Ramazan’ı karşılarken
Ahmet TURHALLI yazdı —
- Ramazan din adına toplumu ve bireyleri manipüle ederek sömürmeye çalışan, tutucu ve gerici sistemlere karşı, mücadele etmek için bilenmenin ayıdır.
Bir Ramazan ayına daha ulaşmış bulunmaktayız. Bin dört yüz yıldan daha fazla bir zamandan beridir kutsanan ve kutsallaşan Ramazan ayı, Kur’an’ın nazil olduğu ay hasebi ile değerli ve kıymetlidir. Bu ayda vahyin ilk emri "Oku" ile, temiz zihniyet, akıl, bilgi, vicdan, ahlak ve bir tek Allah’a iman etmenin vazife ve sorumluluğu da Hz. Muhammed (sav) tevdi edilmiştir. Bu ay Kur’an ayı olarak da bilinir.
Tarihin bu kesitinde, düşürülen toplumda yeniden din ve insanlık değerlerinin ikame edilmesi, kendi hakiki özleri ile buluşma mücadelesinin başlama noktası Ramazan ayıdır. İnsanlık ve bu dine inandığını söyleyenler, Hz. Muhammed (sav) rehberliğinde yürüttükleri zorlu mücadele ile muzaffer oldukları için bu ay değerli ve anlamlı olmuştur. Kur’an ve Hz. Muhammed (sav) Ramazan ayının iman ve zihniyet açısından anlam ve önemini, idrak etmenin ve bu idrakin yaşama aktarılmasını, Müminlerin bunu sürekli heyecanla karşılamasını istemeleri, şahsın kendisini manevi olarak hazırlaması anlamındadır.
Ramazan ayı dünyadaki insanlığın dahi haberdar olmadığı, isminin bilinmediği, kuru taşlık ve çorak bir arazide ticaretle ve Hac gelirleri ile hayatlarını sürdüren bir toplumu karanlıklardan aydınlığa çıkarma mücadelesinin başlama noktasıdır.
Ramazan, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ve arkadaşlarının düşünce ve iman fırtınasını elde etmek için, yoğunlaştıkları aydır. Bu düşünce yoğunlaşmasının adı itikaftır. Kendini hesaba çekmektir, bir yıl boyunca yaptıklarının muhasebesini yapmak ve kendisi ile yüzleşmektir. Kötü alışkanlıkları terk edebilmenin ve onlara karşı güzel ahlakla yeni ve temiz bir hayata başlamaktır. Mescitlerden dışarı çıkmadan kendini ıslah ederek ve yenileyerek hayata ahlaki katılmaktır.
Arap yarım adasında başlayan ve dünyaya yayılan bir dini inkılabın ilk ışınları Ramazan’da yansımıştır.
Ramazan din adına sömürü ile iktidarda kalanları devirme ayıdır.
Ramazan din adına toplumu ve bireyleri manipüle ederek sömürmeye çalışan, tutucu ve gerici sistemlere karşı, mücadele etmek için bilenmenin ayıdır.
Ramazan da putların arakasına sığınarak, insanları aldatma işleri ile meşgul olanlara, din bezirganlığı yapanlara, zulm edenlere karşı ses çıkarma ve itiraz etme ayıdır.
Ramazan ayında dinler adına sömürü sistemleri inşa edenler deşifre edilmiş ve dini hakikat zuhur etmiştir.
Ramazan da gericilik ve irticaya karşı, ilericilik, akıl ve tefekkür harekete geçmiştir.
Ramazan’da hakikatle yalan, zulüm ile adalet, doğru ile yanlış, hidayetle delalet, doğru dinle sahte dinler, birbirlerinden bariz bir biçimde ayrılmışlardır.
Sıradan ve sahte olan ibadetle, sadece Allah için olması gereken ibadetler fark edilmiştir.
Kur’an’ın Ramazan anlatımı:
İnsanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. (Bakara Sûresi 185)
Allah insanlara aydınlığı ve karanlığı birbirinden ayırmak için Ramazan ayında Kur’an’ı indirmiş ve Müminlerin Kur’an’ın doğum gününü kutlamalarını istemiştir. Bu doğum gününü oruç (aç ve susuz) ibadeti ile karşılamamızı istemiştir.
Oruç ibadeti ile zorluklara karşı direniş yolu gösterilmiştir. Midelerine söz geçiremeyenlerin, nefislerine yenilecekleri anlatılmıştır. Oruç ve ibadetler ile kişinin arınması ve maneviyatının tekamülü sağlanmıştır/sağlanacaktır.
Oruç ile İslamı anlama, hannaslara, zalimlere, münafıklara karşı mücadele şuuru geliştirilmiştir/geliştirilmelidir. Oruç ile ahlak ve empati kişinin nefsine derc edilmiştir.
Bu ayda inzal olan Kur’an, kişinin kendi nefsine ve çevresine zulm etmesini yasaklanmıştır. İnsan hakkına girmeyi en büyük günahlardan saymıştır. Yalan konuşmayı, fesadı, fitneyi, gıybeti, iftirayı, fahşayı, uyuşturucuyu, aldatmayı ve katli yasaklamıştır.
Ramazan ayında inen Kur’an’ın inşa etmek istediği kişi ve toplumun ahlaki temel değerleri, bu kötü alışkanlıklardan arınmakla imkan dahiline girmiştir/girecektir.
Bugün artık kimse Ramazan’da Kur’an’ın inşa etmek istediği ve Müminin hedefi olarak belirlediği bu ahlaki prensiplerden ne yazık ki söz etmemektedir.
Ramazan’da fakiri düşünen yoktur. Saraylar ve beş yıldızlı lüks otellerde, zengin sofralar kurulmakta, israf, gösteriş ve şaşaa yarışları vardır.
Artık ibadetler Allah için değil, gösteriş içindir.
Ramazan’ı karşılayanların kahir ekseriyeti iktidarda olup millete acı yaşatanlarla aynı saflarda namaza durmakta ve onlarla aynı iftar sofralarına oturmaktalar.
Artık Kur’an’ın ve gerçek Müminin izzeti kendilerine müslümanım diyenleri ilgilendirmemektedir.
Günümüzde Türk İslam sentezi ve iktidar islamcılığı yapanların saflarında duranlar şu hakikatten habersiz midir ler?
İktidar dindarları ve onlarla birlikte hareket edenler, gafillerle, katillerle, yalancılarla, iftiracılarla, uyuşturucu tacirleri, fuhuş ve insan ticareti yapanlarla, faizci ve tefecilerle, kadın ve çocuk katilleri ile aynı saflarda namaza durmaktalar, aynı iftar sofralarına oturmakta ve eğlenmekteler.
Ramazan’da inzal olan Kur’an’ın kesinlikle yasakladığı ve bu yasaklardan kaçınanların ancak dindar olabileceğini bu ayda hatimler indirdiğimiz Kur’an söylemektedir.
Kur’an hatimleri indirenler, Kur’an’ın içindeki emir ve yasaklarla ilgilenmemektedirler.
Kur’an ahlakından ve vicdanından uzaklaşmış ama kendisini aç ve susuz bırakarak Kur’an’a inandığını sananlar Ramazan’dan istifade edemezler.
Kur‘an’ı anlamı ile ibadet edenlerin, samimi ve dürüst Müminlerin Ramazanları hayırlı ve uğurlu olsun.