Recep Tayyip: CHP’nin de inine gireceğiz!

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Boşuna ter dökmeyin. Recep bey sizin elinizden altın tepside ikram etseniz bile ne bir lokma ekmek yer, ne bir yudum su içer. Dini itikadı nedeniyle değil. “Ne olur ne olmaz” hesabıyla, parmağını bile dokundurmaz. 

“Forslu bayrak istedik.”

Özgür Özel böyle dedi. Erdoğan birkaç gün sonra CHP’ye iade-i ziyarette bulunacak ya, o nedenle Cumhurbaşkanlığı forslu bayrağı istemişler. Oturma düzenini de açıklamışlar. İki koltuk olacakmış, birinin tepesinde CHP bayrağı, ötekinin tepesinde forslu Türk bayrağı püfür püfür salınacakmış. “Ne ikram edeceksiniz” sorusuna Tayyip Erdoğan ne isterse onu ikram edeceklerini açıklamışlar.

Çok ayıp. Türk geleneklerine göre misafir umduğunu değil bulduğunu yer. Ne biçim Türklük böyle!

Yine de ben CHP’li aşçıları, çaycıları uyarayım. Boşuna ter dökmeyin. Recep bey sizin elinizden altın tepside ikram etseniz bile ne bir lokma ekmek yer, ne bir yudum su içer. Dini itikadı nedeniyle değil. “Ne olur ne olmaz” hesabıyla, parmağını bile dokundurmaz. Adam önünde dizilmiş generallerin bile tabancalarının şarjörlerini toplatıyor, namluya sürülmüş mermi olup olmadığını bile kontrol ettiriyor. Çözüm sürecinde “zehir olsa içerim” dediğine bakmayın. Çanağınızı, tasınızı koklamaz bile.

Neden? CHP’li kardeşlerimiz unutmuş olsa bile Recep Bey’in kendisi Anayasa dışı yoldan Cumhurbaşkanlığını gasp ettiğini hiç unutmuyor. Böyle durumlarda vaktiyle Şeyhülislamların “gasıptır katli vaciptir” dediklerini de aklının bir köşesinde hıfzetmiş bulunuyor. Hele şu yakınlarda İran Cumhurbaşkanı’nın “kaza yoluna gitti Reisi” oluşundan sonra Bahçeli’nin “Türkiye’de de benzer işler olur” demesi yok mu, Recep’in rüyalarını kabusa çeviriyor.

Benden size söylemesi. Pek yakında Saray’dan sürü sürü telef edilmiş köpek leşleri çıkarılmaya başlanırsa hiç şaşırmayın. Sebebini anlatayım: Sarayın aşçıları, yamakları, komileri, bulaşıkçıları filan tüm Saray “proletaryası” asgari ücretin bir gıdım üstünde aldıkları maaşlarla geçinemediklerini, daha önce verilen ikramiyelerini “tasarruf” adına artık alamadıklarını Özgür Özel’in kulağına fısıldamışlar. Şimdi kendinizi Recep’in yerine koyun. Saray’da potansiyel terörist, suikastçı, darbeci kaynıyor. Aklınız başınızdan gider. Ecdatlarından Abdülhamit Han Hazretleri gibi Saray’a kapanan Recep’in bu durumda neler yapacağını düşünün. Siz onun yerinde olsanız vesveseye kapılmaz mısınız? Hele bir de dedikoduya göre damadınız Saray’dan kovulan Soylu’yla ve gözünü kan bürümüş moruk seri katil Bahçeli’yle birleşip İçişleri Bakanı’nın koltuğuna göz diktiğinde ne yaparsınız? Sizi zehirlenmekten korumak için görevli Soylu’nun polisleriyle kuşatılmışsınız. Damat bugün bunların başına geçse durur mu? Alın size bir Saray darbesi ihtimali daha. Recep rüyasında mutlaka Özal’ı görüyordur. Rahmetli ona “tarihine bak, nice baba katili sultan şimdi Vahdettin Sarayı’nda oturduğun koltukta hüküm sürdü” dedikçe, Recep yatağından bir metre yukarıya mutlaka sıçrıyordur.

Şu sıralar sokak köpeklerini itlaf etme yasa tasarısı var ya, bu tasarı Saray’daki köpeklerin itlafını meşrulaştırmak için hazırlanmışa benziyor. Günde üç öğünlük her yemekte en az onar çeşit meze, çorba, çay, şerbet, sebze, et üzerinden hesap ettiğinizde otuzu aşkın her tabaktan bir köpeğe tadımlık verileceğini, Saray içi darbe köpürdüğünde o zavallı köpeklerin yemeğe katılmış zehirleri yedikten sonra ağızlarından salyalar boşala boşala debelenerek telef olduğunu bir düşünün. Siz olsanız ne yaparsınız, bu ekolojik jenosidi çıkardığınız bir kanunla meşrulaştırırsınız. “Dış güçler kuduz şüphesi olan sokak köpeklerini Saray’a sızdırdılar, bu terörist saldırıya Başkomutan Recep ve kahraman güvenlik kuvvetlerimiz gereken cevabı verdi, günde otuz köpek telef edildi” diye bir de gazete manşeti hazırlarsınız.

“Bu ne biçim yazı” diyen adama, “monşer bu politik satır yazısı” dediğimde, tahmin ediyorum ki, “ne satırı ulan, kimi keseceksin?” diye üstüme yürüyecektir. Şimdiden bu yazının siyasi mizah yazısı olduğunu her ihtimale karşı not edeyim.

Yazı mizahi ama yine de CHP mutfağı yazıyı dikkate alsın. Boşuna misafirimize acaba ne ikram etsek, kendisinin isteyeceği içecek ve yiyecekler için acaba ne hazırlık yapsak diye kafa patlatmasın. Bir zamanlar eski Genelkurmay Başkanlarından biri yemeğini “sefer tasıyla” evden getirirdi ya, Recep de nevalesini mutlaka bir çıkınla yanında getirecektir.

Veeee… Her ihtimale karşı kendisi içip yemeden önce çıkınındaki şeylerden birer lokma ve birer yudumu, ev sahibi Özel’e ikram edecek, onun yutkunmasını dikkatle izleyecek. Sonra tarihimizin sayfalarına geçecek olan şu vecizeyi yüksek sesle yumuşama müzakeresinin açılış cümlesi olarak dile getirecek:

“Ey Özgür Özel, sen Recep’i yaşat ki, hem sen hem de devlet yaşasın.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.