Yeni Roma İmparatorluğu
Aykan SEVER yazdı —
- Trump-Musk ikilisi ise "zafer" denilen şeyin silahlar ve yeni teknolojik olanaklar sayesinde yapılacak beyin yıkama/manipülasyon süreciyle kalıcı hale getirebileceklerini sanıyorlar. Trump'ın "Önce Amerika" sakızının ötesinde bir hayali var mı bilmiyoruz, ancak Musk'ın var. Yeni bir Roma imparatorluğu yaratmak.
ABD seçimlerini Trump'ın kazanması sonrası insanlar doğal olarak dünyanın genelinde bu "yeni" yönetimin kendi coğrafyalarına ne tür etkileri olabileceğini tartışıyor. Kuşkusuz bu yaklaşım "yanlış" değil, ancak bu sınırlılıkta kalındığı takdirde -bu düzlemdeki- fikir üretme pratiğinin adeta uzayda bize doğru süzülmekte olan göktaşını görmezden gelmek için başka taraflara bakmaktan öte bir sonuç doğurması mümkün değil.
Donald Trump-Elon Musk ikilisiyle sembolize edebileceğimiz yeni iktidar aslında Biden döneminden kökten farklı bir iddiayı barındırmıyor. Temel hedef 3. Dünya Savaşı'nı kazanmak! Ancak bunu Demokratları da tasfiye ederek yapmak ve kalıcı bir iktidarla süreci taçlandırmak istiyorlar. Demokratlar savaşı daha geleneksel zeminde mesela otokrasi-demokrasi karşıtlığı gibi bir çerçevede örgütlemeye çalıştı fakat başarılı olamadılar. Çünkü öncelikle bu onların bile inanmadıkları bir illüzyondu ve asıl olarak içerideki otokrat Trump'la ve onu destekleyen 75 milyonluk kitleyle yeterince uğraşmadılar. Bu yüzden her durumda kaybetmeye mahkumlardı.
Trump-Musk ikilisi ise "zafer" denilen şeyin silahlar ve yeni teknolojik olanaklar sayesinde yapılacak beyin yıkama/manipülasyon süreciyle kalıcı hale getirebileceklerini sanıyorlar. Bunun için herkesi eğer "insanlık" diye bir şey varsa ondan uzaklaştırmaları şart. Bunu deniyorlar. Yalnız bütün bu tasarılar muhtemelen Savaş'ın 3-5 yıl içinde biteceği varsayımına dayanıyor ancak Savaş'ı durduracak farklı bir güç yani dünya halklarının BARIŞ için ayağa kalkan dinamiği devreye girmediği takdirde en azından şu an yaşayan kuşakların bu işin sonunu göreceği bir hayli şüpheli.
Trump'ın "Önce Amerika" sakızının ötesinde bir hayali var mı bilmiyoruz, ancak Musk'ın var. Yeni bir Roma imparatorluğu yaratmak. Bununla ilgili sık sık paylaşımlar yapıyor. Hatta rakiplerinden Zuckerberg'i, Colosseum gibi yerlere gladyatör dövüşleri yapmaya çağıracak kadar bu geçmişe hayran. Ayrıca Musk epeydir bu rüyasını hayata geçiriyor, mesela kimseye aldırmadan Brezilya ve İtalya yargısına emirler yağdırdı, Arjantin'de ise Milei seçim başarısını biraz da Musk'a borçlu olmalı...
Bu öykünülen Roma İmparatorluğuyla ilgili biz ne biliyoruz? Bir özet geçersek: Varlıklı elitin bolluk içinde, keyfine göre yaşadığı, yine aynı "soylu" kesimin kendi aralarında cumhuriyetçilik/demokrasicilik oynadığı bir zemin. Geniş bir coğrafyaya yayılmış işgalci bir devlet. Halkları köleleştiren hatta "spor" izleme hesabı bu insanları ölümüne çarpışmalara zorlayıp zamanın stadyumlarına topladığı on binlerce kişiye bunu izlettirme "üstün" zevkine nail olmuş bir toplum. Dünyaya gelecek diye vadedilen bu.
Post-modern karakterli yeniden paylaşım savaşının diğer önemli aktörleri de mesela Putin, Rus İmparatorluğu’nu ihya etmekten bahsederken Şi Cinping de bir taraftan kendinin sonsuza kadar Çin lideri olmasını garantileyip yeryüzünde de etkin bir imparatorluk kuruyor. Diktatör Erdoğan'ın vaadi de Osmanlı'yı diriltmek. Ancak faili ve ortak olduğu zulümle, her yerinden kan damlayan bir hortlağa dönüştüğünü fark edemeyecek kadar iktidar delisi ve ölüm korkusuyla sarmalanmış durumda. Bizlere ise diktatörlüğün bekası için en iyi ihtimalle sonsuza kadar karın tokluğuna çalışmak, "asker" olmak ve padişahın sağlığı için dua etmek düşüyor, yani modern kölelik...
Rejimin kölelik dayatması maalesef bazı karşılıklar buluyor ve onun ömrünü uzatıyor. Mesela yeniden millet-i sadıka olma hedefiyle hareket eden Ermenistan'daki Paşinyan yönetimi ve KDP liderliği böyle.
Tarihi referanslar yerine bugünün gerçeklerinden hareket etmek özgürleştiricidir. Geçmiş bir noktadan sonra pekala prangaya dönüşebilir. Dünyada sınırlı sayıda politikacı ve hareket 3. Dünya Savaşı'nın egemenlere kurdurduğu gündüz düşleriyle uyumlu değil. Bunların başında Rojava ve onun insanlık için yarattığı umut geliyor. Çünkü Rojava fikri insanların farklılıklarına rağmen bir arada yaşayıp, eşit-adil bir ilişki üzerinden kendi kendilerini yönetebileceklerini temsil ediyor. Ayrıca özgürlükçü bir laiklik anlayışının yanı sıra doğayla uyumlu komünal bir yaşamı vadediyor.
Bu yüzden Öcalan'a özgürlük çağrısı dünya halklarında karşılık buluyor; bu nedenle Jin Jiyan Azadî sloganları yerküreyi yankısıyla sarıp sarmalıyor...