaptığım bir saptamadır.

Kürtler’in tansiyonu yükseliyor;

Türkiye’nin tansiyonu düşüyor…

Bir antlaşmayı iptal etmenin, yeni bir antlaşma yapmanın bir güç meselesi olduğu biliniyor.

Lozan Antlaşması’nın bir savaş sonrası yapıldığının altını çizmek istiyorum.

Ve o antlaşmanın Birinci Dünya Savaşı’nın devamı olan Türk-Yunan savaşından sonra yapıldığı tarih hafızasına kayıtlı.

Fransız ve İngiliz devletlerinin desteklediği Türkiye, Osmanlı’dan geriye kalan topraklara hükmetme "icazeti“ aldı.

O filmin rejisörlüğünü Fransa ve İngiltere yaptılar.

Osmanlı’nın devamı olan Türk devletinin bürokratik ve askeri alt yapısı vardı.

Kürtler, özellikle Kuzey Kurdistan’da bürokratik ve askeri olarak 0’ın bir tık üstündeydiler.

Aradan yüzyıl geçti.

ABD’deki siyasi tufanın habercisi Donald Trump, 3. Dünya Savaşı’nın yakın olduğunu belirtti.

Putin, ABD füzelerinin Almanya’ya yerleştirilmesinin yeni nükleer silah üretiminin başlangıcı olacağını duyurdu.

Belirgin işaret: Yakında bir alt üst yaşanacak. Bu siyasi ve toplumsal deprem fayının geçtiği ülkelerden biri de Türkiye olacak.

Şimdiden belirgin olan; Türkiye’deki rejimin dayandığı ekonomik altyapı çöküşe geçmiş durumda; siyasi tabloyu gösteren ayna çatlamaya başladı.

Bu depremden demonte bir Türkiye, parçaları birleşecek bir Kurdistan çıkabilir; eğer Kurdistan’lılar zamanında ve doğru bir zeminde, birlikte "RED“ düğmesine basarlarsa.

 

-II-

Bir yıl sonra, Kürt tarihinin en kapsamlı direnişinin önderi Şeyh Said’in idam edilmesinin (29 Haziran 1925) yüzüncü yıldönümü.

Ve 1925 yılında, Şeyh Said’in işgale karşı direnişinden yüz yıl sonra:

Yarım yüzyıl sonra başlayan Kurdistan Kurtuluş Mücadelesi’nin simge ismi Öcalan, eğer daha önce özgürleştirilmezse, 2025‘te çeyrek asırdır Türkiyenin istisnai adası İmralı’da TC’nin esaretinde olacak.

Şeyh Said’in idam edilmesinin 100. yılında, Kurdistan yüz yıl sonra post travmatik bir sarsıntı yaşayacak.

Biliniyor: "Travmadan etkilenenler, yaşamın doğasında var olan paradoksları tanırlar (örneğin, kırılganlık ve güç). Bunlar diyalektik düşünceye ve dolayısıyla olgunluk ve bilgelik kazanımına yol açar“ (G. Tedeschi).

100 yıl sonra, 100 yıl öncesinde ne yaşandığını ve daha sonraki Kürt öncülerinin neler yaşadığını, son olarak Öcalan’ın yaşamına tanıklık ederek bilgeleşen Kürtler, yeni bir tarihi devinimin önünü açacaklar.

Umut ve mücadelenin başarı çıtasını en yüksekte tutmanın heyacanını yaşayarak, biliyor ve yeniden öğreniyorum: Red’e Red!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.