Üç Zilan

Elif KAYA yazdı —

  • Hakikate ulaşan her insan aynı zamanda bir yol açar. Engelleri aşmanın yol- yöntemlerini ardıllarına gösterir. Hakikat aşkı güçlü olan insanları bu hakikate çeker. “Hakikat aşk olur, aşk özgür yaşam olur” akar gider.
  • “İlk sömürgenin” başkaldırısı tüm sömürge biçimlerini ortadan kaldırma özelliğini taşırken aynı zamanda bir birinden öğrenecekleri çok şey olduğunu da ortaya koyar. Bunu en iyi Pakistan ordusuna karşı eylem yapan Zilan Kurd, ifade ediyor. Kürt kadınları ile Belucistan kadınları arasında Zilan’la bir köprü kuruyor.

Bu üç kelebeğin öyküsüdür... Köklerine yolculuğa çıkanların ve kim olduğu sorularına cevaplar bulmaya çalışanların öyküsü. Her biri farklı bir coğrafyadan olan bu üç kelebeğin yolları mücadelenin örgüsünde kesişir. İlk anlam arayışına sonradan katılanlar yeni anlamlar ekler. Özgür yaşam arayışı bilgiyle, cesaretle büyütülür. Bir armağan gibi birinden diğerine Zilan ismi geçer… Geçtiği yerlerde derin izler bırakarak çoğalır.  

Zilan, kayıtlarda bile yer almayan büyük katliamların yapıldığı bir yerin adıdır. Onbeş bini aşkın insanın katliamına tanıklık eden, sayısı bile tam olarak belirlenemeyen genç kadınların esir alındığı yerdir. Belki de bu yüzden Zilan adını almak, onu yeniden hatırlamaktı. Köklere ulaşmanın ilk şartıydı.

 

Zilan: Zeynep Kınacı

Birinci Zilan, işte bu katliam deresinden adını alarak Malatya’dan Dersim’e doğru köklerini aramak için yola koyuldu. Kim olduğunu bilmeyenin özgür olamayacağı bilinciyle adını Zilan koydu, anlamın peşine düştü. Bunun için dönüp, dönüp, “anlamlı bir yaşamın sahibi olmak istiyorum” dedi. İmkansız denilen koşullarda, yaşam alanlarının ablukaya alınıp, “denizi kuruttuk, balığı yakalayacağız” denilen bir dönemde, o başarmanın farklı yolları olduğunu ortaya koydu. İmkansız denilen koşullarda en büyük çare insanın kendisi olduğunu gösterdi. İnsan her koşulda iradesi ve bilinciyle çözüm üretebilir, sömürüye boyun eğmeden özgürlüğün sırrına erebilir, dedi. Böyle düşündü, böyle yaşadı, böyle eyledi Zeynep Kınacı.

Hakikate ulaşan her insan aynı zamanda bir yol açar. Engelleri aşmanın yol- yöntemlerini ardıllarına gösterir. Hakikat aşkı güçlü olan insanları bu hakikate çeker. “Hakikat aşk olur, aşk özgür yaşam olur” akar gider. Bir nehrin akışı gibi aktıkça çoğalır, aktıkça yatağını derinleştirip yol alır. Geçtiği her yerde, bu akışa yeni sular katılır.

 

Zilan: Nagihan Akarsel

Bu kelebeklerden biri de 500 yıl önce bir direnişin ardından yaşanan yenilgiden sonra Malatya-Adıyaman’dan zorunlu göçe tabi tutulan ve Konya’ya yerleşen bir ailenin çocuğu Nagihan Akarsel’dir. Nagihan, göçün ayak izlerine yürüyerek ülkeyle, özgürlükle, Zilan’ın yarattığı anlam gücüyle buluşur. En çok Zilan’ın anlam arayışından, zorluklar karşısındaki azmi, iradesi ve başarısından etkilenir. Bu yüzden mücadeleye 1999 yılında başlarken kendisine Zilan ismini alır. İsim sadece bir kelime değil, aynı zamanda isimde buluşan anlamlar bütününü ifade eder. Bu nedenle Nagihan Zilan oldu ve köklerine yolculuğa çıktı. Bir araştırmacı, gazeteci, bilim kadını olarak dokunduğu her yerde anlama erişmeye, hakikati açığa çıkarmaya çalıştı. Efrîn’de bir şikeftin derinliklerinde bulduğu bir taştan, Şengal'de bir annenin anlattığı masaldan, Heseke’de kendisine kelimelerin sırrını fısıldayan bir kadından, Hewreman dağlarında yankılanan Yaresanların kilamlarından hakikatin izini sürdü. Aşkla, sevgiyle, tutkuyla yaptı. O, özgür yaşama ulaşma çabasıyla dokunduğu her yerde anlamı yeniden canlandırdı, ruh verdi. Bir ordunun yaratmaya gücünün yetmeyeceği bir sevgi ve anlam dünyası yarattı. Belki de faşizm en çok bundan korktu. Gün ortası 11 kurşunla Zilan’ın yüzünden o gülüşü ve umudu çalmaya çalıştılar.

Ama gün yüzüne çıkan hakikat bir daha gizlenemez, yarattığı etki insanın bilincinden ve yüreğinden silinemez. Çoğalır… Sınırları, coğrafyaları aşıp kendini yaymaya ve anlatmaya devam eder. Anlam arayışında olan herkesi kapsamına alır, kimseye ihtiyaç duymadan kendi öyküsünü insanlara anlatmaya koyulur. Bu nedenle anlam arayışına erenlerin açığa çıkardığı anlam dünyası kendi bulunduğu alan ile sınırlı kalmaz, farklı coğrafyalara yayılır. Anlam arayışına çıkanlar ona ulaşmaya, o nehirle buluşmaya çalışır.

 

Zilan: Mahol Baloch

Üçüncü kelebek Pakistan'ın Belucistan bölgesinden kanatlandı. Ülkesi Kürdistan gibi işgal ve sömürge altında olan Mahal Baloch, Zilan’ın hakikatinde kendi öyküsünü bulur. Annesi kendisine Mahal adını vermiş olsa da, o mücadeleye başlarken kendi hakikatini Zilan’da görür ve Zilan adını alır. Mücadelesini, anlam arayışını tanımlamak için kendisine Zilan Kurd, der. Diğer kelebeklerin yarattığı umudu, mücadele azmini, direngenliği ve hakikat aşkını kuşanıp, ülkesine Zilan’ın anlam ve özgür yaşam arayışını taşır.

Kadınlar farklı sömürgeci güçler tarafından sömürgeleştirilirse de dünyanın her yerinde benzer cinsiyetçi politikalarla karşı karşıya kalırlar. Bu nedenle “ilk sömürgenin” başkaldırısı tüm sömürge biçimlerini ortadan kaldırma özelliğini taşırken aynı zamanda bir birinden öğrenecekleri çok şey olduğunu da ortaya koyar. Bunu en iyi Pakistan ordusuna karşı eylem yapan Zilan Kurd, ifade ediyor. Kürt kadınları ile Belucistan kadınları arasında Zilan’la bir köprü kuruyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.