Suç ortaklarına suçüstü

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Demirel-Çiller-Ağar-Güreş çetesinin öleni ölmüş, kalanları ise bugün Erdoğan etrafında birleşmiştir. Eskisi bir yana, o günden beri suç ortaklıkları sürmektedir. Zaman içinde “gel- git”ler ve kesintiler olsa da esas kadro ve zihniyet açıktır.

Önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından ekonomide rasyonele dönüleceği açıklandı. Demek ki, sözde ekonomist tek adam, yıllardır ekonomiyi irrasyonel olarak yönetmiş.

Sonra Özgür Özel “normalleşme” çağrısı yaptı. Demek ki, durum en azından CHP tarafından anormal olarak görülüyor. Erdoğan bunu “yumuşama” olarak değiştirse bile durumu kurtarmaz. Demek ki lüzumundan fazla “sertleşme” olmuş.

Özel, AKP-MHP’yi suç ortaklığı ile itham edince dananın kuyruğu koptu. Hem Bahçeli hem de Erdoğan suçüstü yakalanmış olmanın kızgınlığıyla Özel’e saldırıya geçtiler. Belli ki, suçlarının ve suç ortaklıklarının hatırlatılması bile sinirlerini bozmuş. Bir de, bu suçların hesabının verilmesi olursa kızılca kıyamet esas o zaman kopacak demektir.

Özal döneminde yapılan reformların en önemli adımı Kürt sorununa çözüm için başlatılan diyalogdu. Bu diyalogun Özal’ın öldürülmesiyle sonuçsuz kalmış olması unutulmasına ve öneminin küçümsenmesine yol açmamalıdır. Özal ile birlikte birçok general ve subayın tasfiyesiyle süren bu cinayetler zincirinin her bir halkası ayrı ayrı aydınlatılmaya muhtaçtır. Ama genelde diyalog sürecine karşı olan güçlerin Özal’ı devirdikten sonra iktidara el koydukları ve 93 konsepti denilen inkar ve imha süreciyle karanlık bir devir açtıkları aşikardır. O süreçten beri katliamlarda yer alan kişi ve odaklar neredeyse tıpa tıp aynıdır. 93 konseptiyle iktidara el koyan Demirel-Çiller-Ağar-Güreş çetesinin öleni ölmüş, kalanları ise bugün Erdoğan etrafında birleşmiştir. Eskisi bir yana, o günden beri suç ortaklıkları sürmektedir. Zaman içinde “gel- git”ler ve kesintiler olsa da esas kadro ve zihniyet açıktır.

O günden beri olup biteni gözden geçirirsek, her köşede bir suç ve bir suçlu görebiliriz. En son Sinan Ateş cinayetinden başlayıp Roboskê’ye kadar gidelim. On binlerce “faili meçhul” dosyalarından hangisini açarsanız açın. Sonuçta bütün suçlular aynı duvarın arkasındadır. Ağar’ın zamanında itiraf ettiği gibi bu duvardan bir tuğla çekilirse bütün duvar çökecektir. Hepsi de altında kalacaktır. Bu korkuyla bütün suçlular birbirine kenetlenmiştir. Hepsi de Erdoğan’ın etrafında ve arkasında birleşmiştir. Bu suç ortakları hesap vermedikçe bu sistem ayakta kalacaktır.

Özgür Özel’in ısrarla yumuşama değil normalleşme derken cumhur ittifakını suç ortaklığı olarak tanımlaması bir dil sürçmesi değildir.

Bahçeli’nin hemen “Biz çekilelim, CHP-AKP koalisyonu kurulsun” demesi de bir lütufkarlık değildir. CHP’yi de suç ortaklığına çekmek ve sonuçta bütün suçu CHP’nin sırtına yıkıp gitme kurnazlığıdır. Ama sonuç Özel’in de belirttiği gibidir:

“Şu anda Türkler için de bir normalleşme yok, Kürtler için de bir normalleşme yok. Normalleşme bizim iyi niyetli çabalarımızdan ibaret şu anda.”

Normalleşme olacaksa öncelikle kayyım vb. hilelere, saldırılara son verilmeli, halkın iradesine saygı gösterilmelidir.

Her köşede bir suç ve bir suçlu var! Bir tek faili meçhul cinayet kalmamalı hepsi de aydınlanmalıdır. Failleri ölmüş olsa bile gıyaben yargılanmalıdır. Mehmet Ağar’ın meşhur duvarı çökse de, sonuna kadar gidilmelidir. Yani suç ortaklarına suçüstü yapılmalıdır. Bu yapılmadıkça her şey daha da anormalleşecektir. Suçlular her zamanki gibi zaman aşımından sıvışıp gitme gayretindedir. Suçluların telaşı içindeki tepkileri, saldırıları her alanda görülmektedir.

Zamanında, Altan Öymen CHP Genel Başkanı olarak HADEP ile yakınlaşınca Başbakan Ecevit’in ağır saldırılarına uğramış ve de acil bir operasyonla CHP Genel Başkanlığı’ndan düşürülüp yerine Baykal getirilmişti. Sonraki gelişmeleri ise biliyoruz. Benzer bir çorap Özel’in başına da örülmesin! CHP içinde ve etrafındaki kaynatılan kazanın amacı önem kazanmıştır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.