Milletlerin mücadelesinde kültür

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Kürt milletinin kültürü; cesaret, cömertlik yardımlaşma, birbirlerine bağlılık, misafirperverlik, haklının yanında saf tutmak ve direniştir. Bu kültür on binlerce yıldır Mezopotamya’da oluşagelen köklü bir insanlık kültürüdür. Bazılarının kültürü ise, talan, gasp, katletme, el koyma, işgal ve yıkımdır.

Kültür, bir toplumu diğer toplumlardan farklı yapan, geçmişten günümüze aktarılan, farklılıkları olan kendine özgü, sanatı, inançları, örf ve adetleri, anlayış ve davranışları ile onun kimliğini ve benliğini oluşturan yaşayış ve zihniyetin birey ve toplumsal yaşamda oluşmasının adıdır.

Kültür bir milletin tarih içerisinde oluşan kimliğidir. Geçmiş ten günümüze dek ilmik ilmik örülen toplumsal olgudur.

Milletler kültür ve medeniyetleri ile tanınır ve insanlık tarihi içerisinde yerlerini alırlar. Kültür aynı zamanda milletlerin gelişim göstergesidir. Birçok milletin yaşam tarz ve standartları; yerleşimden sanata, edebiyattan imara, folklordan müziğe, toplumun kimliği, hafızası ve öz benliği olan kültürel mirasıdır. Kadim Mezopotamya kültür ve medeniyeti ise, Kürdistan’ın insanlığa katkılarını ve cömertliğini hepimiz bilmekteyiz. İlk bu topraklarda hayvanlar evcilleştirildi. İlk buralarda ziraat geliştirildi ve ilk bu topraklarda insanlık barınmayı ve yerleşik hayatı gördü.

Bu topraklar insanlaşmayı ve insanlığı kendi beşiğinde salladı ve emek harcayarak onu büyüttü.

İnsanlık Mezopotamya’nın rahminden doğdu, büyüdü ve olgunlaştı.

Nuh’un gemisi Cudi’ye demirledi ve İslam’a göre, insanlık bu topraklarda yeniden filizlenip serpildi.

“Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na karşı sorumluluklarını hakkı ile yerine getireninizdir. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat 13)

 Bu ayet-i kerimede insanlığın hayat ve varoluşsal serüveni anlatılırken, kültür farklılıkları ve etnik farklılıklara da vurgu yapılmaktadır. Kültürel ve etnik farklılıkların bir üstünlük ve zulüm aracı olarak kullanılmasının doğru olmayacağı haber verilmektedir. Kültürlerin oluşumunda yaratıcının emeği ve ona şükran sunmanın da bir gereklilik olduğu aktarılmaktadır. Allah emek harcayarak insanı var etmiştir! İnsan Allah’ın emeği ile var edildiği için insanın emeği ile var olanların esas zemininde, yine Allah’ın emeği vardır. Vahi olan Kur’an oluşan emekleri anlatırken, faydalı ve zararlı davranış biçimleri ve zihniyetleri de birbirinden ayırarak netleştirmektedir. Kur’an bu konularda somut olarak sonuçlar üzerinden tahliller yaparak, insanlığın oluşturmuş olduğu kültürleri açıklamaktadır. 

“Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmez misin?

Ancak iman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar, Allah’ı çokça ananlar ve haksızlığa uğratıldıktan sonra kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık ve zulüm edenler, nasıl baş aşağı olacaklarını yakında göreceklerdir.” (Şuara 225-226-227)

İslam öncesi Arapların zihniyet dünyasını ve yaşam biçimlerini anlatan Kur’an; kötülük olarak adlandırdığı bu kültürün insanlık için zararlı olduğunu inanlara kavratmaya çalışmaktadır. 

Birbirlerini boğazlayan, hakka değil güce dayalı bir yaşam sürdüren, kız çocuklarını diri diri gömen, kadına hiçbir hak tanımayan ve onu meta olarak gören, sömürü ve talanı kültürleştiren bir kültürü eleştirip, yerine birey ve toplumun faydasına olan bir kültür inşa etmeye çalışmaktadır. 

Yararlı ve güzel işler yapan bir kültürün, yalan ve aldatmayı kültür edinenlerden daha faydalı olacaklarını anlatmaktadır. Saldırılara ve zulme karşı kendilerini birlikte savunanların kültürü başkadır, direnmeyi kültür haline getirenlerin, kötü kültür sahiplerini devirecekleri müjdesi de verilmektedir.

Kürt milletinin kültürü; cesaret, cömertlik yardımlaşma, birbirlerine bağlılık, misafirperverlik, haklının yanında saf tutmak ve direniştir. Bu hem yazılı kayıtlarda hem de sözlü ve yaşamsal geleneklerimizde günümüzde de mevcudiyetini sürdürmektedir.

Bu kültür on binlerce yıldır Mezopotamya’da oluşagelen köklü bir insanlık kültürüdür.

Bazılarının kültürü ise, talan, gasp, katletme, el koyma, işgal ve yıkımdır.

Günümüzde kültür emperyalizmi denen olguda, iyi ve faydalı olan kültürlerin yerine, sömürü aldatma ve parçalama kültürünün ikame edilmesidir. 

Yarım asırdır Kürdistan’da kötü ve zararlı kültüre karşı savaşan ve büyük bedeller ödeyen ulusal mücadelemiz, tarihte Kürtlerin oluşturmuş olduğu zengin ve köklü kültürü tekrardan ortaya çıkarmış durumdadır. Mücadelemiz, talancılığa, yalancılığa, hırsızlığa, dinsizliğe, sömürüye ve parçalanmışlığa karşı, kendi köklerinde var olan, sömürgecileri tarafından dumura uğratılan insanı, bir arada yaşama ve barış kültürünü ilmik, ilmik örmeye devam etmektedir. Talancı ve işgalcilerin korkusu bu insani ve gelişkin kültürün yeniden canlanması ve hayat bulmasıdır! Hasankeyf’e ve bütün mirasımıza vahşice saldırıp yok etme sebepleri de zengin olan kültürümüzdür. 

Mücadele yürüten Kürtler, kendi kodlarında var olan ve binlerce yıllık emekten sonra oluşan asli kültürlerini savunmak ve yaşatmak mücadelesini sürdürmektedir.

Govendlerinden giyimlerine, yemeklerinden içeceklerine, barışseverliklerinden özgürlük tutkularına, oturmalarından konuşmalarına her yerde ve her zaman bu kadim ve asil kültürü sahiplenme ve yaşatma mücadelesini vermelidirler. Doğru ve faydalı kültürü yaşatmak Kur’anın çağrısıdır! Ülkemizi işgal edenler, bizleri katl edenler, malımızı çalanlar ve ülkemizi talan edenler, bize ne kültürü ne dini ne de insanlığı anlatamazlar, veremezler.

Bu vahşilerin bize din kültürü olarak öğretmeye çalıştıkları ve din diye satmaya çalıştıkları şey; Narin gibi bebeleri katl edip torbaya koyup üzerine 20 kg taş bağlayarak dereye gömmek ve sonrada gidip abdest alıp namaz kılmaktır. İşte bugün milletimize ikame edilmeye çalışılan din kültürü budur! Unutmamak gerekir ki, bu İslam kültürü ve bizim kültürümüz değildir. Bu Türk, Arap ve Fars işgal ve vahşet kültürüdür. Bütün Kürtler her yerde kendi kültürlerine sahip çıkmalı ve onu yaşatmalıdırlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.