Küresel demokrasi kongresine doğru
Nurettin DEMİRTAŞ yazdı —
- Demokrasi cüret gerektirir. Küresel kapitalizme meydan okuyanların cüretinden kuşku duyulamaz. O halde zaman geçirmeden direnenlerin büyük birliğini kurmak için kolları sıvamalıyız.
Özgürlük kampanyası sayesinde şimdi sadece Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olan değil, bizzat her yerde kapitalizmle sistemli tarzda mücadele etmeyi tek yaşam şansı olarak gören bir zihniyet gelişiyor.
Uluslararası komployla kurulan İmralı işkence sistemi sürdürülemez hale geldiği halde kapitalist modernite güçleri her an yeni savaşlar çıkararak bu sistemi ayakta tutmaya çalışmaktadır.
10 Ekim’den bu yana süren hamle, her zamankinden daha açık ve çarpıcı şekilde göstermiştir ki Kürt soykırımı, devletli uygarlığın son aşaması olan ve gittikçe çözülüşe uğrayan kapitalist sistemin vahşi saldırıları temelinde geliştirilmekte; buna karşı direniş de her zamankinden daha küresel bir hal almaktadır.
Bu durum sadece mücadelemizin farklı ülkeler ve halklar nezdinde tanınması anlamına gelmiyor, niteliksel bir fark ortaya çıkmıştır. Bu gelişme hem halk tarihimiz hem de toplumsal mücadeleler tarihi açısından yeni bir aşamayı ifade etmektedir.
Kapitalizmin şerbetinden içen herkesi uyarıcı bir süreç yaşanmaktadır. Herkes bir yönünü değerlendiriyor. “Kapitalizmden nefret ederek kusmak gerekir” diyen Önder Apo’nun farkı böylece ortaya konuluyor.
Şimdiye dek sosyologlar insan özgürlüğü önündeki engeller hakkında araştırma yaptılar. Zygmunt Bauman’ın deyimiyle “Tutsaklık Bilimi” yaptılar: Tutsaklık Sosyolojisi!
Buna karşın Önder Apo alternatif düzeyde bütünlüklü bir yaklaşımla Özgürlük Sosyolojisini geliştirdi. Bu sayede toplumun tüm kesimleri ve tüm insanlık için filozofik, teorik, akademik ve toplumsal düzeyde yeni bir farkındalık ufku açılmış oldu.
Önemli olan bu farkındalığın yeni bir toplumsal zihniyete ve örgüte dönüşmesidir.
Özgürlük kampanyası sayesinde şimdi sadece Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olan değil, bizzat her yerde kapitalizmle sistemli tarzda mücadele etmeyi tek yaşam şansı olarak gören bir zihniyet gelişiyor.
Tarihi Köln mitingi bir anlamda Küresel Demokrasi hamlesiydi. Bunun örgütlenme alanında da somut karşılığını bulmaması için hiçbir sebep yoktur.
Artık küresel düzeyde bir örgüte kavuşmanın zemini güçlü şekilde oluşmuştur. Bugüne dek yapılan konferanslar ve hamle süreci Küresel Demokrasi Kongresi’ne giden yolun taşlarını döşemiştir.
Belki bölgesel örgütlenmelerden -özellikle Ortadoğu’dan- küresel örgütlenmeye gitmek daha mantıklı görünüyor fakat savaşların kasıp kavurduğu bölgede iki insanın bir araya gelmesi bile kolay değildir. Ancak bu da mutlaka başarılması gereken bir görevdir; üstelik potansiyel olarak dünyanın her yerinden daha büyüktür ve bizim için kaçınılmazdır.
Önder Apo Ortadoğu kaosunun çözüm anahtarını “demokratik ulus” perspektifiyle sunmuştur. Demokratik modernite paradigmasıyla da tüm insanlığa yeni bir kapı açmıştır.
İnsanlığın ve doğanın nefes alabileceği alternatif sistemi tanıyan herkes küresel demokrasi hareketine dahil oluyor; ses veriyor, renk veriyor.
Kapitalizm ve onun uluslararası komplo saldırılarına karşı yeni paradigma temelinde küresel direnişi örgütlemek her şeyden önce büyük bir ideolojik mücadele işidir.
Önder Apo’yu okuma günlerinde görüldüğü gibi mücadelenin küresel düzeyde yürütülmesi aynı zamanda büyük akademik çalışmaları, daha radikal eylemleri ve daha kalıcı ve etkili örgütlenmeleri gerektiriyor.
Katalonya, Bask gibi alanlarda Önderlik paradigması doğrultusunda akademilerin kurulması tarihsel önemde gelişmelerdir ve yaygınlaşması potansiyeli büyüktür. Bu gibi örnekler daha büyük adımların atılmasına vesile olacaktır.
Dünyanın en büyük direniş örgütünü hayal edebiliriz. İnsanlığın tüm direniş mirasını arkasına alan, bugüne dek görülmemiş düzeyde büyük bir küresel örgüt kurmak mümkündür.
Asya’dan Afrika’ya ve Latin Amerika’ya dek her yerde sistem içi güçlerin çekişmesi yüzünden demokrasi güçleri büyük bir saldırı altındadır. Darbelerle, sahte seçim aldatmacalarıyla başa geçirilen milliyetçi faşist güçler karşısında demokrasi bayrağını küresel düzeyde yükseltmenin zamanıdır.
Gezegenimizi yok oluşa sürükleyen kapitalist savaş çılgınlıklarını demokrasinin gücüyle kuşatıp sınırlandırmak mümkündür. Bunu başarmak, insan vicdanının kaldıramayacağı kadar büyüyüp yaygınlaşan açlığın, yoksulluğun, korkunç acılara yol açan göçmenliğin hızla azalmasını da beraberinde getirir.
Küresel demokrasi gücünü kadın özgürlüğünden, gençlik dinamizminden, halkların eşit ve ortak yaşam anlayışından alıyor. Bugüne dek kadın ve gençlik öncülüğünde yapılan uluslararası konferanslar tarihi değerde olmuş ve dünya kongresine çağrı anlamını taşımıştır.
Dünyanın her yerinden katılımlarla demokrasi kongresini inşa etmeye cesaret etmenin zamanı gelmiştir.
Demokrasi cüret gerektirir. Küresel kapitalizme meydan okuyanların cüretinden kuşku duyulamaz. O halde zaman geçirmeden direnenlerin büyük birliğini kurmak için kolları sıvamalıyız.
Önder Apo’ya uygulanan büyük zulme son verecek olan hamle sürecine katılan herkes bu küresel direnişi, Demokrasi Kongresi’yle taçlandırma onurunu yaşamak ister.