Cinnet kuyusu

Aykan SEVER yazdı —

  • Suriye'de ise Esad güçleri barış aramak yerine TC ile paralel gündemle Rojava'ya saldırmayı tercih etti. TC-KDP ittifakı ise işgali genişletmek için yeni bir Êzîdî Kürt  soykırımı kotarmaya çalışıyor.

Barışa fazlasıyla acil ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Ancak insanlar dünyayı pekala cennet kılabilecekken kapitalist aklın eseri olan kölece boyun eğiş sayesinde adeta içinden çıkılmaz bir cinnet kuyusuna dönüştürdüler.

Bu boğucu konuyu 3. Dünya Savaşı'nın farklı yüzlerindeki gelişmelerle birlikte kısa kısa aktarmaya çalışacağım. İlki Ukrayna cephesindeki Kiev yönetiminin Rusya topraklarında yer alan Kurks bölgesine saldırması. Ukrayna ordusu burada toprakların bir kısmının kontrolünü ele geçirirken Rusya halen saldırıyı geri püskürtebilmiş değil. Putin yönetimi bölgeden sivilleri tahliye etmeye çalışıyor. Bu sürpriz saldırı Rusya'nın gücünün bir kez daha sorgulanmasını gündeme getirirken savaşı da yeni ve daha tehlikeli bir aşamaya taşımaya başladı. Bölgede bulunan nükleer santral risk altına girdi, aynı zamanda Zaporijya nükleer santralinden de yangın haberi geldi. Çernobil'e benzer bir felaket gerçekleşirse kimin haklı olduğunun, ne yaptığının artık o saatten sonra çok öneminin olmayacağı bir durumla karşı karşıyayız. Ayrıca tarafların nükleer silah kullanma riski de giderek artıyor.

İkinci cinnet kuyumuz Orta Doğu'da. İsrail pervasızca Filistin halkının katletmeye devam ediyor. Artık dünya seyrediyor falan demiyorum, zira bu katliamlar o kadar sıradan hale getirildi ki maalesef dönüp bakanlar da azaldı. Netanyahu rejimi Gazze'ye 200 günde 75 bin bomba atmış, kimin umurunda?

Hizbullah füzelerini İsrail'in üzerinden eksik etmezken ha saldırdı ha saldıracak denilen İran'ın bu hafta İsrail'e karşı yeni bir atak yapacağı haberleri arttı. Suriye'de ise Esad güçleri barış aramak yerine TC ile paralel gündemle Rojava'ya saldırmayı tercih etti. TC-KDP ittifakı ise işgali genişletmek için yeni bir Êzîdî Kürt  soykırımı kotarmaya çalışıyor. Maalesef Orta Doğu'nun bütünü devam eden küçük çatışmaların giderek genişleyebileceği büyük bir ateş topuna dönüşme potansiyeli taşıyor. Elbette bu herkesi yakacaktır...

Dünyanın genelinde irili ufaklı bu cinnet halini besleyen başka olaylar da oluyor. Mesela Brezilya'da 61 kişinin hayatını kaybettiği bir uçak kazası oldu. Neden olduğunu bile anlayamadık. 

Ayrıca başta Yunanistan olmak üzere kuzey yarım küre yangınlardan geçilmiyor, seyrediyoruz...

Bangladeş'te ise yoğun protestolar sonrası 15 yıldır iktidarda olan Başbakan Şeyh Hasina ülkeden kaçtı. Buraya kadar "normal". Ancak 2021'dekine benzer bir biçimde arada fırsat bu fırsat hesabı Hindulara ve tapınaklarına saldırılar da yapıldı. Bangladeş'i yakından izleyen ve Hindistan'daki Müslümanlara diş bileyen Başbakan Modi ve taraftarları için kuşkusuz bulunmaz nimet. Umarız bölgenin tamamını içine alma potansiyeli taşıyan kanlı gelişmelerin bir an önce önüne geçilir.

Afrika'da ise post-modern karakterli yeniden paylaşım savaşının her gün yeni ve kanlı bir sahnesine şahit oluyoruz. Özellike Sahel Kuşağı denilen bölge TC dahil belli başlı emperyalist güçlerin çekişmesinin odağında. Ayrıca sürece El Kaide ve DAİŞ uzantısı çeteler de aktif olarak dahil oluyor.  Çatışma ve saldırılarda her gün siviller dahil yüzlerce insan öldürülüyor.

Ya İngiltere'de olanlara ne dersiniz? Haftalarca ırkçı gruplar göçmenlere karşı şiddet kampanyası düzenledi. Nihayet anti-faşistler bir araya gelerek bu saldırıları sokakta karşı koyarak engelledi. O ara İngiliz devleti faşist güruhu engellemekle değil, muhtemelen el altından desteklemekle meşguldü. Başta Almaya olmak üzere başka Avrupa ülkelerinde de faşist kesimler gözlerine kestirdiklerine saldırmak için fırsat arıyor.

Egemen sağ zihniyetin insanlığı kendi yarattığı cinnet kuyularında boğmaya çalıştığı açık, ancak onların bu niyetinin farkında olanların boyun eğmeyeceği ve yenilmeyeceği de...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.