Avrupa'da seçimler ve Kürtler

Dersim DAĞDEVİREN yazdı —

  • Parlamentolar kapitalist modernitenin devlet araçlarıdır. Ancak bu, onları önemsiz ilan etmek için bir argüman değildir. Türk metropollerinde iyi bir taktiksel oy verme davranışı gösteriyoruz ve böylece seçimlerin sonucunu belirliyoruz. Bu yaklaşım Avrupa'da da etkili olabilir.
  • Orta Doğu'da bir faktör olmaktan çıkıp temel bir demokratik aktör haline geldik. Bu durum yerel topluma ve siyasete de yansımalıdır. Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçları, özellikle de sol partilerin zayıflaması, biz Kürtler için ciddi fırsatlar da yaratmaktadır.

9 Haziran tarihinde Avrupa Parlamentosu seçimleri gerçekleşti. Kürt toplumunda bu neredeyse hiç konu olmadı. Kürt kurumlarının ve medyanın gündeminde de seçimler yoktu. Avrupa’da en az iki milyon Kürt’ün (sadece Almanya'da 1,5 milyon) yaşadığı düşünüldüğünde bu oldukça sorunlu bir durum. Unutulmamalı ki halkın büyük çoğunluğu yaşamını burada sürdürecektir. Onların geleceği ve sağlıklı bir temsiliyete kavuşması açısından da seçimler önemlidir. 

Avrupa bir bütün olarak ele alındığında sağ partilerin oylarında ciddi bir artış söz konusu. Sözde merkez partiler (Von der Leyen koalisyonu) hala çoğunluğa sahip olsa da bu çoğunluk önemli ölçüde azalmıştır. Sağın güçlenmesi Avrupa'daki Kürt toplumu için de tehlikelidir. Göç ve yabancı karşıtı duruş ve bununla bağlantılı tüm önlemler onları da etkileyecektir. Sağ partiler, Kürt meselesinin Avrupa Birliği ve kurumları düzeyinde konumlandırılması açısından da sorunludur. Sağ partiler Kürt meselesini ve kaygılarını araçsallaştıracaklardır, ancak olumlu bir katkıda bulunma konusunda bir çıkarları yoktur. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşması da göçün sınırlandırılmasıyla ilgili olduğu için muhtemelen onların istemi doğrultusunda olacak ve sürdürülecektir.

Sol partilerin/AP'deki sol grubun zayıflaması Kürt toplumu için de ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Ne de olsa toplum ve siyaset anlayışındaki örtüşmeler ve dolayısıyla destek en çok bu kesimde söz konusudur. Seçim sonuçları AP'deki Yeşiller/EFA ve Sosyal Demokratlar grubu ile ve ulusal düzeyde Sosyalistler/Sosyal Demokratlar ve Yeşiller ile temas ve işbirliğinin yoğunlaştırılmasının önemine de işaret etmektedir. 

Parlamentolar kapitalist modernitenin devlet araçlarıdır. Ancak bu, onları önemsiz ilan etmek için bir argüman değildir. Türkiye ve Kurdistan'da seçimlere katılmak (belediye düzeyinden TBMM’ne kadar) ve kazanmak için çok çaba sarf ediyoruz. Türk metropollerinde iyi bir taktiksel oy verme davranışı gösteriyoruz ve böylece seçimlerin sonucunu belirliyoruz. Bu yaklaşım Avrupa'da da etkili olabilir.

Devletlerin politikalarını değiştirmek pek mümkün değildir, ancak bu tür siyasi süreçlerden  dışlanma, etki yaratma veya diyalog ve müzakere ortağı olarak algılanma olasılığını engeller.

Orta Doğu'da bir faktör olmaktan çıkıp temel bir demokratik aktör haline geldik. Bu durum yerel topluma ve siyasete de yansımalıdır. Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçları, özellikle de sol partilerin zayıflaması, biz Kürtler için ciddi fırsatlar da yaratmaktadır. 

Dünyadaki sorunların çözümü ve halklardaki arayışlara cevap temelinde Demokratik Konfederalizm modelini sunan hareket olarak, liderlik ve yetki düzeyi de dahil olmak üzere başta sol kesimler olmak üzere kendimizi siyasi alanda çok daha güçlü bir şekilde konumlandırabiliriz. Örneğin Almanya'da genellikle sadece oy avcısı olarak görülüyor ve listelerin kritik noktalarında yer alıyorduk. Bu tutumu değiştirmek bizim elimizde. 

Bunun için seçimlere bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Bu bağlamda acilen terk edilmesi gereken bir yaklaşım seçimlerle ilgili dönemsel çalışmadır. Sistem partilerine üye olan insanların siyasette erime tehlikesi de bizi endişelendirmemelidir. Eğitim ile güçlü bir alt yapı yaratarak bu tehlikeyi aşmak mümkün.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.