Köleleştirmeye isyan!

Aykan SEVER yazdı —

  • Amaçlarına ulaşamayacaklar! Çünkü ne Spartaküsler, ne Fernas işçileri ne de "Jin, Jiyan, Azadi" sloganlarıyla köleliğe, köleleştirmeye isyan edenler, eşit, özgür bir yaşam isteyenler biter…

İçinde bulunduğumuz 3. Dünya Savaşı hızla topyekûn savaş aşamasına doğru evriliyor. Bu yönde hazırlıklar ve emareler arttı.

Orta Doğu'da İsrail savaşı genişletmek ve büyütmek için alabildiğine gayret içinde. Tel Aviv yönetimi Filistinlilere dönük soykırım saldırıları durmaksızın sürdürürken, Lübnan'ın güneyini işgal politikasının sonucu bölgedeki BM askerlerine (UNIFIL) saldırmaya kadar işi vardırdı. 15 askeri yaraladılar. İsrail bu tavrıyla -ABD desteğini de kuşkusuz yanına alarak- BM kurallarını tanımadığını açıkça gösterdi. Bu daha önce de işaret edildiği üzere BM yerine ABD-NATO merkezli yeni bir askeri-siyasal hegemonya kurma arayışının ifadesi. İsrail aynı zamanda Suriye'nin kuzeyindeki TC ve NATO destekli El Kaide-DAİŞ çetelerinin uzantılarının paralelinde Suriye topraklarını işgal için hazırlık ve saldırılarını yoğunlaştırıyor.

Son olarak ABD, İsrail'e bir THAAD hava savunma bataryası ve asker göndereceğini açıkladı. Bu, kısaca ABD'nin bölgedeki savaşa resmen ve doğrudan dahil olduğu anlamına da geliyor. Ayrıca -TC'nin de dolaylı olarak dahil olduğu ve desteklediği- İran'a yönelik saldırının yakın zamanda gerçekleşeceğine dair uluslararası basında haberler artıyor.

NATO cephesinin bir diğer önemli adımı ise yeni başlayan ve iki hafta sürmesi beklenen “Steadfast Noon” isimli nükleer tatbikat. Putin'in, Ukrayna'nın Batılı müttefiklerini ülkesine yönelik saldırıları desteklemekten caydırmak amacıyla nükleer doktrininde değişiklik yapacağını açıklaması bu tatbikata gerekçe olarak gösteriliyor. Yani hep aynı kısır döngü, kuyruğunu kovalayan kedi misali ancak bu kez sevimlilikten eser yok ve dünyayı yok etme tehdidiyle dolanan şekilsiz kanlı bir canavar.

Çin ve Rusya da boş durmuyor. Geçen hafta Moskova ve Pekin yönetimleri Pasifik’te sık sık yaptıkları ortak askeri tatbikatlara bir yenisini eklediler. Sonrası Şi Cinping rejimi Tayvan adası etrafında bir gözdağı verme tatbikatı başlattı. Bu tehdit tabii ki sadece Tayvan'a dönük değil, adı konulmamış Uzak Doğu NATO'suna parmak sallamak anlamına da geliyor. Bu ekip şimdilik Güney Kore, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan oluşuyor. Bu haftaki NATO savunma bakanları toplantısına katılacakları da duyuruldu. Filipinler de bu ülkelerin gölgesinde yer alıyor. 

Orta Doğu'da savaşın genişlemesi ve İran'a karşı büyümesi halinde Çin de Tayvan'ın işgaliyle karşılık verebilir. Böyle bir hamlenin savaşı tamamen kontrolden çıkaracak olan, -nükleer silahlar dahil- her tür silahın kullanıldığı topyekûn savaş evresine taşıması mümkündür. Bu tür bir gelişme insanlığı ve doğayı kaçınılmaz olarak yok oluşa sürükleyecektir. Bugünlerde NASA'nın Jüpiter'in uydusu Europa'da yaşama uygun koşullar olup olmadığını araştırmak için bir uzay aracı fırlatması ise tesadüf olmasa gerek. 

Post-modern karakterli 3. Dünya Savaşı her ne kadar emperyalist zincir içinde cereyan etse de asıl olarak halkları yeniden köleleştirme üzerine kuruludur. Köle halkların efendisi kim olacak onların sorusu budur. Savaş başlı başına bir köleleştirme eylemidir. İsrail'in soykırım ve katliamlar eşliğinde yaptığı budur. Uygulanan şiddet sadece fiziki değil, zihinleri de bükmekte ve geniş kitleleri kanlı suçların ortağı haline getirmekte. Faşistleştirmekte. Sosyal Darwinizmle beyinleri sarmalamakta. Örneğin artık Holokost çalışan akademisyenler bile Filistinlilere dönük soykırımın neden yapılması gerektiğini anlatmakta. Savaş başka şeylerin yanı sıra uygarlığın fetişize edilen sembollerinden olan aydınlanma ve "profesör"ü de nihayetinde bir kurşun askere dönüştürmüştür. Çin'in "akıllı kameralar" aracılığıyla kendi yurttaşları üzerinde uyguladığı politikalarla ülkeyi açık hava hapishanesine çevirme girişiminin de özü budur: Köleleştirmek.

Amaçlarına ulaşamayacaklar! Çünkü ne Spartaküsler, ne Fernas işçileri ne de "Jin, Jiyan, Azadi" sloganlarıyla köleliğe, köleleştirmeye isyan edenler, eşit, özgür bir yaşam isteyenler biter…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.