Yeniden insan olmak
Aykan SEVER yazdı —
- Dünyanın genelinde egemenler, bir avuç elit hariç geri kalanları insan olarak görmüyor. İnsanlık adına ne varsa onu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Ancak bizlere yeniden insan olmamızın direniş ve mücadeleden geçtiğini unutturmayacak çok şey var.
ABD'de Trump yönetimi ülkeyi faşistleştirme politikalarına hızla başladı. Daha koltuğa oturur oturmaz iktidarın hiçbir "demokratik" dolayıma başvurmadan dikta timsali olan Trump'ın imzaladığı yüzün üzerinde kararnameden bahsetmiyorum; asıl eylem rejimin göçmenlere saldırmasıydı. Trump ve yandaşları daha iktidara gelmeden olası kurban/suçlu olarak göçmenleri seçmişlerdi ve onların üzerine gitmek zor olmadı.
İlk önce aralarında "Demokrat" yönetimlerin de olduğu çeşitli eyaletlerde suçlu ilan ettikleri göçmenlere dönük, "anavatanı savunuyoruz" naraları eşliğinde baskın ve toplu tutuklamalara giriştiler. Bu iş için çeşitli ve çok sayıda "güvenlik" birimlerini kullandılar. Baskınlar sırasında şiddet uygulayıp insanları kelepçelediler. Polisin saldırısına maruz kalanlar arasında bazı "esmer" Amerikan vatandaşları da bulunuyordu. Sonra bu insanları zincirleyip askeri uçaklarla çeşitli ülkelere gönderdiler. Meksika; Kolombiya gibi bazı ülkeler gönderilen uçakları kabul etmedi. Guatemala sessizce boyun eğdi. El Salvador'da hüküm süren diktatör Bukele ülküdaşlarına elbette destek çıkacaktı, bir de para kokusu almış olacak ki Trump ne kadar göçmen gönderirse başımızın gözümüzün üzerinde yeri vardır deyip buyur etti.
Honduras'ın solcu yönetimi ise önce kendi topraklarındaki ABD üssünü kapatmakla tehdit etti ve arkasından Latin Amerika ve Karayipler Topluluğu üyesi ülkeleri Perşembe günü acil toplantıya çağırdı. Honduras Devlet Başkanı Xiomara Castro, Trump politikalarına karşı direnilmesini istiyor. Brezilya, Meksika, Bolivya gibi ülkeler şimdiden Yankilere karşı Güney'in birleşmesi çağrısı yaptılar. Bütün bu çabalar belki hemen sonuç vermeyebilir ancak kendilerini insan olarak görmeyen Washington'daki Büyük Beyaz Baba'ya da öyle kolayca teslim olmayacaklarını ve direnmenin yollarını aradıklarını da belgelemiş oluyorlar.
Bu süreçte özel olarak dikkat edilmesi gereken bir husus var. Dijital patronlar bugünlerde kolayca yalan haberler üretebiliyor ve yaygınlaştırabiliyor. Bu sayede dünyanın genelini olan bitenle ilgili kolayca manipüle ediyorlar. Mesela Meksika yönetimi Trump'ın göçmen politikalarına baştan beri karşı çıkmasına rağmen önce Meksika-ABD anlaştı yalanı yayılıyor sonra Meksika yönetimi uçakların inmesine izin vermeyince oyun bozan olarak yansıtılıyor. Akabinde Meksika kartelleri askerimize ateş açtı deyip ordu Meksika'da göreve diye işgal çağrısı yapılıyor.
Trump'ın göçmenlere saldırı gösterisinde ana hedefi dışarıdan çok içerisiydi. İlk etapta başarılı oldu gibi. Zira ucuz iş gücü elimizden gidecek diye feveran eden büyük toprak sahiplerinden başka karşı çıkan yok. "Demokratlar" sessiz. Amerikan sokaklarında göçmenlere dönük şiddeti kınayan yok. Anlaşılan apolitikliği üst düzeyde yaşayan Amerikan toplumuna Musk türünden sermayedarların uyguladığı dijital terörün eşliğinde, Trump'ın faşistleştirme/pasifleştirme politikalarını kabul ettirmek zor olmayacak.
Bu operasyonlarda anlaşılan bazı gerçek çeteler de hedef alınıyor. Haberlere bakacak olursak bu gruplar önceden biliniyor. O zaman neden dokunulmadı? Yoksa "güvenlik güçleri" ile beraber çalışıyor olmasınlar? Demokrasinin beşiğinde olur mu öyle şeyler? Olur, olur hem de sakız çiğnemekten bile daha az zahmetli olsa gerek. Hatırlatayım zamanında Nikaragua'daki kontralara silah temin etmek için meşhur uyuşturucu kaçakçısı Escobar'a ve Panama Diktatörü Noriega'ya kankalık yapan bir devletten bahsediyoruz. Böyle bir devletin acaba göçmenler neden göç ediyor, bu işte bizim payımız var mıdır, onlara nasıl yardımcı oluruz ve insanca bir hayat yaşamaları için ne tür olanaklar sağlarız gibi sıradan sorular üzerine kafa yormasını bekleyemezsiniz.
Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi ABD de yalanlar ve illüzyonlar eşliğinde faşistleştirme/pasifleştirme politikasını tırmandırıyor. Askeri ve ekonomik gücüyle insanlığın ve dünyanın geleceğini tehdit ediyor. Dünyanın genelinde egemenler, bir avuç elit hariç geri kalanları insan olarak görmüyor. En iyi ihtimalle kendilerine hizmet edecek köleler olarak değerlendiriyorlar. İnsanlık adına ne varsa onu ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
Ancak bizlere yeniden insan olmamızın direniş ve mücadeleden geçtiğini unutturmayacak çok şey var. Onların izini süreceğiz...