Dönemin putu para
Ahmet TURHALLI yazdı —
- Günümüzün en büyük ve hatta tek ve tartışmasız putu paradır! Bu put insanlık ailesi içerisinde en fazla itibar görmekte ve yüceltilmektedir. Devletler, cemaatler ve cemiyetlerin hemen hepsi, bu putun şefaatine nail olmak için birbirlerini boğazlamaktadırlar.
Put ya da putlaştırma denildiğinde günümüz Müslümanlarının aklına sadece taştan yontma olan heykeller gelmektedir. Hz. Muhammed (sav) döneminde meşhur olan ve Mekke de bulunun üç büyük put; Lat, Menat ve Uzza gibi putla zihinlerde canlanmaktadır. İslam’ın insana kazandırmak istediği inanç ve maneviyat ise; sadece yontulan taşların parçalanması olarak anlaşılırsa, bu durum kişi ve topluluklarda sınırlı ve eksik bir yansıma bulacak ve kısa dönemde inançta sapmalara götürecektir. Bu anlayış bir putlaştırma halini ortadan kaldırmakla birlikte, başka putlaştırmalara kapı aralayacaktır. Bir taraftan putlar yıkılıp parçalanırken, diğer taraftan yeni putlar ikame edilecek ve putperestlik farklı biçimlerde kendini sürdürecektir. İnsanoğlunun Allah yani yaratıcı dışında, hiçbir şeye mutlak bağlanmasının doğru olmadığı, inancın sadece akılla ve idrakle yaratıcıyı bulma ile gerçekleşebileceği Kur’an da anlatılmaktadır.
"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla (yani tefekkür, yoğunlaşma ve hakikati bulma anlamında) huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.“ (Rad 18)
Ancak aklın çalıştırılması, özgürlük mefkuresi ve vicdan özerindeki perdenin kaldırılması ile inanç sağlamlaştırılabilinir. Bunun tersi olarak gerçekleşecek bir amel, sadece mefkurede ve insan zihninde bir yer değiştirme olarak kalacaktır. Maddi ve görsel olarak kırılacak ve kırılmış olan putların, insan üzerindeki etkileri geçici olacak ve eski putların yerine yeni putlar alacaktır. Allah ve onun kelamı Kur’an insanı özgürlüğe, adalete, zulme karşı mücadeleye, ruhi ve idraki arınmaya, eşitliğe, iyilik yapmaya ve yardımlaşmaya çağırır. Eğer bir çağrıda sömürme, aldatma ve kötülük yapma mevcut ise, bu Allah çağrısı değildir/olamaz.
“Ey insanlar! Allah’ın vaadi gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Usta olan da sizi Allah adına aldatmasın.”(Fatır 5)
O dönemin Müşrikleri de toplumu ve İnsanları Allah adına aldatıyorlardı. Putları Allah’ın kızları diye isimlendiriyor ve bu putlara boyun eğme, onlara kurban adama ile dindar olunabileceğini vaz ediyorlardı. İlahi çağrı bu putları tarif ederken, toplumun din ve Allah adına, iyilik ve kutsallık adına aldatıldığından söz ediyor ve bu durumun rededilmesi isteniyordu. Nemrut dönemindeki Putperestlik anlatılınca da aynı konular ve yaklaşımlar canlandırılıyor. Allah ve kutsalları, iktidar ve maddi güç elde etmek için nasıl pervasızca kullanılmasından söz edilmektedir.
“Dinleri de dirhem ve dinarları olacaktır. İşte onlar mahlûkâtın en şerlileridir. Onların Allah katında hiçbir nasipleri yoktur.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, XI, 192/31186)
Bu ayet ve hadislerde hangi putun insanı daha fazla yoldan çıkarabileceğini ve onu sapıtacağı hakikati mevcuttur.
Hz. Muhammed (sav) dönemindeki putların para ve mal elde etmek için taştan yontulan figürlerden oluştuğu gerçeği anlatılırken, taştan yontulan putların para ve iktidar devşirmek için yapıldıkları vurgulanmaktadır.
Tarihte böylesi dönemlerin çok fazla olduğu ve toplulukların bu putlar aracılığı ile sömürüldüğü gerçeği açıkça ifade edilmektedir.
Günümüzün en büyük ve hatta tek ve tartışmasız putu paradır! Bu put insanlık ailesi içerisinde en fazla itibar görmekte ve yüceltilmektedir. Devletler, cemaatler ve cemiyetlerin hemen hepsi, bu putun şefaatine nail olmak için birbirlerini boğazlamaktadırlar. Allah’ın ve dinin en fazla istismar edildiği alan tam da burasıdır. Para kazanmak için hiç bir kaide ve kural tanınmamakta, insanlar para elde etmek için her yola başvurmaktadırlar. Milyarder olanlar, daha fazla milyar kazanabilmek için her ameli pervasızca işlemektedirler. Günümüz insanı ve dindar geçinenlerin ekseri zamanı, para kazanmak için harcanmaktadır. Allah ve din olguları değerler olarak hayatlarımızda neredeyse yok hükmündeler. Allah’ın hükmü diye konuşmaya başlayanlar, paranın hükmüne teslim olmuşlardır. İslam ve din diye işe başlayanların hemen hepsi, bankalarda ve yastık altlarını para doldurmakla hayatlarını neticelendirmektedirler. İstisna şahsiyetler olmakla birlikte, genel durumumuz bu minvaldedir. Dönemin putu para, bütün hayatlarımızı ve zamanlarımızı esir almıştır. İnsanlar para peşinde koşmakta ve onu fazlalaştırmak için enerjilerini harcamaktadırlar.
"Dinleri dirhem ve dinar olanlar mahlukların en şerlilerdir“ diyen peygamber ne kadar da haklı imiş: Bugünün insanı kapitalist sistemin kulu ve kölesi olmuş durumdadır. İnsanlar ölüyor, vahşet var, özgürlük yok, dini değerler yok olmuş, ahlak bitmiş insanlık tükeniyor onu hiç ilgilendirmiyor. O sadece para putunun şefaatini elde etmekle meşgul. Kişi ne kadar zaman neye harcıyorsa, o ona inanmaktadır. Gerisi kendini ve çevresini aldatmaya yöneliktir.
Kur’an ve peygamber bin dört yüz yıl önce, bu durumları bize haber vermiş ve nasıl yaşamalı sorusuna cevap oluşturmuşlardır. Peygamberimiz (sav) vefatından hemen önce validemiz Aişe’ye "evde bulunan dirhemleri ihtiyaç sahiplerine dağıt, yoksa ben Allah’a hesap veremem" derken onun ümmeti olduğunu söyleyenler, son nefesine kadar para toplamakla meşguller. Ölüm anlarında dahi etrafında ve beyninde para dışında bir şey bulundurmayanlar, bu peygamberin ümmeti mi oluyorlar? Günümüz insanları para putunu yüceltmeye devam etmekteler. Oysa Kur’an manevi değerlerin yüceltilmesini istemektedir.
"Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru"derler." (Al-i İmran,191)
Günümüzün en büyük azabı Para putuna inanmaktır.
Yok mu İbrahimi ve Muhammedi dine inanıp, para putunu yerle yeksan edecek bir topluluk?