"Büyük" oyunlar
Aykan SEVER yazdı —
- Tahran yönetimi açısından Rusya ile paralel yine "büyük" hesaplar, yani TC'nin Batı ile arasını açma türünden arayışlar söz konusu olabilir. Fakat pekala bütün bunların İran'ın Reisi ve Haniye'nin ölümleri sonrası görece çok daha temkinli bir siyasete yöneldiğinin işareti olması da mümkün…
3. Dünya Savaşı çerçevesinde şekillenen çatışmalar her açıdan giderek daha yıkıcı hale geliyor. Ancak savaş diplomatik boyutta da kendini yeniden şekillendiriyor ve karşılıklı hamlelerle harbin aktörleri hegemonya kurma arayışlarını "büyük" kurgular eşliğinde hızlandırıyor.
Bu bağlamda Güney Kafkasya'da özellikle Ermenistan'daki etkinliği erozyona uğrayan Putin yönetiminin yeni arayışlara girdiği görülüyor. Son olarak Erivan'daki havaalanından görevlilerini çekmek zorunda kalan ve giderek ülkedeki askeri varlığı daha fazla tartışma konusu olan Rusya, Azerbaycan üzerinden yeni adımlar atıyor. Putin geçtiğimiz günlerde Bakü'yü ziyaret etti. Burada Aliyev'le yapılan görüşmelerde öncelikle Ermenistan-Azerbaycan arası "barış"a Moskova'nın arabulucu olma niyetinin altı çizildi. Putin'in bu konuda Ermenistan Başbakanı Paşinyan'la da görüşeceği belirtiliyor. Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov bu yeni "oyun"a biraz daha açıklık getirdi ve Ermenistan'ı 2. Dağlık Karabağ Savaşı sonrası yapılan 9 Kasım anlaşmasını ihlalle suçladı. Özellikle kendi kontrollerinde Zangezur Koridoru'nun açılmasının (Halbuki Bakü barış antlaşması taslağından Zangezur Koridoru'nu çıkardı.) çerçevesinde zorunlu olduğunu ifade etti.
Putin'in ziyaretindeki diğer önemli başlıksa Rusya'nın Azerbaycan üzerinden Batı'ya gaz satışını artırma arayışı olarak değerlendiriliyor. TC son dönemde NATO'nun taleplerine uyarak geçmişe nazaran Rusya ile ticari ilişkileri azalttı. Pekala Rus doğal gaz ve petrolünün artarak Avrupa'ya transferi (Nitekim bu çerçevede çok yönlü anlaşmalar imzaladı) buna karşın Batılı teknolojinin de bu kez Aliyev hanedanlığı üzerinden Rusya'ya akışı söz konusu olabilir.
Rusya en temelde ABD ve İngiltere'nin Güney Kafkasya'daki artan etkisini sınırlamaya çalışıyor. Anlaşılan İran yönetimi Putin için bu başlıkta stratejik müttefikken Azerbaycan ve TC ile de ilişki bu düzeye taşınmaya çalışılıyor. Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru Rusya'dan Hindistan'a uzanan hegemonik-emperyalist bir tasarı. Bu planın bir ayağı da Azerbaycan geçiyor. İlaveten Rusya'nın Esad-Erdoğan yakınlaşmasındaki ısrarı biraz da bu düzeyde düşünülmeli.
Arada dikkat çekici bir gelişme daha yaşandı. Diktatör Erdoğan, İsrail ile aleni ortaklığını gizlemek için güya Tel Aviv'i tehdit ederken “Karabağ'a, Libya'ya nasıl girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız” türünden laflar etti ancak yanıt beklenmedik yerden geldi. Azerbaycan "zaferi biz kazandık, Türkiye'den de ne aldıysak parasını verdik" diye çemkirdiler, hatta TC'yi "Ermeni yalanlarını" desteklemekle suçladılar. Hep beraber İsrail'in yaptığı soykırımı desteklemeye devam etseler de anlaşılan TC ile Azerbaycan arasından son yıllarda çok sular akmış.
Güney Kafkasya'da etkili olmaya çalışanlar arasında elbette İran da var. ABD her ne kadar Ermenistan'la yakından ilgilense de Azerbaycan'ın olası saldırısı halinde ne yapacağı belirsiz. İran bu aralığı değerlendirmeye çalışıyor. Dedikodu düzeyinde de olsa İran'ın Ermenistan'a silah sattığı iddia ediliyor. Paşinyan yönetiminin ise Filistin devletini tanıması dikkat çekiciydi.
İran aynı zamanda Gürcistan'ı da etkileme arayışında. İsrail'le olan çatışmanın sıcak savaşa dönüşmesi halinde desteğe ihtiyaçları olacak. Elbette başka stratejik hesaplar da vardır ancak Gürcistan'ın ABD'den uzaklaşması ise her durumda Tahran için olumlu bir gelişme olur. Anlaşılan ilgi tek taraflı değil, nitekim Gürcistan Başbakanı Kobakhidze İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın yemin törenine katıldı. Reisi'nin cenazesine de katılmıştı. ABD yönetimi gelişmelerden rahatsız. Ekim ayında Gürcistan'da parlamento seçimleri yapılacak. Tiflis'in geleceğini bu seçim şekillendirebilir.
İran yönetimi Esad-Erdoğan yakınlaşmasını desteklerken Ankara'nın Bağdat üzerindeki nüfuzunu artıran gelişmelerle ilgili ise sessiz. TC'nin aynı zamanda Güney Kurdistan'da işgal saldırıları sürüyor. Tahran yönetimi açısından Rusya ile paralel yine "büyük" hesaplar, yani TC'nin Batı ile arasını açma türünden arayışlar söz konusu olabilir. Fakat pekala bütün bunların İran'ın Reisi ve Haniye'nin ölümleri sonrası görece çok daha temkinli bir siyasete yöneldiğinin işareti olması da mümkün…