Kadın özgürlüğünde ısrar sosyalizmde ısrardır

Elif KAYA yazdı —

  • Kadınla özgürlük temelinde ilişki geliştirilmeden ne toplumsal özgürlük ne de sosyalist yaşam gelişebilir. Rêber Apo’nun “Sosyalizmde ısrar, insanda ısrardır” tarihi belirlemesi, günümüzde “kadın özgürlüğünde ısrar, sosyalizmde ısrardır” tarzında okunabilir.

1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından reel sosyalist devletler bir bir dağılıp kapitalist sisteme koşarken, Rêber Apo “sosyalizmde ısrar, insanda ısrardır” dedi. İlk etapta insan şöyle bir düşünmeden edemiyor; devasa devletlerin dağıldığı bir yerde birinci önceliği varlık mücadelesi olan bir halkın önderi neden böyle bir iddia bulunsun? Dünyanın neredeyse 1/4 birinde, 70 yılı aşan bir dönem uygulanan bu sistemin dağıldığı bir yerde bu iddiayı ortaya koyabilmek büyük bir güç ve cesaret işidir. Aynı zamanda derin bir bilgeliği gerektirir.

Sosyalizm nedir? Bir devlet yönetimi mi, kalıplarla sınırlandırılamayacak onurlu- özgür bir yaşam biçimi mi, bir sistem mi? Nedir sosyalizm? Bu soruya vereceğimiz cevap, aynı zamanda sosyalizmin uygulanma şeklini de belirler. Sosyalizmin tanımlanması aynı zamanda temel toplumsal çelişkilerin ne olduğunu ve bunları aşmanın yol- yöntemlerinin ne olması gerektiğini de ortaya koyar. Belki en yalın haliyle sosyalizmi emeğin sömürülmediği, insanların saygın yaşadığı, iktidarın ve hiyerarşinin olmadığı, kolektif olanın değerli olduğu bir sistem olarak tarif edebiliriz. Ama bu tanım da yetmez. Kimin emeği, neyin emeği? İnsan tanımı kimleri kapsayıp, kimleri dışında bırakıyor? Örneğin, ünlü J. Jacques Rousseau bile yayınladığı o ünlü “İnsan Hakları Beyannamesi"nde, kadını “insan” tanımı içinde ele almamıştır. Feminist hareketin 200 yılı aşkındır yürüttüğü mücadele bir anlamda hala kadınların insan tanımı içinde ele alınmasını sağlama mücadelesidir.

 Bu nedenle temel çelişki alanı nedir, sorusuna doğru cevaplar oluşturmak, ilk sömürge halkasını yakalayıp, çözümü geliştirmek sonuç alıcılık ve sürdürülebilirlik açısından son derece önemlidir. Reel sosyalizmin yapamadığı, başaramadığı temel şey tam da buydu: Kadın-erkek arasındaki sömürü ilişkisini yeterince önemsememek, sosyalist inşayı bu alan üzerinden geliştirmemek. Reel sosyalizm sömürü ilişkisini emek- sermaye çelişkisinde ararken, kadın-erkek arasında oluşan ve tüm topluma yayılan sömürü ve iktidar ilişkisini ya hiç görmedi ya da geri planda tuttu. Bu nedenle ismi sosyalizm olsa dahi yaşananların ruhu kötü bir kapitalizmin taklidi olmaktan öteye gidemedi.

 Rêber Apo, sosyalist olmanın temel şartını bir kadınla konuşabilme, arkadaşlık kurabilme olarak tanımlıyor. Sosyalist bir sistemin inşası devletlerin yıkılıp yerine yeni devletlerin kurulması, sistemlerin el değiştirmesi değil, her şeyden önce, ataerkil zihniyet yapılanmasının aşılmasını gerektirir. Bu nedenle Rêber Apo,“Sosyalizme kadın özgürlüğünden gidilir” der. Yani sosyalizme atılan ilk adım kadın ile özgürlük temelinde kurulacak ilişkilerle başlar.   

Sosyalist bir sistemin oluşturulmasında kadın özgürlüğü neden bu denli önemli ve kilit konumda? Çünkü, sosyalizm toplumun tüm kesimlerinin farklılıklarıyla dahil oldukları demokratik, özgür bir sistemi ifade eder. Her şeyden önce tüm sömürü ilişkilerinin aşıldığı bir sistemdir. Kadın- erkek arasındaki sömürü ilişkisi varlığını koruduğu sürece sosyalist bir sistemin gelişme şansı olamaz. Yaşanan deneyimlerden açığa çıkan sonuç; kadın-erkek arasında oluşan en eski iktidar ve hiyerarşik yapı aşılmadan tüm toplumsal ilişkilere yaydırılan sömürü ve şiddet biçiminin aşılmadığıdır.

 Bu nedenle Rêber Apo “kadın özgürlüğü olmadan sosyalist olunmaz” der. Sosyalist olmanın, sosyalist mücadelenin temel şartını kadın özgürlüğü olarak ortaya koyar. Elbette sosyalist olmak için öncelikle zihniyet devrimi yapmak gerekir. Ataerkil-kapitalist sistemin bize empoze ettiği zihniyet yapılanmasıyla sosyalist bir yaşamı ve özgürlüğü geliştirme şansı olmaz. Dolayısıyla her şeyden önce ataerkil zihniyet yapılanmasını aşacak, özgürlük temelinde zihniyet değişimini sağlayacak devrimci bir mücadeleye ihtiyaç var. Ataerkil-kapitalist sistemin bize öğrettiği öğrenme ve bilme biçimlerinden sıyrılıp, “yeniden doğuşu”,  sağlayacak bir girişim yapma şansımız olmaz.

Ezcümle kadınla özgürlük temelinde ilişki geliştirilmeden, kadın özgürlüğü öncelenmeden, ne toplumsal özgürlük ne de sosyalist yaşam gelişebilir. Rêber Apo’nun “Sosyalizmde ısrar, insanda ısrardır” tarihi belirlemesi, günümüzde “kadın özgürlüğünde ısrar, sosyalizmde ısrardır” tarzında okunabilir.

 Kadın özgürlüğü mümkün olabildiği oranda sosyalizm gerçekleşir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.