Gene beka sorunu mu?
Suat BOZKUŞ yazdı —
- Niyetleri ne olursa olsun düne kadar muhatap almayız dedikleri Sayın Öcalan’ı utangaçça muhatap almaktadırlar. Bahçeli, niyeti ne olursa olsun açıkça Öcalan’a ve DEM Parti’ye çağrı yapmaktadır.
Bahçeli’nin TBMM açılışında DEM Parti grubuna giderek el sıkışmasıyla başlayan gelişme ve görüşmeler zinciri hızla sürüyor. DEM Parti Eşbaşkanlarının Demirtaş, Yüksekdağ ve Mızraklı’yı cezaevinde ziyaret etmeleri, CHP Genel Başkanı Özel’in Diyarbakır gezi programını açıklaması ülke hatta bölge çapında yeni bir hareketlenme yarattı. Çünkü Kürtlerin geleceği bölgenin geleceğini de belirleyecektir. İlk görünüşe bakarsak bu gelişmelere karşı çıkan bir siyasi odak da yoktur.
Bahçeli’nin Erdoğan ile koordineli olarak başlattığı bu girişimler hemen yeni bir çözüm süreci anlamına gelmese de, sadece aldatmaca denilip geçilemez. Cumhur İttifakı’nın ve sahte muhalefetin 2015 seçimlerinden beri sürdürdüğü kanlı ittifakı elbette unutmuş ya da affetmiş değiliz. Ancak siyaset geçmişe dönük düşmanlıklar, hesaplaşmalar, kin ve intikam duygularıyla değil, geleceğe yönelik çözüm projeleri ve umutlarla yapılır. Bu durumda eski siyasetler çıkmaza girdikçe yeni siyasetler gündeme gelir.
Cumhur İttifakı her açıdan çıkmaza girmiştir. Beka sorunu deyip Kürtlere ve tüm iç muhalefete karşı başlattıkları düşmanca saldırılar, iç savaş uygulamaları batağa saplanmıştır. Dışa yönelik Yeni Osmanlı, Kürtlere karşı DAİŞ ile ittifak ve imha savaşı ile istediklerini elde edememişler, tam tersine çıkmaz sokağın sonuna gelmişlerdir. Bunun sonucu olarak bütün hayalleri suya düşünce dışarıda düşmanlık ettikleri tüm Arap liderlerinin peşine düşerek anlaşmaya çalışmışlardır. İçeride ise yeniden Kürtlerle anlaşma peşindedirler.
Ekonomi ise iflas halindedir. Devlet maaşları ödemek için bile borç bulmak zorundadır. Halkın açlık ve işsizlikten ötürü kıvranması ve çürümenin boyutları gizlenemez boyutlarda medyaya yansımaktadır. Kadın ve çocuk cinayetleri ile birlikte her gün hunharca işlenen cinayetler medyayı kaplamaktadır. Bu şartlarda devletin yeni bir yönelimi sözkonusudur.
Niyetleri ne olursa olsun düne kadar muhatap almayız dedikleri Sayın Öcalan’ı utangaçça muhatap almaktadırlar. Bahçeli, niyeti ne olursa olsun açıkça Öcalan’a ve DEM Parti’ye çağrı yapmaktadır. Düne kadar “Beka sorunu var, imha edelim” dediği Kürtlere, şimdi de “Beka sorunu var, anlaşalım” demektedir. Aslında doğru olan bu ikincisidir. Türkiye’nin beka sorunu dış tehditlerden çok içeride Kürtlere karşı insafsızca yürütülen inkar ve imha savaşıdır. Bahçeli’nin demeçleriyle bu konu gündemin başına yerleşmiştir.
Niyetleri ne kadar kirli ve tehlikeli olursa olsun objektif olarak yeni bir tartışma ve diyalog süreci başlamıştır. Şüphesiz ki, bu eski süreçlerin yüzeysel bir tekrarı olamaz. Kürtler horoz şekeriyle kandırılacak cahil bir çocuk değildir. Mücadele tecrübesi ve her alanda örgütlü gücüyle yeni bir demokratik ulustur. Bu ulusla ancak eşit ve özgürce bir anlaşmayla ortak gelecek kurulabilir.
Medyada her türlü iyimser ve kötümser senaryolar her yeri kaplarken artık devletin pusulası haline gelen “CB Hukuk işleri başdanışmanı” unvanlı Uçum gene uçmuş. Herhalde maaşına zam verdiler ki devleti kendisi yönetiyor zannediyor. Görünen o ki, mesele Kürt meselesi olunca pişman bukalemun Uçum, mayın eşekleri gibi öne sürülüyor. Erdoğan bir yandan Bahçeli’ye destek verdiğini söylerken bir yandan da Uçum aracılığıyla sopayı gösteriyor. Ancak bu kandırmaca-tehdit ve oyalamalarla bir sonuç alınamaz. Ama bir kere ok yaydan çıkmıştır. Bu oku da kimse geri getiremez. Artık konu boş tartışmalardan önce atılacak somut adımlardadır.
Bölgede ve dünyada her türlü değişim gündemdeyken Türkiye’nin bunun dışında kalması-kalabilmesi olanaksızdır. Sorun bu değişime halkların iradesinin ne kadar yön verebileceğidir. Bunu belirleyecek olan da özgürlükçü demokrasi güçlerinin mücadelesi olacaktır.