Halk çözümün adresini gösterdi

Elif KAYA yazdı —

  • AKP kendisine tanınan sürenin sonuna geldi. Türk devlet yetkililerinin ağzından düşürmediği “bizi parçalayacaklar, savaş kapımıza dayandı” söylemlerinin böyle bir anlamı var. Yani Türk devletinin bu dönemde denklemin dışına itildiğini ortaya koyuyor.
  • Kuşkusuz her mücadelenin nihai hedefi onurlu bir barıştır. Mücadele bunun üzerinden gelişir. Ama karşıdakinin adını anmadan, itibarsızlaştıran söylemlerle barış nasıl mümkün olabilir? Onurlu bir barışa giden yolun ilk şartı Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüdür.

Yaklaşık 30 yıldır değişik biçimlerde devam eden 3. Dünya Savaşı daha önce yaşanan iki dünya savaşından farklı bir özelliğe sahip. Uygulanan asimetrik savaş yöntemleriyle savaşın küresel ölçekte olduğu, diğer dünya savaşlarından daha fazla tahribat yarattığı gerçeği gözlerden kaçırılmaya çalışılsa da açığa çıkan tablo yıkımın tüm dünya savaşlarından daha fazla olduğudur. Bu dönem savaş artık cephelerde yürütülen bir savaş olmaktan çıkarılıp, toplumun tüm katmanlarına yaydırılarak, insanların evlerinin içine kadar taşınan bir özellik kazandı. İnsansız hava araçları ve gelişen teknolojinin imkanlarıyla; cephe ve cephe gerisi ayrımı ortadan kaldırıldı. Her yer savaş alanına dönüştürüldü. Naklen yayınlarla katliam ve her tür vahşet normalleştirildi, insanlar katliamlara-ölüme-yıkıma aşina hale getirildi. Bunun sonucunda da yaşanan katliamlara karşı refleksler uyuşturuldu. İnsanların canlı canlı yakılması, bedenlerinin parçalanması-teşhir edilmesi, doğanın tahrip edilmesi çoğu kez rutin uygulamalar haline geldi.

3. Dünya Savaşı’nın aktörleri belli olsa da sahaya inenler, bu amaç için öncülük rolü üstlenenler zaman zaman değişti. Önce ABD “Ortadoğu’ya demokrasi getirme” yalanıyla bu rolü üstlendi. Ama Saddam’ın gidişi öyle kolay olmadı, ABD'ye pahalıya mal oldu. Bunun için sonra yerel güçleri sahaya sürdü, birbiriyle çatıştırarak sonuç almaya çalıştı. Özellikle 2011 yılında gelişen halkların demokratik taleplerini içeren serhildan sürecini kendi politikaları doğrultusunda kullanmaya çalıştı. Elbette bu politikaları hayat geçirmek için 2000’li yıllardan itibaren AKP şahsında Türk devletine önemli bir misyon biçildiğini biliyoruz. Bu misyonu yerine getirebilmesi için AKP’ye bir zaman verildi. T. Erdoğan'ın 2007 yılından itibaren 2023 Türkiye hedefini dilinden düşürmemesi kendisine verilen sürenin ifadesi olsa gerek. Türk devleti Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesinde emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda rol üstlenirken bunun karşılığında bazı tavizler de koparmaya çalıştı. Yani yüzüncü yılında Kürt özgürlük direnişini ortadan kaldırarak, ulus-devlet politikasına zafer kazandırma amacını hayata geçirmeye çalıştı. Uluslararası kurumların tüm vahşet politikalarına, savaş suçlarına karşı sessiz kalmaları bundandı. Bir anlamda sessizlikleriyle yapılanları onaylamış olduklarını ortaya koydular.

Ama AKP kendisine tanınan sürenin sonuna geldi. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren ortaya öncülük rolünü üstlenen yeni bir aktör çıktı: İsrail. İsrail son bir yılda uyguladığı savaş taktikleri ile 3. Dünya Savaşı’nın yeni bir aşamaya girdiğini gösterdi. Aynı zamanda İran başta olmak üzere global sermaye önünde engel oluşturan tüm ulus-devletlerin değişimini hedefleyen yeni bir dönemin başladığına da işaret etti. İsrail'in Lübnan'a saldırısı ile birlikte Türk devlet yetkililerinin ağzından düşürmediği “bizi parçalayacaklar, savaş kapımıza dayandı” söylemlerinin böyle bir anlamı da var. Yani Türk devletinin bu dönemde denklemin dışına itildiğini ortaya koyuyor.

Bu nedenle olsa gerek, “kendi içimizde barış yapmalıyız, bütün olmalıyız” söylemleri daha düne kadar Kürtleri kriminalize eden kişilerin dilinden düşmüyor. Kuşkusuz her mücadelenin nihai hedefi onurlu bir barıştır. Mücadele-direniş bunun üzerinden gelişir. Ama karşıdakinin adını bile anmadan, muhatabını yok sayan, itibarsızlaştıran söylemler ve yaklaşımlarla barış nasıl mümkün olabilir?

Onurlu bir barışa giden yolun ilk şartı Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğüdür.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.