Sağlık ve yoksulluk
Dersim DAĞDEVİREN yazdı —
- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi herkesin tıbbi bakım hakkına sahip olduğunu belirtmektedir. Ancak dünya nüfusunun yarısı ihtiyaç duydukları tıbbi bakıma erişemiyor. Sağlıklı bir yaşam tarzı irade tarafından değil, imkanlar tarafından belirlenmektedir.
Yoksulluk içinde yaşayan insanlar kronik hastalıklardan, kaza sonucu yaralanmalardan ve sakatlıklardan daha sık etkilenmektedir. Bu insanlar sağlık durumlarını değerlendirmekte zorlanıyorlar ve günlük yaşamlarında sağlıktan kaynaklı kısıtlamalardan daha sık bahsediyorlar. Aşı gibi önleyici hizmetlerin kullanımı eğitim ve gelir düzeyi düştükçe azalmaktadır. Bu fırsat eşitsizliğinin sonuçları, tıbbi bakım sisteminin hizmetlerine ve hastalık durumunda sosyal güvenliğe daha fazla ihtiyaç duyulmasıdır. Sosyal dezavantajın etkileri yaşam boyunca birikmekte ve ortalama yaşam süresinin önemli ölçüde kısalmasına yol açmaktadır. En yüksek gelir grubundaki kadınların ortalama yaşam süresi, en düşük gelir grubundaki kadınlardan dört yıldan daha uzundur. Erkekler için bu fark sekiz yıldan fazladır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi herkesin tıbbi bakım hakkına sahip olduğunu belirtmektedir. Ancak dünya nüfusunun yarısı ihtiyaç duydukları tıbbi bakıma erişemiyor. Sağlıklı bir yaşam tarzı irade tarafından değil, imkanlar tarafından belirlenmektedir. Özellikle COVID-19 pandemisi, sosyal ve sağlık alanındaki eşitsizlikleri açıkça ortaya koymuştur. Bireylerin öngörülen veya tavsiye edilen enfeksiyon önleme tedbirlerini uygulamak için sahip oldukları fırsatlar önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, daha düşük vasıflı ve daha düşük statülü meslek gruplarından kişilerin mesleki temaslarını azaltma ve evden çalışmaya geçme fırsatları daha azdır.
Özellikle kadınlar ve çocuklar, tıbbi bakımla tedavi edilebilecek hastalıklar nedeniyle ölme riski altındadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre, 2019 yılında beş yaşın altındaki 5,2 milyon çocuk önlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 2019 yılında ölümlerin yüzde 80'inden fazlası Sahra Altı Afrika ile Orta ve Güney Asya'da meydana gelmiştir.
Temiz içme suyu, sıhhi tesisler ve hijyen sağlığa önemli bir katkı sağlamaktadır. Ancak Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, UNICEF'e göre dünya genelinde 2,2 milyardan fazla insanın temiz içme suyuna ve dünya nüfusunun yarısından fazlasının sıhhi tesislere erişimi bulunmamaktadır.
Sıcak hava dalgaları veya şiddetli yağışlar gibi aşırı hava koşulları da yoksulluk içinde yaşayan insanların hayatları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Örneğin seller su tedarikini tehlikeye atar ve sıhhi tesisleri tahrip eder. Bu da su kaynaklı hastalık riskini artırır. UNICEF, beş yaşın altındaki çocuklarda görülen hastalıkların yaklaşık yüzde 25'inin çevresel faktörlerden kaynaklandığını tahmin etmektedir.